13.Bölüm Ziyaret

5.7K 390 39
                                    

Yeni bölüm ile geldim yine. Umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar.

Dakikalardır yaptığım gibi tekrardan elimi zile uzattım ama bu sefer zile basmadan geri çekmedim elimi.

İki haftadır okulum açılmıştı ve ben üç haftadır spor salonuna gitmeye başlamıştım. Yağız, Yusuf ve Emir bu konuda bana çok yardımcı olmuşlardı.

Hem spor salonunda yardım ediyorlar, hem de arada ödevlerime yardımcı oluyorlardı bazen de birlikte güzel aktiviteler yapıyorduk. Onları tanıdığımdan beri yüzümden eksik olmayan gülümseme ve en sevdikleri tatlı olan sütlaç ile kapıyı açmalarını bekliyordum.

Sonunda açılan kapıyla Emir'in gülümseyen yüzü görüş açıma girdi. İçeriye girmem için kapıyı biraz daha aralayıp girmem için yol verdi.

Ayakkabılarımı çıkarıp eve adım atınca bana kocaman sarıldı. Ha bir de bu vardı, son günlerde sürekli benimle temas halinde bulunuyorlardı. Üçü birden buldukları her fırsatta bana dokunuyorlardı.

Ben de rahatsız olmadığım ve üstüne üstlük heyecanlandığım için buna izin veriyordum.

"Evimize hoşgeldin." Öyle bir tonlamıştı ki sanki sadece onların değil aynı zamanda benim de evimmiş gibi...

"Hoşbuldum." Eliyle ileriyi işaret edince elimdeki sütlaç bulunan kabı ona verip yürümeye başladım.

İnce koridoru geçtikten sonra karşıma çıkan salona göz gezdirdim. Sütlü kahve rengi L koltuk ve o renge uyumlu iki tane krem rengi tekli koltukla oldukça hoş ve modern duruyordu. Tekli koltuğa oturdum.

"Diğerleri nerede?" Karşımdaki L koltuğa oturan Emir beklemeden cevaplandırdı sorumu.

"Yağız sen gelmeden 5 dakika önce spor salonundan geldi, duşta şimdi. Yusuf da şimdi gelir eve." Daha sonra yalancı bir sinirle kaşlarını çattı. "Beni beğenemediniz mi Umut Bey?"

Gerçekten sinirli olmadığını bildiğim için gülümseyerek cevapladım onu.

"Sizi beğenememek ne mümkün Emir Bey. Beğenmeyenin gözünde sorun ararım." Dudaklarından dökülen hoş kahkahayla içimde anlamsız bir heyecan oluştu.

Normalde de insanların benim sayemde gülmesine, mutlu olmasına sevinirdim ama konu bu üçlüye gelince içimde daha önce hiç olmayan, anlam veremediğim şeyler oluyordu sanki.

Onun gülmesini Yağız'ın yüksek sesi bozdu.

"Emir! Banyoda saç havlum ve tişörtüm kalmış, versene!" Sanırım benim geldiğimi bilmiyordu hâlâ.

"Öküz ya, insan bir rica eder." Sesini yükselterek devam etti. "Lütfen de, vereyim." Pis pis gülüyordu aynı zamanda.

"Lan başlatma lütfenine! Kıyafetimi ver de Umut gelmeden giyinip geleyim." Salonda Emir'in kahkahası yankılanırken ben de gülüyordum.

Kapı zili sesimizi bastırınca Emir'e döndüm.

"Sen istediklerini ver, ben de kapıya bakayım." Emir kalkacağım sırada bileğimi tuttu.

"Koridorda sondaki oda banyo, karşısındaki siyah kapı da Yağız'ın odası. Sen eşyalarını ver ben bakarım kapıya." Bana açıklama yapmak yerine direkt kendisi verse daha kolay olmaz mıydı?

"Bakalım seni görünce ne tepki verecek şerefsiz." Kıs kıs gülerek kapıya giden Emir söylediklerini duymadığımı düşünüyordu.

"Lan Emir versene hadi!" Yağız'ı daha fazla bekletmemek adına hızlı adımlarla banyoya girdim.

Zengin Mahalleli [BxBxBxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin