Bölüm 49: Hayatın Renkleri

8.9K 1.4K 701
                                    

MERHABA!

Finalden önceki üçüncü bölüme hoş geldiniz!

Hepinize iyi akşamlar! Umarım iyi bir hafta geçirmişsinizdir. Sizin için güzel bir bölüm ayarladım ve beğeneceğinizi umuyorum. 

Hepinize keyifli okumalar diliyorum. Bol bol yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın. 

Ay bunlar son bölümlerimiz olduğu için o kadar duygusalım ki bölümü zırlayarak yazmış olabilirim. Güzel ve çok yorum yapın olur mu? Sizi seviyorum. Keyifli okumalar yeniden.

binlerce ağlayan emoji...

Guns N' Roses - This I Love

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Guns N' Roses - This I Love

Bölüm 49: Hayatın Renkleri

Vlad aptal bir adam değildi.

Eşi ve çocuğu için muhteşem bir koruma ordusu bırakmıştı ama ben de aptal değildim. Adamlarımın, Margosha ile gelenler bize katılana kadar saldırmalarına izin vermemiştim. Herkes ölebileceğini biliyordu ama kimse geri çekilmedi çünkü sonunda kazanacakları ödül daha cazip gelmiş olmalıydı.

Yerde yatan adamlara bakarken burnumu kırıştırdım ve bulanan midemi görmezden geldim. Bir buçuk aylık hamileydim ve yaşadığım bütün mide bulantılarını ya da olduğum yerde uyuyakalmalarımı yorgunluğa bağlamıştım. Fakat şimdi etraftaki kan kokusu zaten bulunan midem için hiç de yardımcı olmuyordu.

"Burada bekleyin," dedim adamlara. "Ve gözünüzü dört açın. Evden birisi çıkarsa da sakın vurmayın, sadece yakalayın."

"Emredersiniz."

Ağzımdan nefes almaya çalışarak kapıya doğru ilerledim. Saat gece üçtü ve bütün gün beni yatakta tutmalarına rağmen kendimi yorgun hissediyordum. Belki de yalnızca bir ruhsal çöküntüydü ama daha fazlasıymış gibi hissediyordum.

Dışarıdaki hengameyi duymamış olmak için aptal olmak gerekirdi. Bu yüzden ışıklar yandığı an üç kadının da ayakta olduğundan emin oldum. Kapıyı çaldığımda içeriden gelen tartışma seslerini duyabiliyordum. Muhtemelen çoktan kocalarını aramışlardı. Aptallık etmeden kapıyı açarlarsa iyi olurdu. Yoksa kendim açmak zorunda kalacaktım.

Kapıyı tekrar çaldığımda yaşlı bir kadın kapıyı açtı. Üzerindeki kıyafetlerine ve yaşına bakılırsa kadınlardan birisi olamazdı. Ya dadıydı ya da yardımcı olarak onların yanında kalıyordu. "Saatin kaç olduğunun farkında mısınız?" dedi kadın. "Bu saatte burada ne işiniz var?"

Baygın bakışlarımı kadına çevirdim. "Gerçekten bu oyunu oynayacak mısınız?" dediğimde yutkundu ve gözlerini kaçırdı. İzin sitemeden eve daldım ve sanki yolu biliyormuş gibi önden yürüdüm. İçgüdülerime güvenerek ilerlediğim yolun sonunda bir salona çıktım. Gecelikleri ile birbirine yaklaşmış bekleyen üç kadın görüş alanıma girdi.

MADALYON CEMİYETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin