29. Bölüm

71 3 2
                                    

: Margaret - Lana Del Rey

Tatilin ilk haftası bitmişti. Sirius ve Adel 'le kalmak her zamanki gibi çok güzedi. 10 yaşıma kadar Dursley'lerin evinde kalmıştım ve bu çok kötüydü. Hagrid kapıyı kırıp içeri girdiğinde bizi o aptal "akrabalarımızın" yanından almıştı ve bu o zamana kadar hayatımda yaşadığım en güzel şeydi.

Gece saatlerindeydik, ben uyumamıştım. Size genel olarak ilk 1 haftadan bahsedeyim. Draco'dan mektup gelmedi daha. Eğer bu gecede göndermezse ben ona yazacağım. Abim her gün, her saat, her saniye Klara'ya bir mektup gönderiyor. Onu çağırdığımızda "Tamam, geliyorum." Diyip yarım saat daha gelmiyor. Adel'in Cedric'le birkaç kez mektuplaştığını gördüm. Ha bu arada Adel Cedric'le çıktığını Sirius'a açıklamadı daha. Aslında Sirius ona kızmaz tabii ki, o da bunu biliyor fakat yinede çekiniyor. Adel'in ne kadar utangaç ve çekingen olduğunu biliyorsunuz, daha Cedric bile "sevgili" lafını kullanınca utanıyor, bana bu durumu açıklarken bile çok utanıyordu. Babasına sevgilisi olduğunu açıklamak onun için çok zor. Ama yakında açıklamasını umuyorum.

Ben her zamanki gibi kitap okurken camım tıklatıldı. Tatlı, kahverengi bir baykuş. Onu camımda görünce hemen tanıdım. Bu Malfoy'ların baykuşu! Hemen camı açtım. 1 haftadır beklediğim mektup gelmişti. Önce baykuşun kafasını okşayıp sonrasında gagasından mektubu aldım. Hemen açtım ve okumaya başladım.

Sevgili Alice,

İlk hafta yazamamamın sebebi her zamanki gibi babamdı. Sanırım birkaç kez dersi astığımı duymuş, -muhtemelen Profesör Snape söylemiştir- bu yüzden bana "Bir hafta arkadaşlarınla görüşüp mektuplaşmak yasak!" Dedi. Sana yazamadığım için özür dilerim, ama iyi ki sen de bana yazmadın çünkü babam bu cezalı 1 haftada sadece benim mektup yazıp yazmadığımı değil, bana gelen mektuplarıda kontrol etti. Yani senden gelen bir mektup görseydi, muhtemelen ikimizide yaşatmazdı... Her neyse, bundan sonra istediğin zaman yazabilirsin.

Çokça sevgiler,
Draco Lucius Malfoy

Mektubu geri katlayıp zarfın içine koyunca istemsiz gülümsedim ve ben de ona bir mektup yazdım:

Sevgili Draco,

Babanın seni sürekli böyle kısıtlamasından nefret ediyorum, eminim sen de nefret ediyorsundur. Babanın seni bilerek üzmek için bunları yaptığını düşünmüyorum, sonuçta baban. Bir sebebi vardır elbette. Sen hiç canını sıkma, her zaman dertleşmek için bana yazabilirsin, ben buradayım. Alice Lily Potter her zaman arkadaşlarının yanında olmak için görevlendirildi!

Sanada çokça sevgiler,
Alice Lily Potter

Mektubu katlayıp zarfın içine koydum ve hala camda bekleyen baykuşun gagasına tutturdum. Yaklaşık 10 dakika sonra tekrar bir mektup geldi.

Aklıma bir şey geldi, söylemek istedim. Sen ilk sınıftayken senin binan seçilmeden önceki konuşmaları hatrılıyor musun? Oldukça trajikomikti :D

Mektubun bu kısmını okuduktan sonra okumayı bıraktım ve biraz düşündüm. Bir an hatırladım ve kendi kendime küçük bir kahkaha attım.

Flashback

1. sınıflar akın akın Büyük Salon'a giriyordu, bir sürü oluşmuştu. Alice çok heyecanlıydı çünkü 2 yıl öncesine kadar varlığından haberdar olmadığı büyücülük okulundaki binası seçilecekti. Hangi binaya seçilirse seçilsin abisinin onu anlayışla karşılayacağını umuyordu. Fakat yinede içten içe istediği, kendisine seçim hakkı bırakılsa hemen orayı seçeceği bir bina vardı. Gryffindor. Cesur ve yiğit yüreklilerin gittiği binaydı, aynı zamanda annesi, babası, abisi ve tanıyınca çok sevdiği Hermione ile Ron da Gryffindor'daydı. Hem onlarla daha fazlada vakit geçirebilirdi bu sayede. Aynı zamanda Alice kendini Gryffindor'a ait hissediyordu. Cesareti çok fazlaydı, en az babası kadar. Gryffindor olacağını umarak isminin duyurulmasını bekledi.

𝐅𝐨𝐫 𝐚 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐆𝐢𝐫𝐥 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin