22

127 23 135
                                    




40 dan aşağı yorum gelirse 1 ay sonra yeni bölüm alırsınız muck
















" Baba ağlama." Yatakta oturmuş kara kara düşünürken ağladığını farkında bile değildi. Ta ki kızının pelte sesi kulaklarına dolana kadar. Gözlerini hızla silip yerden ona bakan kızını koltuk altlarından tutup kucağına aldı.
" Geçti baba." Yanağını öpüp gülümseyen kızıyla o da gülümsedi.





" Hemende geçti bak ağlamıyorum."




" Dayımı özledim." Evet Jongho'dan kaç gündür ses yoktu zaten. Bu olayları bilmiyordu bile. Bilse kardeşinin sessiz kalmayacağına emindi. O gün Yeosang'ı kaçırdığı gün yediği dayağı bilerek yemişti. Abisi haklıdır demişti kendince ve şimdi asla sineye çekmezdi.





" Dayıya gitmek ister misin?" Başını mutlulukla hızla sallayan kızının tombul yanaklarından öpüp kucağından kaldırıp yatağa otutturunca dolabın kapaklarını açtı. Sırt çantasını çıkarıp kızı için kıyafetler koydu. Bebek bezi ıslak mendilini de atınca çantayı kapattı.  Geri doğrulup şimdi giymek için kızı ve kendisine kıyafet çıkarıp ilk kendi giyinip ardından kızını giydirdi. Kol çantasına kimlikleri cüzdanı telefonu koyunca sırt çantasını takip kol çantasını yan bir şekilde boynuna asıp kızını kucağına alınca odadan çıktı.






" Nereye sen yılan damat?" Bu kadını gerçekten öldürecekti. Ve buna kimse mani olamayacaktı.




" Kızımla gezip hava alıcaz." O sırada tandır kısmından içeri giren Hwa'nın sorgulayan bakışları ile omuz silkti. Geri kaynanasına dönünce telefonu çıkardığını gördü. Wooyoung ise bir üst katta ki terastan bakıyordu. Fakat elindeki suyu aşağı döküp kaynanasını ıslatınca Yunho sırıttı.





" Zilli damat telefonum gitti. Neyden arayacam ağa oğlumu ben."





" O ağa oğlunu boşuyorum yılan kadın." Yunho konağın kapısını açıp dışarı çıkınca yolun ağzında ki kendi aracına adımladı. Kızını arka koltuğa otutturunca şoför koltuğuna geçip ilk kapıları kilitledi. Çantayı yan koltuğa bırakıp anahtarı kontağa takınca arabayı çalıştırıp yola koyuldu.












~~~








" Yeter kaç gündür bağırdığınız. Anamdan şüphe etti çünkü o gün onlara bakan bendim. Mutfakta yemek hazırladım hepsine ki sonra Seojun ve Yoona ortalıkta yoktu. Bütün evi aradım ama Yoona yoktu. Seojun ise odasında yatıyordu. Annem ise çok sakindi ne sana nede ona laf etti. Ufacık olayda bile lafını esirgemeyen anam kaç gündür suskun neden? Oyununu çok iyi oynadı çünkü."






Seonghwa konağın kapısından silahlarla çıkmak üzere olan Song aşiretinin önünde durmuştu. Daha gidip eniştesi Yoongi'yi bile aramışlardı. Ama daha fazla dayanamayıp konuşmuştu. Şimdi ise odak noktasıydı Hongjoong bundan hoşlanmasa da.






" Dilini keserim senin! Bana iftira atmak adettir he? Oğullarımda anca ezdirir analarını anca."





" Babaannem yalan diyor. O bana vurdu. Yoona'yı aldı." Seojun'un sesi konakta yankılanınca Seonghwa Merdivenlerden hızla inip koşar adım yanına gelen oğlunun bacağına sarılmasıyla yutkundu. Oğluna vurup Yoona'yı da o piçe vermişti gerçekten.





" Anasına çekmiştir. Anca zehirler çocuğu bana karşı."





" Benim oğlum yalan konuşmaz. Birde ondan dinleyelim o da yoktu mutfakta dedim az önce." Hwa Mingi'nin bir oğluna birde anasına baktığını gördü. Ama silahı hala elindeydi beline sokmadığı sürece diğerleri de sokmazdı. Oğlunun doğruyu dediğine de inanıyordu. O yüzden oğlundan ayrılıp tek dizinin üstüne eğilip oğlunun saçlarını geriye itikledi.





Çilek / YungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin