24

98 20 18
                                    










Diğer bölüm neydi abi öyle? O kadar sıkıp salladım ki skfjkdjxksks Mingi'nin siyah gömleği beyaz oldu amk bir anda sjdjsshkahzkshs neyse bölüme geçelim
15 oy altı gelirse yen8 bölüm yok💅🤌 muck













" Dua et kurşun sıyırdı. Hoş keşke girseydi." Saçlarını okşayan elle göz devirdi. Birde pansuman yapıyordu tek işi buymuş gibi. Kafasını çekti ki saçlarını bırakmayan elle sinirle sırıttı. Sardığı kurşun yarasına parmaklarıyla bastırınca elini çeken Mingi ile o da çekti elini yaranın üstünden.



" Mahkemeyi açtın mı gerçekten?"



" Evet Mingi. Yeter bıktım sizden senden ailenden. Hem bunca kalabalık neden evde? Beni mi bulup vuracaktınız? Kaçıncı yüzyıldayız da buna kalkıştın sen. Tabi sen yaparsın bana vurdun çünkü. Senin elini kesmeliyim de zamanı var. Ananın dilini kesince yapıcam onu. Ya onu bunu geç beni eve kilitlemeni açıkla lan it soyu. Bu ne demek bu nasıl bir aptallık? Sen böyle bir insan mıydın? Biz seninle halı yıkadık benim kızım sana baba diyor amına koyim."



Yunho sessizleşip Mingi'nin bacakları arasında ayağa kalktı. Yatağın üstünde ki ilk yardım kutusunu alıp banyoya girdi. Dolabı açında en üste koyup banyo dolabının kapaklarını kapadı. Geri içeri dönünce üstü cıbıl kocasıyla dolaba adımladı. Pijamasını çıkarınca yatağa adımladı. Elindekileri yatağa bırakıp ona bakan Mingi'ye aşağı işaret etti.



" Pantolonunu çıkar."



" Kolumu hareket ettiremiyorum yavrum." Mingi'nin dediği lafla göz devirdi. Eğilip kemerini çözünce fermuarı açtı. " Kaldır götünü." Mingi'nin ayağa kalkmasıyla pantolonu götünden çekti. Geri oturmasıyla paçalarından tutup pantolonu komple çekip çıkardı. Kenara atınca pijama takımını güzelce giydirdi. Kol kısmını ise düzgünce katladı. Bandajın üstüne çıkarınca kirli çamaşırları alıp kirliye atınca geri odaya döndü.



" Bana vuran ellerini kırmam gerek iken sana bakıyorum. Sebebi ise kardeşim bu evliliğe onun için başladım onun için de şuan burdayım. Bunu sakın unutma seni vurma olayı dinsin geri gideceğim boşanıyoruz çünkü."



" Bana sinirlisin haklısın ama olmaz. Bütün ağalar toplanırlar tek seni değil kardeşimi ve kardeşini de öldürürler. O zaman ne olacak? Onlar kaçarak evlendiler çünkü anlıyor musun? Kafana göre karar alamazsın."



Yunho koltukta uyuyan kızına baktı. Bugün çok korkmuştu. Hem onca insan neden buradaydı anlamış değildi. Kızını kucağına alınca yatağa adımladı. Onu izleyen gözleri şuan oymak istese de kızının daha fazla sese maruz kalmasını istemiyordu. Miniğini yatağa yatırıp minik elini öpücük kondurdu.




" Kızımıza kardeş geliyor he yavrum. Onları benden mahrum edemezsin."



Yunho duyduğu lafla başını iki yana salladı. Kapıya adımladı daha fazla onunla konuşmak istemiyordu. Kapıyı açıp odadan çıkınca terasa adımladı. Kollarını göğsünde birleştirince derin bir nefes aldı. Koltukta oturan eltisiyle gülümsedi. Şuan ikisine çok ihtiyacı vardı gerçekten. Hızla yanlarına adımlayıp sedire oturunca geriye yaslandı.




" Bunca aşiret neden burdalar?"




" Seni bulmak için ve büyük ihtimalle kaçtığın için öldüreceklerdi."




" Kararı Mingi mi verdi?" Sessizce başlarını sallayan ikili ile yutkundu. Yazıklar olsun diye aklından geçirdi. Onca adamla gelene kadar kapıya gelip konuşmak istese kabul ederdi. Jongho yine hakkıyla döverdi tabi hatta o da arada geçirirdi. Daha dün sakin akıllı ağa derken bu mal halleri gerçekten cileden çıkarıyordu Yunho'yu.




" Anam sürgün edildi evden." Wooyoung'un sesiyle ona döndü. Ciddi misin dercesine baktı. Neden? Mingi'nin aklı başına mı gelmişti. Buna kahkah atabilirdi çünkü çok geçti. Ama bu kadınınkonaktan gidişini gülerek izleyecekti.




" Neden? Umarım ömür boyu gelmez de Neden?" Hwa'nın kalkıp yanına gelip oturmasıyla o da vücudunu eltisine çevirdi.




" Gerçekten düşündüğümüz gibi anam kızını vermiş o gün Seonjun da Yoona ile aşağı inmiş. O kadın oğluma vurup bu olanları birine dersen baban ile seni ahıra kapatırım deyince korkmuş çocuk. Dün dedi herşeyi yoksa gelip seni bulacaklardı. Berdeli bozup seni Yeosang'ı ve Jongho'yu anladın işte. Ama Mingi öğrenince anamı bağ evine sürgün etti. Yarın gidecektir anam."





" Bir anda soğudum Mingi'den. Bıktım usandım annesinden bu konaktan gidişini yarın gülerek izleyeceğim. Sonra bende giderim zaten. Bu arada Sanghyuk'a ne olmuş?" Su kaç gündür rahatsız edeceğini düşünmüştü ama ortalıkta yoktu. Hatırlamıyordu zaten konuşulanları. Ölmesine elbette üzülmezdi. Hayatında ki erkek seçimlerine yine küfür etti bu sebeple.






" Benim erkekten yüzüm gülmedi. Nefret ediyorum cinsiyetimden."






" Sen bebeği ne yapcan eltim?" Hwa'nın söylediği şeyle omuz silkti. Ne yapacaktı aldıracaktı. Mingi'den de boşanınca rahat bir nefes alacaktı.





" Doğmayacak. Aldıracam bebeği zaten Mingi'yi boşuyorum. Bebeğine gerek yok hayatımda."





Başını önüne çevirirken merdivenin başında Mingi'yi görünce yutkundu. Gözleri bir kaç saniye birbirinde oyalandı. Woo ve Hwa'da eltilerinin baktığı yere döndüler. Mingi'yi görünce elleriyle ağızlarını kapadılar aynı anda. Kötü olmuştu şimdi duyup da. Aha geliyordu Hwa ve Woo pür dikkat koca gözlerle Mingi'yi izlediler.





Yunho ise üstüne doğru gelen adamla başını iki yana salladı. Bileğinden tutup sedirden kaldıran Mingi'nin peşinden giderken kızlarının odasına girmişlerdi. Malum Yoona yatak odalarında yatıyordu. Yunho hızla kapatılan kapıyla göz devirdi. Kollarını göğsünde birleştirince karşısına geçen eski kocasısu beyine baktı ki yumruk atma isteği oluşuyordu içinde.






" O sikik Sanghyuk'un çocuğunu bile aldırmadın seni yarı yolda bırakan adamın. Ama benim bebeğimin doğmayacağını söylüyorsun. Benim kızıma kardeş gelicek Yunho. İşler ne ara buraya geldi söylesene sen? Herkesten önce seni tuttuğum için mi? Bütün herkesi karşıma aldığım için mi? Ne için desene hele bana."







" Sana gerçekten aşık oldum Mingi. Saçma sapan şeylerinize boyun eğmesem bile sustum. Benim kızım için benden çok endişelendin. Ama benimde kızımdı o. Bana vurmak bağırmak odaya kapatmak yerine. Kızımızı bulup geleceğim merak etme demen gerekirdi ama demedin. Annene durduk yere ne zaman iftira yada yalan attım ben? Bak benim dediğime geldin. Anan yapmış kızımı kızımızı! almış vermiş. Bak şimdi zararlı sensin. Ben yokum, kızım yok, doğacak bebek yok, evliliğimiz yok. Biz yokuz artık Mingi olan bu."






Sessiz kalan Mingi ile derin bir nefes alıp verdi. En başından kabul edip bu hale gelmek saçmalıktı. Üstüne doğru bir adım atıp gözlerine bakan adamla gözlerini kaçırdı. Daha fazla oyalanıp karşılıklı durmaya gerek yoktu. Yana dönüp adım attı ki karnına dolanan kollarla durdu. Omzunu öpüp oradan da şakağına öpücük konduran Mingi ile yutkundu.





Bu adamın seksüel tansiyonları sinrini bozuyordu şuan. Dediğini şıp diye yapsa ne olurdu yani? Ne gerek vardı tutup öpmelere.





" Seni seviyorum yavrum. Sanırım o gün gözüm döndü. Ve onunla gittiğini düşündüm ta ki eve gelene kadar ancak bana fotoğraf attı kafedeydin."





" Ne? Ben o gün Wooyoung ile gittim onu görmedim bile ve nasıl onunla gideceğimi düşündün? Gelip sormak zor olmazdı Mingi."





" Kocamsu beye ne oldu? Bir Song olduğunu biliyorsun demi?" Şuan espri yapmak istiyordu ama zamanı değilmiş gibiydi ama bu Yunho idi ve yaptı şakasını.





" Ben şarkı değilim Mingi. Ama seni çok özledim...."











♡♡♡♡♡



Kitap gittikçe batıyor help help meee



Rüyalar alemine hoşgeldiniz.

Çilek / YungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin