58.Bölüm Görümce?

1K 139 70
                                    

Fazla bekletmeyeceğim dedikten sonra araya giren 5 gün şoku ve bana söven okurlar...

Kusura bakmayın lütfen, elimden ancak bu kadarı gelebiliyor. İş aslında yarın bitecek dedikçe babam yeni işler tutup işi uzattıkça uzatıyor ve bu durum yüzünden bir türlü yazmaya fırsat bulamıyorum.

Umarım bölümü beğenirsiniz.

İyi okumalar.

"Bu kadar erken gelmeni beklemiyordum." Gülerek yanında oturan abisinin koluna sarıldı.

"Sizi çok özledim, derslerim bitince de dayanamayıp hemen geldim." Ara ara Emir'e değen kahve gözleri ve incelttiği belli olan tiz sesiyle birlikte sıkılı dişlerimin arasından derin bir nefes verdim.

Kapıda karşılaştıktan sonra daha fazla soğukta durmayarak davetsiz misafirimiz gelmeden önce planladığımız gibi benim evime girmiş, sıcak salonda rahatça(!) otururken Yusuf'un kız kardeşi Yasemin'i dinliyorduk.

Yanımda oturan Emir'e biraz daha yaklaşarak kafamı göğsüne yaslayıp kısık gözlerimle karşımdaki kızı incelemeye devam ettim. Emir ise yaptığım şeyi tuhaf bulmayarak omzumdaki kolunu bana daha çok sarıp kıvırcık saçlarıma hafif bir öpücük bıraktı.

Karşımdaki kızın yumruk olan elini umursamadan olduğum yere daha çok yerleşerek hafifçe sırıttım. Göğsüme bağladığım kollarım, kısık gözlerim ve çatılan kaşlarımla bence oldukça tehditkar görünüyordum.

Söylediklerine göre hepsinin ailesinin -Yağız hariç çünkü o ailesiyle konuşmuyor, sadece abisiyle konuşuyor- bizim aramızdakilerden haberi vardı ve başta karşı çıkan olsa da yetişkin olan oğullarına laf geçiremedikleri için bir şey diyememişlerdi. Yağız'ın abisi Yakup abi ile de konuşmuş, ilişkimizi ona da söylemiştik.

Bu durumda karşımdaki kızın ilişkimizden haberi vardı. Fakat yokmuş gibi davranıp resmen Emir'e cilve yapıyordu!

Yusuf'a sarılarak odada gözlerini gezdiren kıza bakınca sinirlerim tavan yaptı. Yusuf, kız kardeşiyle arasının pek iyi olmadığını ve fazla samimi olmadıklarını söylemişti. Hatta Emir ve Yağız, onu sadece birkaç kez gördüklerini fakat fazla konuşmadıklarını söylemişlerdi laf arasında.

Peki bu kız neden erken gelmişti? Ya da neden gelir gelmez 'fazla samimi olmadığı' insanların kucağına atlamıştı?

Hadi Yusuf abisiydi ve onunla samimi olmasa bile yapardı, ama diğerleri öyle değildi. Kafamdaki kurmacalardan uzaklaşmak için ortamda dönen konuşmaya odaklanmaya çalıştım.

"Beni bu kadar özlemen şaşırtıcı doğrusu." Yusuf ima ile söylemişti ama kardeşi bunu takmadan gülümsemeye devam etti.

Gıcık şey.

Tüpe koyduğum çayı hatırlayınca ayaklanarak mutfağa gittim ve demlediğim çayı bardaklara doldurarak büyük bir tepsiye dizdim. Aslında film izlerken yemek için hazırladığım atıştırmalık kurabiyeleri ise çayın yanında ikram etmek için tabaklara yerleştirdim.

Mutfağa en yakın koltukta oturan Emir ve Furkan'ın da yardımıyla tüm malzemeleri odaya taşıyarak az öncekinin aksine daha gergin bir ortamda oturmaya başladık.

Birkaç dakikalık yokluğumda ortam neden bu kadar gerilmişti?

Kimseyi takmayarak eline aldığı açık çayı ve kurabiyeleri yiyen kız tabağını kısaca süzüp yüzünü buruşturdu.

"Kurabiyeler sanki biraz bayat ve tatsız olmuş, istersen sana kendi tarifimi verebilirim. Övünmek gibi olmasın ama harika yaparım."

Dediklerini umursamadan ağzıma bir un kurabiyesi atıp tek şekerli çayımdan büyük bir yudum aldım. İki kurabiyeyi aynı anda ağzına tıkmasaydı, söyledikleri daha inandırıcı olabilirdi.

Ve sürekli kendini övmesi, beni çıldırtıyordu.

"Yasemin!" diye seslendi Yusuf dişlerinin arasından. Onun uyarısına sadece gülümsemekle yetinip saniye başı yaptığı gibi yine dibimde oturan Emir'e kaçamak bir bakış attı.

Gözlerini oyacaktım artık, o olacaktı!

"Bayat ve tatsız kurabiyelerimi çok beğendiysen biraz daha getirebilirim. Hatta istersen sana kendi tarifimi de vereyim?" Kaşlarımla elindeki boş tabağı işaret ettim.

Onun sinirden kasılan yüzü aksine, yüzümde dışarıdan bakılınca samimi olmadığı anlaşılmayacak bir gülümseme vardı. Ancak Yasemin dışında neredeyse hepsi bunun farkındaydı.

"Ayıp olmasın diye yiyeyim dedim." İtici bir yüz ifadesiyle kafamı salladım. Kesin öyleydi canım!

Daha fazla bu konuşmayı devam ettirmek istemiyordum. Ne bu böyle ilkokul çocukları gibi birbirimize laf sokma çabası? Fakat o bunu düşünmüyor olacak ki dilini tutmadı.

"Eee Umut, nasıl gidiyor ilişkiniz?" Sessizleşen odada tek kaşımı sorgulayarak kaldırdım. Konuşmak üzere olan üçlüyü bakışlarımla susturup karşımdaki kıza döndüm.

"Gördüğün gibi, oldukça güzel." Dibimde oturan Emir'in göğsüne yasladığım sırtım, uzakta olsak da sürekli bakıştığım ikili sayesinde ilişkimizin durumu oldukça anlaşılır dursa da sanırım beyninde bazı sorunlar olduğu için anlayamamıştı.

"Bilmem," dedi dudak büzerek "nedense aranız bana bir soğuk gibi geldi. Özellikle Emir ile."

O siyah saçlarını tek tek yolmama az kalmıştı.

"Aramızda rüzgar bile geçemeyecek kadar boşluk bulunmazken ve sırtım onun sayesinde ısınırken sence aramızda bir soğukluk varmış gibi mi duruyor? Ayrıca abi..."

"Ne?"

"Diyorum ki 'Emir abi' diyeceksin. Sonuçta senden kaç yaş büyük, öyle değil mi?" Konuşmazsam gece uyuyamayacağımı bilen sevgililerim olaya karışmıyor fakat güven verici gözlerle bana bakarak yanımda olduklarını belli ediyorlardı.

Konuşmanın başında kolunu omzundan çeken Yusuf'un yanında daha dik bir konuma gelerek oturdu.

"Seninle aynı yaştayız?" Burnumdan sesli bir nefes vererek sinirle güldüm.

"Ama onlar benim sevgililerim! Herhalde onlara abi dememi beklemiyorsun?" Daha fazla konuşamayacağını anlayınca arkasına yaslanıp umursamazca etrafta gezdirdi gözlerini.

O bu evden gittikten sonra yapacağım ilk iş gözünün değdiği, elinin dokunduğu şeyleri değiştirmek olacak.

"Her neyse, ben nerede kalacağım?"

"Ne demek nerede kalacaksın?" Yusuf'un sorduğu soruya omuz silkti. "Akşam nerede uyuyacağım?"

"Herhalde burada kalmayı düşünmüyorsun?"

"Başka nerede kalacaktım Yağız," her an üzerine atlayacakmışım gibi duran halimi görüp ekledi "abi."

Emir ise konuşmaya hiç katılmıyor, tüm ilgisinin üzerimde olduğunu hissettirmek ister gibi sürekli saçlarımla oynuyordu.

"Buse'nin yanında kalacağını söylemiştin bana, orada neden kalmıyorsun?" Dişlerini dudaklarına geçirip bize birkaç bakış attı. Biraz düşündü fakat aklına bir bahane gelmiyor olacak ki oturduğu koltuktan kalktı.

"Ben onu unutmuşum ya, yarın sabah gelirim ben. Görüşürüz." Hızla konuşup montunu da alarak koşar gibi evden çıkmasının ardından kapıyı sertçe çarpıp kollarım belimde salona doğru adımladım.

Şimdi hesap sorma vakti gelmişti.

Furkan'ın da bana seve seve yardımcı olacağına emindim.

Biraz saçma bir bölüm oldu ama biraz da diğerlerinin ailelerinden bahsetmem gerekiyordu. İlerleyen bölümlerde Umut da tanışacak onlarla.

Yasemin nasıl biri sizce?

Onu yazarken hiç sevmediğim birinden ilham aldım. Umarım karakteri biraz yansıtabilmişimdir.

Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın bebeklerim.

Hızlıca yazdığım için yazım yanlışı olabilir, kusura bakmayın.

Sonra görüşürüz.

Zengin Mahalleli [BxBxBxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin