11

108 20 45
                                    

















Bir kaç güne nazaran daha sessiz bir konak. Yada Yunho entrika, heyecan ve dedikodu dolu şeyler yaşadığı için boşluk gibi geliyordu şimdiki sakinlik. Mesela kızına oda yapmışlardı. Mingi ile güzelce temizleyip boyamışlardı. Eşyaları terie seçip yerleştirmişlerdi. Oldukça güzel bir oda olmuştu.



Kendisi ise bir çocuk istiyordu kızına kardeş. Aşamalara başlamışlardı ama bir ayda tık yoktu. Yakında her gece sevilmekten sakat kalacaktı. Bak yine dün gece aklına gelince yanakları kızarırken utanma bütün vücuduna yayılırken gülümsedi.




" Yunho hyung." Wooyoung'un sesiyle mutfak masasında ki gözlerini kapı eşiğine çevirdi. Neşeli ve atik haline tezat Wooyoung ile kaşları merakla çatıldı.



" Gel canım otur çay doldurayım mı?" Başını iki yana sallayan adamın gelip sandalyeyi çekip oturmasıyla dirseklerini masaya koyup elleriyle oynamasını izledi. Bu sessizlik ve tavırlar onu iyice merak iterken sonunda sordu.




" İyi misin Wooyoung? San mı bir şey falan dedi?"



" Yok, yok ne deyecek zaten." Yine sessizlik derdi vardı belliydi işte. Yunho Woo'nun elini tutup destek verircesine sıktı. Ne olursa olsun kesinlikle yardım etmeye hazırdı.



" Anlat bana rahatlarsın. Hem çözüm buluruz birlikte." Koyu kahveler sonunda yüzüne değince kızarık harelerle ağladığını anladı. Bu kadar ciddi ne olabilirdi ki?




" Yongbok. O hastaneye kaldırılmış." Ne? Neden? Yoksa kocası yada yılan kaynanası mı bir şey yapmıştı. Beklerdi çünkü onlardan insanlıktan nasiplerini almamış yüzsüzler.





" O intihar etmeye kalkışmış." Duyduğu şeyle Wooyoung'un elini tutan elini kendine çekip açık kalan ağzını kapatmak için yüzüne siper etmişti. Daha melek gibi gencecik oğlan. İnanmıyordu bu kadar nasil acımasız zalim olabiliyorlardı.




" Ölmüş mü?" Wooyoung'un daha da çok hıçkırmasıyla gözünden yaşlar dökülmeye başladı. Bir güneş daha batmış mıydı yani?




" Bilmiyorum sadece o adi herif bulmuş götürmüş hastaneye bu sabah haber aldım gizli tutmaya çalışıyorlarmış. Yaşıyor mu ölü mü bilmiyorum hyung. Ona yardım edemediğim için kendime kızıyorum. Abim keşke zamanında kaçıraydı. O zaman herşey daha başka olurdu."





Resmen aşiretlere veya Yongbok'un ailesine haber gitmesin diye gizli tutmaya çalışıyorlardır. Ama Yunho geçen ki gibi suspus olup gitmelerine izin vermeyip o oğlanın da elinden tutacaktı. İlk işi o lanet ailesi ile görüşmekti.




Hızla masadan kalkıp mutfaktan çıktı. Wooyoung da ardından panikle kalkıp onu takip etti. Yunho odasına girince üstüne ceketini aldı. Kızı için ufak bir çanta yapınca odadan geri çıktı. Minik kızının odasına girip Oyuncakları ile oynayan kızını kucağına alıp odadan çıkınca Woo'ya döndü.




" Hazırlan Lee ailesine gidiyoruz."



" Tamam da San'a habe-"



" Asker değilsin ve her hareketi komut vermek zorunda değilsin. Bırak bir kere konfor alanından çıkıp bazı şeyleri fark etsin. Örneğin geceleri onunda kalkıp çocuklara bakması gerek. Anladın mı?" Sırada ki öğrencisi Wooyoung'du anlaşılan. Başını sallayan oğlanın gözden kaybolmasıyla o da odaya girip kızının üstünü değiştirince pusetine koydu. Çekmeceden arabanın anahtarını alınca odadan çıktı.




Çilek / YungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin