19

110 17 15
                                    
















" San çocukları al başımdan çıldıracağım ha!" Wooyoung'un sesi kalabalık evde yankılanırken herkes bir sustu. San elindeki çay bardağı ile kalkıp girişte ki eşine adımladı. Üç çocuğun da eteklerinde dolaşmasından bıkmış olduğunu biliyordu ama herkesin içinde bağırması ne kadar doğruydu San'a göre.



" Sesini kıs Wooyoung." Kimsenin duymayacağı bir şekilde konuştu San. Bardağı eşinin eline tutuşturup iki kızını da alıp çıktı kalabalık salondan. Wooyoung ise elindeki bardağı mutfağa bırakmak adına Gunwoo ile geriye dönüp ilerledi. Bardağı bırakıp geri içeri geçeceken açılan avlu kapısı ile içeri giren Yongbok'u görünce gür bir kahkah atıp sevinçle bağırdı.



" Eltilerim koşun Yongbok geldi! Kız koşun anam!"



Yunho duyduğu adla kızını Mingi'nin kucağına bırakıp hemen salondan çıktı. Zaten yaşlı muhabbetinden sıkılmıştı. Merdivenleri inen Woo'nun peşinden inip Hyunjin'e tip tip bakıp eltisinin ardından Yongbok'a sarılıp geri çekildi o sırada Hwa'da gelip sarılıp çekilmişti.
" Hoşgeldin bak bak bebelere cicileri de giydirip bayram gezmesine mi çıktınız siz."



" Hyunjin dedi değişiklik olsun diye"



" Götelek kendisi komple değişsin değişiklik olur gavat." Yunho ona göz deviren Hyunjin'e orta parmak çekince Yongbok'u koluna taktı. Çocukları ise geride ki muşmula suratlı adama bırakınca Yunho'nun hedefi doğru mutfak oldu. Dördü de içeri girince kendi aralarında tekrar sevinç çığlıkları atıp sarıldılar.



" İyi olmana çok sevindik canım." Hwa'nın söylediği şeyle hepsi birer sandalyeye geçip oturdular. Woo dördüncü çay doldururken, Yunho ise tatlıları servis yapıp hemen kendi yerine kurulup oturdu. Woo da çay dolu bardakları gelince birer bardakları almışlardı hemen.



" Changbin'i hala kimse bilmiyor mu?"



" Hyun öğrendi. Sanırım başkasına gidecem diye korktu herhal. Çünkü değişti gibi. En azından anasını susturuyor." Yunho ağır ağır salladı başını. Hyunjin'in Changbin'e bir şey yapacağını düşünmüştü oysa. Yani en kötü kendi aralarında çıkacak ufak çatışmalar yada aşiretleri ayağa kaldırır diye düşünmüştü.



" Bir şeyler eksik gibi aklımdan mı çıktı benim. Yada Hongjoong düzeldi şükür. Yongbok da rahatladı çok şükür. Şuan tek sıkıntı Sanırım o piç."



" Piç kim?" Yongbok'un merakla sorduğu soruyla gözler bıkkınca nefes veren Yunho'ya dönmüştü. Herkes ondan çıkacak lafı beklerken mutfaktan içeri giren kişiyle ilgi alanları kaymıştı.
" Ooo alt kat toplantısı." Dördü duyduğu lafla ' are you siryus ' bakışlarını atarken Yunho kalkıp varmamak için sabır diliyordu.



" Siktirip git şu mutfaktan konaktan senden gına geldi."



" Hım Seonghwa sanırım sana özgüven gelmiş. Hongjoong da bana inanıyor diye düşünüyorsun. Piç oğlun geziyor ama ortalıkta. Ne adi bir oros-" Laf kesilmişti çünkü mutfaktan eşiğinde olanları dinleyip izleyen Hongjoong haşmetli beyimiz içeri girdiği gibi bir seksen adama uçan tekmeyi atmıştı. Atardı yapardı yani ve yaptı da.




" Kes sesini de çık mutfaktan. Yoksa Mingi'yi çağıracağım piç herif." Yunho ona sırıtarak bakan adamın Mingi'nin herşeyi bildiğinden haberi yoktu tabi. Yuhho bu yüzden gülerken çok geçmeden gerçekten Mingi kapıda bitmişti. Kucağında Yoona ile mutfağa girince Yunho bir onlara bir de piç herife baktı.




" Baba su." Yoona'nın sanki inat edercesine Mingi'nin boynuna sarılıp su isteyince Yunho gururla göğsünü kabarttı. Sonuçta Mingi kızının babasıydı. Ve kızının bunları bilmemesine rağmen Mingi'yi babası ilen ettiğini gösterince işte benim kızım dedi içinden.





" Kuzen yanlış sularda yüzüyorsun. Sence hiçbir şeyi bilmiyor muyum? Eğer eşime tek bir cümle daha ettiğini duyarsam sıkarım kafana. Kan davası çıksın umurumda olmaz sülaleni silerim senin. Şimdi çık mutfaktan!"






Yunho mutfaktan çıkan piçin ardından göz devirip ayağa kalkınca ilk kızına küçük bardağa su koyup Mingi'nin yanına gelince ilk önce kızına su içirip bardağı tezgaha geri koyunca hemen dönüp Mingi'nin yanağına sulu bir öpücük kondurdu. Sırıtan adamla gülerek omzuna vurup bu sefer dudaklarını öptü. Mingi hak ediyordu resmen onun şifalı yanı gibiydi. Sevmediği, istemediği, canını yakan şeyleri bir anda silip kapatıp yok ediyordu. Ve Yunho bundan o kadar memnundu ki anlatamazdı.




" Ayıptır tövbe gözümüzün önünde.' Wooyoung'un elleri yüzündeydi ama parmaklarının arasından da bakıyordu. Ayrıca Hongjoong'un uçan tekmesine hala akıl erdirmiş değillerdi. Zaten çok geçmeden Hongjoong da kendini belli etti.





" İyi vurdum ama oğluma laf edemez kimse sikerim orospu çocuğunu."





" Küfür etme durduk yere Hongjoong. Çay ister misin?" Yunho eltisini Hong'u izlerken götelek adamın gidip Hwa'nın alnını öpüp ' ben alırım hayatım ' demesiyle ağzı iki metre açıldı. Vay vay diye içinden geçirirken Hwa'nın yeni gelin gibi sırıtmasıyla kahkah attı.
" Hongjoong ben hamileyim."






Hongjoong çayı püskürtürken, bizim bilen iki elti Hong'un tepkisini ölçüyordu. Mingi yengesine bakarken Yongbok da şaşkınlık içinde yanında oturan adama baktı. Yoona ellerini çırpıp gülerken kurduğu cümleyle ortamda ki sessizliği bozdu.
" Kardeş kardeş."







" Sen ciddi misin hayatım?" Nazik nazik konuşuyor birde. Hongjoong elindeki çayı bırakıp ona bakan eşine adımlayıp onunda ayağa kalkmasıyla sarıldı. Hwa da ona sarılırken gözünden mutluluk gözyaşları dökülüyordu. Çünkü Seojun'u müjdelediği zaman Hongjoong'un şeytan tarafıyla yüz yüze karşılaşmıştı. O zamanları hatırlamak bile istemiyordu. Şimdi ise mutlulukla karşılanıyordu.








" Yongbok çocuklar susmadı." Yunho Hyunjin'in sesiyle göz devirirken bu büyülü anı bozduğu için net saydıracaktı. Hatta içinden başladı bile. Yongbok'un masadan kalkıp oğlunu kucağına alırken kızının emziğini de ağzına yerleştirip oğlanın sırtını sıvazladı.






" Hyunjin bir daha dan diye gelme götelek. Hamilelik haberi kutluyorduk içine sıçtın." Yunho bütün içtenliği ile içindekileri dışa dökünce ayrılan Hwa ve Hong da gülmüştü bu cümleye.
" Ayrıca hala daha Hongjoong'u boşamandan yanayım Hwa hyung."






" Tamam yavrum sende. Tebrik ederiz abi." Yunho onu dürten kocasısu beyi ile ne var be dercesine omuz silkti. Yalan mıydı? Hayır. Yıllarca çekmişti sonuçta kolay şeylerde değildi.






" Tebrikler canım eltim."






" Bende tebrik ederim Hongjoong ve Seonghwa hyung." Seonghwa tebessüm ederken gözünden düşen bir kaç yaşı sildi. Sonuçta bu sevgiyi uzun zamandır bekliyordu. Şimdi herşey yoluna girmişken çocuk haberi de iyi gelecekti onlara inanıyordu.







O sırada mutfağa söylene söylene çıkan yılan kaynana içeri girince gördüğü kalabalıkla dizlerini döverek ortalarına dalan kadınla Yunho ' aha geldi yılan ' derken Mingi'nin ona ters ters bakmasıyla omuz silkti. Doğruydu yani öyleydi bu kadın.






" Aşağı da misafirler vardır siz ne edersiniz burada he?"






" Senin dedikodunu yapıyorduk kaynana. Hepimizin içine fitne fucur katmana rağmen bak hepimiz nasılda mutluyuz ağla da çatla bayan Song."













♡♡♡♡♡




20 gün sonra yeni bölüm heheh





Rüyalar alemine hoşgeldiniz.


Çilek / YungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin