●FİNAL●

9K 1.3K 334
                                    

FİNAL

Vazgeçmek de sevmek mi demekti?

Hakkım olmayanı yapamazdım. Kimseye kötü bir hayat yaşatmaya hakkım yoktu. Benim yaptığım yanlış yüzünden, benim dikkatsizliğim yüzünden bedel ödenemezdi.

Sabah büyükannem aramıştı ve ona hastaneye gittiğimizi söylemiştim. Tekrar düşünmemi söylemiş olsa da ilk defa istediği şeyi diretmek yerine üzerime gelmemişti. Evdeki tek ses de benim telefon görüşmemden ibaretti. Üzerimizi giyinip çıktık, Victor tek kelime etmiyordu. Keza ben de konuşmayı reddediyordum.

İkimiz de sorumluluklar için yeteri kadar cesur değildik.

Araba yolculuğunda da durum farklı değildi. Saat on biri çeyrek geçe klinikteydik. İşleri son derece gizli tutmak üzere sözleşme imzalamış olan doktorlar ve personeller bana ilgiyle yaklaştılar. Bu haberin basına duyulmasını istemezdik, her şey mahvolurdu.

Yazılacakları şimdiden hayal edebiliyordum.

Beyaz hastane önlüğünü üzerime giymeme yardım eden hemşireye teşekkür ettim. Victor odadaki tek koltukta oturuyor ve sadece beni izliyordu. Kalbim o kadar yavaş atıyordu ki sanki durmak üzereydi. Bunun canımı yaktığı gerçeğini göz ardı edemiyordum. Doğrusu cesur olup bu sorumluluğu alsam bile tek başıma savaşacak gücüm var mıydı, bilmiyordum. Victor hala şüphe duyuyorsa onu buna mecbur etmeye hakkım olmadığını ise biliyordum.

Derin bir nefes aldım ve beni kürtajın gerçekleşeceği odaya götürürlerken Victor'un elimi saran parmaklarına baktım. Aklımdan o kadar şey geçiyordu ki kendimi bayılacak gibi hissediyordum. Kapının önünde durduğumda birbirimize baktık. Victor alnıma bir öpücük bıraktı.

"Hemen kapının önüdeyim," diye fısıldadı.

Yalnızca başımı salladım ve odaya girdim. Beni bekleyen doktor uzanacağım muayene masanın hemen önünde oturuyordu. Maskesinin altından nazikçe gülümsedi. "Merhaba," dedi. "Hazır mısınız?"

Yutkundum. "Hazırım."

"Şöyle geçin." Masayı gösterdiğinde, oraya doğru bir adım atana kadar bacaklarımın titrediğini fark etmedim. "Tanya hanıma yardımcı ol lütfen," dedi benimle gelen hemşireye. "Sakin olun hanımefendi, bu acısız bir işlemdir," dedi sonra nazikçe. "Yemek yediniz mi?"

"Ha-hayır." Başımı salladım.

"Güzel." Durup bana baktı. "Rahat olun, kendinizi kasmayın. Size anestezi verilecek, kısa bir süre uyutulacaksınız. Kürtaj işlemi beş on dakika kadar sürecek ama işlemden biraz daha uzun süre baygın kalmanız normaldir, korkulacak bir şey yok." Kalbim mümkünmüş gibi daha yavaş atmaya başladı.

Beş on dakika mı?

Sadece beş on dakika içerisinde onun hayatına son verecektim, öyle mi? Bu kadar kısa mıydı? Bu kadar değersiz miydi?

Etrafına bakınırken ellerimin de titremeye başladığını fark ettim. Önümde bağlasam da bir araya geldiklerinde daha şiddetli titremeye başladılar. "Ben..."

O bir savaşçı.

"Bir sorun mu var?" dedi doktor, yine son derece nazik bir tınıda. "İyi misiniz?"

Benim de bir savaşçı olmam gerekmez miydi? Annemden daha iyi bir anne olmak istiyordum ama anne olmaktan bile kaçıyordum. Çocuğum olmazsa nasıl anne olacaktım ve kendime ondan daha iyi olabileceğimi kanıtlayacaktım?

MADALYON CEMİYETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin