Yunho gözlerini açınca kızının saçları tarafından yüzünün işgal edildiğini gördü. Yüzünde ki saçları nazikçe çekince yatakta doğrulup küçücük kanepede iki büklüm kalmış Mingi'yle sırıttı. Evliliğin ilk gecesiydi fakat o kızıyla mışıl mışıl uyumuş Mingi'yi ise kanepeye atmıştı. Hoş o da kabul etmişti.
Yataktan kalkıp banyoya geçip işlerini kısa sürede halledince odaya geri dönmüştü. Kızını yatakta görmeyince odadan çıktığını anladı. İlk gerilse de zamanla yavaş yavaş buraya alışmalı dedi içinden. Ardından ise kanepeye ilerleyip Mingi'nin açılmış olan karnına baktı. Maşallah derken omzuna dokunup seslendi.
" Mingi kalk hadi siz ne zaman kahvaltı ediyorsunuz? Anan zaten kaynanalık yapacak gibi duruyor."
Mırın kırın eden adamın hala daha uyumaya devam etmesiyle göz devirip kafasına bir tane patlattı. O an gözlerini açan Mingi'nin çatık kaşları ile ona bakmasıyla Yunho havada ki elini kendi saçlarına atıp şirince gülümsedi. Mingi'nin ise çatılı kaşları hala daha yerinde iken hızla yerden kalktı.
" Uyan be sende aa. Yoona gitmiş zaten onun yanına gideceğim ancak evliliğin ertesi günü erinden önce odadan çıktı muhabbetleri çekmeyeceğim vallahi."
" Sen çok konuşuyorsun yavrum." Mingi'nin uykulu sesi! ve yavrum. Uykulu boğuk sesiyle yavrum diyen Mingi. Yunho hızla başını iki yana sallayıp banyoya ilerleyen Mingi'nin ardından dil çıkardı.
" Kıro musun sen yavrum ne? Ayrıca çok konuşmuyorum Mingi ağam senin paşa keyfini sömüren kişi pek çıkmamış karşına hepsi bu!"
Yüzüne kapanan banyo kapısıyla sinirle göz devirip dağınık olan odaya toplamaya başladı. Kızına pijama ile çıkmıştı odadan. Acaba ona ayrı oda yapılır mıydı ilerde? Herneyse şuan koynunda yatması daha iyiydi.
Topladığı odanın hem avluya hemde dışarı bakan camlarını açınca dolaba ilerledi kapağı açınca ne giysem diye düşünürken iki elide belinde boynu hafifçe bükük kıyafetlere bakıyordu.
Krem renkli bir kapri beyaz bir tişört ve siyah sandalet mükemmeldi. Hem yazın ortasında yakacak şeyler giymek istemiyordu. Mingi çıkana kadar giyinmişti bile. O sırada kızının ağlama sesiyle kaşlarını çattı. Hızla odadan çıkınca sesin geldiği yöne ilerledi. Lanet koca konağa küfür de etti tabi.
" Kızım." Yerdeki minik kızını hemen kucaklayıp ona sıkıca sarıldı. Aynu karşılığı veren kızıyla diğer çocuklara döndü.
" Ne oldu bebeğim?" Küçük kızının itti diyerek parmağı ile çocuğu göstermesiyle derin bir nefes aldı. Kızıyla birlikte yere çökünce ondan ayrılan kızının vücudunu kontrol etti ilk. Yara veya kanayan bir yer yoktu. Ardından minik oğlanı da nazikçe tutup yanına çekti.
" Şimdi her ikinizde birbirinizden özür dileyin. Sonra sarılın ve bir daha asla kavga etmeyin. Siz iyi bebeklersiniz." Kızı daha iki yaşındaydı fakat kollarını açınca sarılan minnaklar ile gülümsedi.
Tekrar oyuna dalan çocuklarla doğrulup merdivenlere döndü ki gördüğü bedenle durdu." Hele hele kocan nerde senin ilk günden sen laf söz dinlemez misin damat?" Kaynanasının söylediği şeylerle içinden sabır çekerken onu görmezden gelip yanından kaçtı gitti. Sabah sabah muşmula suratla uğraşacak değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/368096919-288-k607497.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilek / Yungi
Fanfiction" Benim Yunho'm." " Yo ben kızımın Yunho'suyum." Aşiret ficidir! Tamamen hayal ürünüdür! Gerçekle ilgisi yoktur! Yan karakterler ve shipler; jongsang seongjoong woosan