15

167 23 43
                                    


















Yunho yeni uyanmışlığın verdiği halle yatağın ortasında oturuyordu. Çakal Mingi gecede rahat bırakmamıştı. Zaten aklı Yongbokdaydı. Kim kaçırdı veya Wooyoung bunu nasıl biliyor. Deli gibi merak ediyordu. Ama o gece boyu inleyip durmuştu. Birde ben sana ne dedim ne yapıyorsun sen diye becerilmişti bütün gece. Bak yine sinirlendi.



" Kalkacan yavrum?" Yunho seri katil edasıyla başını oldukça yavaş bir şekilde banyo kapısının önünde ki eşine çevirdi.
" Sana koysam sende kalkamazsın yataktan Mingi."



" Kocamsu beye ne oldu?" Yunho göz kırparak soru soran adamla omuz silkip kollarını göğsünde birleştirdi. Kızgındı yani bari kafasında soru işareti olmasıydı vallahi çok mükemmel olurdu. Öyle ateşli gece yoktur. Bak yine kafası uçtu bunun.



" Yok sana kocamsu bey! Bari krem sür götelek herif! Çocuk istiyorum dedim götüme on dikiş değil." Yanına ağırlık çökünce hiç pas vermedi. İlk boynunu ardından yanağını öpen adamla sırıttı. Bak Kızgında kalamadı beş kişilikli ruh hastası oldu iyice.




" Bir dahakine söz yavrum."











~~~







" Arin kardeşleriniz de oynayın kızım. Üzme babayı güzel kızım Gunwoo'da sizinle oynasın." Küçük zilli erkek ojeden ne anlar diyip istemiyordu oyununa küçük çocukta ağlıyordu. Woo da o yüzden kızını ikna etmeye çalışıyordu.





" Arin babanı dinle meleğim." San'ın sesini duyan kızının u dönüşü yapıp peki babacım diyip gitmesiyle Wooyoung koynumda yılan beslemişim moduna büründü. Gunwoo'yu da arkasından gönderen San ile oturduğu yerden kalktı.





" Sabahın köründe neden uyandılar çocuklar?" Wooyoung omuz silkti. Uykularını alınca uyanıyorlardı. Hem çocuklardı işte. Nerde durup kudurdukları belli olmuyordu.





" Yunho ile arana mesafe koydun dimi?" Şimdi asıl meseleyi anlamıştı. Geçen gün Lee konağına gitmeleri dert olmuştu. Konaktan çıkar çıkmaz San'ı görünce şaşırmıştı. Onu yaka paça arabaya atmasına hayli şaşırmıştı. Bu kaç yıllık eşi değildi yani. Konağa varınca ise yanlış anlatılan olayı düzgünce söylemişti. Ama San yine de Yunho ile arana mesafe koy diyip ömrünü yiyordu.





" Hayır San bunu yapmayacağım. Çünkü Yunho hyung oldukça iyi ve akıllı biri. Senin demenle adım atacak değilim."




" Elbette benim dediklerim de önemlidir Wooyoung. Nasıl hiç sayarsın laflarımı? Yunho ile aranda mesafe olacak bitti. Kendine gel bir an önce Wooyoung."




" Senin dediklerin bir bok etmez. Yunho ile arama mesafe koymuyorum. Hyung bana orospuluk öğretmiyor ananın lafıyla. Dostluk ve arkadaşlık ediyor. Ben kendimdeyim de zaten. Fakat sen gittikçe değişiyorsun. Eve geç gelmeler, uzak davranmalar, donuk boş bakışlar ne için bunlar?"






Wooyoung önünde ki adamın sinirlendiği yumruk yaptığı ellerinden anladı ama umurunda değildi. Saçlarını sertçe çekeştirip işaret parmağını gözüne sokunca resmen derin nefes aldı.





Yalan mıydı? Soğuktu San ona karşı. Gün içinde iki sohbeti bile çok görür olmuştu artık. Mesafeli hallerini saymıyordu bile. Daha gencecik bir çiftleri dertleri bile yoktu nasıl böyle olurdu? Wooyoung böyle düşünüyordu.






" Dilin uzamasın Wooyoung. Her zaman birbirimize karşı saygılı kaldık. Ve bunu sakın bozma! Anama da diklenmeyi bırak yaşlı başlı kadın zaten."







Çilek / YungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin