40'dan aşağı yorum gelirse yenim bölüm yok muck:)
" Ulan Song Mingi! Şerefsiz çık lan avluya! Orospu çocuğu gel banada vur lan yiyorsa! Seni buraya gömmeye geldim Song Mingi in lan aşağıya!"
Yunho arabayı sağa çeker çekmez araçtan inince Yeosang'ın da Yoona ile inmesiyle hemen açık konak kapısından içeri girdiler. Duyar duymaz Jongho evden çıkıp gelmişti. Onlar ise peşlerine düşmüşlerdi. Kızı evde tek bırakamayacaklari için ve Jongho'yu sakinleştiricek olan ilk üç madde, yiğeni, abisi ve eşiydi.
Yunho merdivenlerden patır patır inen kalabalıkla kaşlarını çattı. Ev neden bu kadar kalabalıktı? Hem şehir dışında ki Yoongi bile buradaydı. Tek Yoongi de değil tabi. Kafasını geriye çevirip konağın dışına bakınca yeni dikkatini çekmişti arabalar. Berdel içi karar ki alacaklardı yoksa? Jongho da buradaydı ya bozarlarsa diye geçirdi içinden. Önüne geri dönüp kardeşine doğru adımlayıp kolundan tuttu.
" Bırak abi geriye çekilin siz. Bana Mingi hesap verecek!"
Yunho koluyla onu durduran Jongho'nun sarf ettiği sözlerle yutkundu. Ardından silahların metal sesleri kulaklarına dolunca avluya doluşan kişilerde göz gezdirdi. Hepsine çay vermişti birde bunların hainler diye gidip kafalarına bir tane patlatmak istiyordu.
Ardından San ve Hongjoong'u da içlerinde görünce yazıklar olsun dedi gözlerine bakarken. Uzakta oldukları için duymasalar bile anladıklarına o kadar emindi ki. İşittiği sesle başını konağın merdivenlerine çevirdi. Mingi'nin üstünde siyah gömlek ve pantolon vardı oldukça dağınık duruyordu. Mahkeme celbi geldiğinde ne yapacak acaba dedi içinden.
" Jongho ağzını toplayasan. Kardeşimin eşi demem. Abisi eşim! demem ben seni gömerim bu konağa."
" Kes sesini! Sana boşanma davası açtım! Song adınız batsın sizin." Yunho kardeşinden önce davranıp konuştu. Ona dönen kardeşine adımlayıp ' sakin ol ' dedi kısıkca. Onu gerçekten öldürürlerdi burada. Üç kişiye bir ordu olmazdı.
" Şimdi ben kardeşlerimle gidiyorum. Sende söyle köpeklerine silahlarını çeksinler kızım korkacak."
" Hayır abi gitmiyorum siz Yeosang ile gidin ama Mingi bana hesap verecek attığı tokadı misli ile yiyecek ki bende buradan gideyim!"
Yunho derin bir nefes aldı. Yeosang'a baktı ki başını iki yana salladığını gördü. Yoona'nın kafasını boynuna yaslamıştı. Onunda Jongho'yu tek bırakmak istemediğini biliyordu ama bu olay daha çok büyürse herkes zararlı çıkmaz mıydı?
" Yunho ve Yoona'yı bırak konaktan çık git Jongho. Kimse zarar görmesin."
" Arkada silah çekenlere sığınma Song Mingi! Biz seninle teke tek hesaplaşıcaz. Abime hangi hakla vurursun sen! Onu bu sikik yere kilitlersin? Ben senin kardeşine el bebek gül bebek bakarken ulan. Karnında senin bebeğini taşıyan adama nasıl yaptın bunu Mingi ağa!:)"
Yunho kardeşinin dediği lafla salak diyip kafasına vurmak istiyordu ama havası kaçmasın diye ses etmedi. Mingi'ye baktı ki bozguna uğramış haliyle gözlerine daha fazla bakmadan başını çevirdi. Şimdi asla bırakmazdı bu mal bunu. Yunho sinirden dolan gözlerini elinin tersiyle silip Jongho'nun önüne geçti. Onu kenara çekmek isteyen kardeşine müsade etmedi.
" Bu bebek doğmayacak. Sizin lafınızla diyeyeim berdeli bozuyorum. Seni boşuyorum Song Mingi. Mahkeme celbi yarın eline gelir. Şimdi biz gideceğiz ve tek silah sesi duymayacağım! Duyarsam ilk başta gelip ananı öldürürüm. Sonra sizi ki bilirsin yaparım Mingi."
Kimseden ses çıkmayınca herkes Mingi'den bir olay bir cevap bekliyordu ki onunda belinde ki silaha sarılmasıyla Yunho elinin altında ki gömleği dağa sıkı tuttu. Hepimizi öldürecekler kesin dedi içinden. Gözleri konakta eltilerini aradı ki görmemişti. Nerdeydi bunlar?
" Berdeli kafana göre bozamazsın Yunho. Sen kızımız burada kalıyor. Kardeşin ve kardeşim evlerine gidiyor."
" Kes lan sesini orospu çocuğu!" Ne olduysa bir anda olmuştu. Kardeşi ardından çıkıp Mingi'ye adımlayıp attığı yumrukla dev adamı sarsıp yere düşürünce üst üste yumruklarını geçirmişti ki diğer kişiler tarafından tutulup çekilince Yunho hemen kardeşini o pislerin elinden alıp geriye doğru çekti. Mingi'ye baktı ki ilk kanayan burnunu silip ardından ayağa kalkmıştı.
Yunho kalkan edasıyla kardeşinin önünde durunca kimse yaklaşmasın dercesine elini öne uzatmıştı. Yüreği ağzında kuş misaliydi. Olay öyle bir yere gelmişti ki. Her an herşey olabilir hissi veriyordu.
" Baba." Kızının sesini duyunca kısık sesle siktiri çekti. Aile dramının eksiksiz maddesi çocuk. Yeosang'ın ona adımlayıp tutmaya çalışması boşa çıkınca küçük cadı kızı koşup Mingi'ye sarılmıştı bile. Kızını kucaklayıp ' miniğim ' diyip saçlarını öpüp koklayan Mingi ve babam diyen kızıyla göz devirdi. Şuan Yoona'nın babası dramı yapması gerçekten sinirini bozmuştu. Daha bebekti bir şeyde diyemiyordu.
" Tamam bu kadar maskara yeter. Evli evine köylü köyüne. Dayağını attığına göre gidebilirsin Jongho. Yunho sende yukarı çık."
Yunho duyduğu lafla öne atılan kardeşini resmen sırtı ile geriye tepmişti. Ardından ise eşine! bakıp sırıttı. Beni tanımıyor mu? Dedi içinden dediğimi yaparım ben diye devam ettirdi. Ona tokat attığı an gözünün önünde dönünce başını iki yana salladı.
" Asıl senin rezilliğin yeter! Ben o muameleyi ve hakareti sineye çekecek değilim. Sana dedim ve seni boşuyorum. Anan ile mutlu mesut yasa bu lanet konağında! Ama benden ve ailemden uzak duracaksın, duracaksınız! Bana berdel lafi ile sakın gelme bile!"
" Yavrum ev-"
" Kes sesini! Bundan sonra Yunho diye birisi yok senin hayatında. Bebeklerimin sadece babası da benim. Sen dış kapının dış mandalısın! Hayvan herif siktiğimin delisi. Boşol, boşol, boşol Mingi."
Yunho dona kalan Mingi ile ona adımlayıp kızını kendi kucağına alıp hızla geri döndü. Jongho'yu görümcesi ile çekeştirirken Yunho kimse ölmeden konaktan çıkmak adına soğuk terler döküyordu. Zaten Jongho dövmüştü daha ne isteyip de gitmemek adına direniyordu ki? Burnunu kanatıp çenesini yamulttuğu yeterdi. O an hemen lafa girişip odağı kendine çevirmişti.
Ne kardeşi ölsün istiyordu nede öldürsün. Bu gidişle ikiside olacaktı çünkü Mingi'yi öldürse onu da net öldüreceklerdi. Yunho kulağının dibinde ' Mingi baba ' diyen kızıyla gözlerinde ki biriken yaşı döktü usulca. Tam konaktan çıkacak iken silah sesini duyunca gözleri irice açıldı. Titrek bir nefes çekti ciğerine kalbi sızlarken kötü bir şey olmamasını diledi.
Başını yavaşça çevirdi. Mingi'nin silahını havada iken gördü. Vücuduna göz gezdirdi ki kolundan akan kan beyaz gömleğe bulanmıştı. Bir bu eksikti. Bir dakika Mingi havaya ateş ettiyse kim vurmuştu? Kardeşine çevirdi korkarak başını. Elindeki siyah silahı önde tutuyordu. Eliyle hızla ağzını kapatınca tekrar çekilen silahlar sesli küfür savurdu.
" Yeosang Jongho'yu al git. Yoona'yı ver!" Yunho hemen kızını Yeosang'ın kollarından alınca Yeosang ise eşinin elinde ki silahı alıp Jongho'nun önüne siper olunca geriye doğru zor zoruna itiklerken Yunho ise kızının kafasını omzuna yaslayıp Mingi'ye adımladı. Eğer durdurmazsa net vurdururdu kardeşini. Zaten onca insan boşa gelmemişti.
" Bunca show yeter Jongho ve Yeosang eve gitsinler. Ben burdayım tamam mı? Silahları da indirsinler! Yoona da korkuyor hem."
♡♡♡♡♡
Vpn ile anca girdim. Bu arada bölüm ksjdjsmjddKZJDKEHSKALHDUQHHAHAJSNSJS
Rüyalar alemine hoşgeldiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilek / Yungi
Fanfiction" Benim Yunho'm." " Yo ben kızımın Yunho'suyum." Aşiret ficidir! Tamamen hayal ürünüdür! Gerçekle ilgisi yoktur! Yan karakterler ve shipler; jongsang seongjoong woosan