Ya diyorum ki aradan biraz zaman geçsin sonra yazarım ama size kıyamıyorum işte. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar.
Karşımda duran üç afetten gözlerimi ayıramıyordum. İçeriye ilk giren Emir; lacivert bir takım giymiş, saçlarını düzeltmiş, bana gülümseyerek bakıyordu.
Yusuf ve Yağız ise siyah takım giymişti fakat, Yusuf beyaz gömlek tercih ederken; Yağız tamamen siyahlara bürünmüştü. Derince yutkundum.
Vücut hatlarını belli eden, üzerlerine tam oturmuş takım elbiseler ile harika görünüyorlardı. Ben ise karşılarında Emir'in bana verdiği kıyafetleri ile duruyordum. Beni gerçekliğe döndüren şey telefonumun çalması olmuştu.
Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalışırken benimkilerin gülme seslerini duyabiliyordum, onlara da eğlence çıkmıştı resmen. Boğazımı temizleyip aramayı cevaplandırdım.
"Sonunda açabildin oğlum." Babam çalışma masasının koltuğuna oturmuş, rahat bir şekilde arkasına yaslanmış, ekrana bakıyordu.
"Dalmışım da baba." L koltuğun ortasına oturup elimdeki telefonu sehpanın üzerine koyarak sabitledim. Benimkiler uzaktan babama bakıyordu ama babam onları görmüyordu.
"Ee ne oldu, anlattın mı her şeyi?" Babamın meraklı ve hafif endişeli sesi ile gülümsedim. Kafamı sallayarak onayladım.
"Anlattım baba." Babam rahat bir nefes verip gülümsedi.
"Ruh haline bakılırsa olumlu geçmiş konuşmanız. Hadi söyle de onlara, uzaktan izlemek yerine yanına gelsinler de tanışalım." Babamın söyledikleri ile gözlerim büyüdü, nasıl anlamıştı bu adam?
Yan tarafımda kalan üçlüye bakınca onların da şaşırdığını anlamak pek zor olmamıştı. Tekrar babama dönünce sırıttığını gördüm.
"Nasıl anladın burada olduklarını?" Bana 'sen mal mısın?' bakışlarını attıktan sonra konuştu.
"Bazen senin benim oğlum olup olmadığını düşünüyorum. Konuştuğumuzdan beri mutlu olduğun için konuşmanın güzel olduğunu anlamak zor olmadı haliyle. Senin evin oldukça renkli ama şu an olduğun yer daha sade duruyor. Demek ki evde değilsin. Ee durmadan başka bir tarafa bakıp gülümsüyorsun. Daha ne olsun?"
Babamı şokla dinleyip yavaşça alkışladım. Tebrik eder gibi dudaklarımı büzüp ekrana odaklandım.
"Bravo baba." Babam bir şey silkelermiş gibi elini salladı.
"Neyse neyse, söyle damat aday adaylarıma, karşıma geçsinler." Babamın sözü üzerine benimkilere baktım. Yavaş adımlarla yanıma gelip oturdular.
Bir tarafıma Yağız otururken diğer tarafıma Emir ve Yusuf oturmuştu. Yağız onlardan daha iri olduğu için Yusuf, Emir'in yanına oturmuştu. Hepimiz ekrana sığınca babama baktım.
Gözlerini sırayla hepsinin üzerinde gezdirip baştan aşağı süzerken gözleri Emirde oyalandı. Gözlerini kısıp ekrana yaklaştı. 'Hmmm' tarzı bir ses çıkarıp tekrar arkasına yaslandı.
"Seni bir yerlerden gözüm ısırıyor gibi, bizim şirkette mi çalışıyorsun?" Emir gayet saygılı bir şekilde konuştu.
"Evet efendim, sizin şirketinizde çalışıyorum."
"Şu evden çalışan eleman sen olmalısın o zaman?" Emir tekrar onaylayınca kısa bir tanışma faslı geçti aralarında. Üçlü kendini tanıtınca babam da tanıtmaya başladı.
"Ben de Umut'un babası Pars. Tanışma faslı bittiğine göre gelelim asıl konuya." Yanımdaki bedenlerin gerildiğini ve daha dik oturduklarını fark ettim. Gerilmeyin canım, ne de olsa benim babam, sizin de babanız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zengin Mahalleli [BxBxBxb]
RomanceÜniversitesi için mahalleye yeni taşınan zengin bir genç ve mahallede hatrı sayılır saygınlığı olan 3 arkadaş... ~Hikaye grup ilişkisi içerecektir. ~+18 sahneler olacaktır. ~Eşcinsel ilişkileri konu almaktadır. 20/04/2024 -> bxbxb 1.sırada 29/04/202...