71.Bölüm İş Başında(+18)

941 108 12
                                    

Diğer bölümün devamı bu da, öğlen atacaktım fakat zamanım olmadı.

Umarm bölümü beğenirsiniz.

İyi okumalar.

"Haftalar önce iki kişiyi aynı anda içine almana rağmen çok darsın." Ayağa kalkıp bacaklarımı beline doladı ve üzerime eğildi.

Dudakları vücudumu küçük kırmızılıklar ile süslerken benim yaptığım tek şey her zamanki gibi inlemekti. İçimdeki parmak sayısı üçe çıktıktan birkaç dakika sonra parmaklarının yerini koca bir boşluk aldı.

"Önce biraz tadıma bakmak ister misin?" Belimden tutarak beni yere indirip pantolonunun fermuarını açtı. Dizlerine kadar indirdiği iç çamaşırıyla karşımda durunca yüzüme doğru dik bir konumda duran aletini avucuma aldım.

Elimde kalp gibi atan sertliğin şişkin damarlarının üzerinde dilimi gezdirerek tamamen hissedip penisinin ucundaki deliğe küçük bir öpücük kondurdum. Başını arkaya atarak inlemesi aşağıdan bakan benim için oldukça azdırıcı bir görüntüydü.

Mantar gibi olan başını ağzıma alıp dilimle ucunda daireler çizerken tek elini saçlarıma çıkararak kafamı hafifçe bastırdı. İstediği şeyi direkt yerine getirerek dişlerimi değdirmemeye dikkat ederek yarısına kadar ağzıma aldım.

Boğazıma ulaşan penisinin ağzıma sığmayan kısımlarını elimle gitgel yaparak onu tatmin etmeye çalışıyordum ve derin inlemeleri bu konuda başarılı olduğumu gösteriyordu.

Boğazıma çarptıkça çıkan ıslak sesler, sanki beynimin her bir kıvrımında dolaşıp içinde yankılanıyordu. Ağzımdan akan tükürükler penisinin köküne kadar akıp elimin içindeki aletinin daha hızlı kaymasını sağlıyor, onu daha rahat tutmama yardımcı oluyordu.

"Aferin bebeğim." Saçlarımı hafifçe çekiştirerek kendisini bana bastırdı. Ağzıma girip çıkan sertliği yeterince ıslanmış, kırmızının koyu bir tonunu almıştı.

Bir anda ağzımdan çıkıp beni kucağına aldı. Sırtım soğuk masanın ahşap yüzeyi ile buluşunca vücuduma kısa süreli bir titreme uğradı. Bacaklarımın arasında girip deliğime konumlandı.

Aletinin ıslak, sert ve soğuk yüzeyi ile deliğim etrafında küçük daireler çiziyor, beni çıldırtıyordu.

"E-emir ahhh!" Yavaşça içime kayarak kasıkları kalçama değene kadar ilerledi. Duvarlarımı yara yara içimde hareket eden aleti eskisi kadar acı vermiyor, en başından itibaren zevkin haz dolu kıvılcımlarını vücudumda dolaştırıyordu.

Dudakları tekrar benimkileri bulunca kollarımı boynuna dolayarak saniyesinde karşılık verdim. Kalçasının hareketleri hızlanırken dudakları alt kısmının aksine oldukça yumuşak bir biçimde emiyordu beni. Hızlanan vuruşları içimdeki noktayı bulunca inlememi bastırmak için daha çok asıldım dudaklarına.

Benden ayrılıp yukarıdan deliğime giriş çıkışlarını izlerken sağ eliyle kalçamı sıkıp sol eliyle alnına dağılan sarı saçlarını arkaya doğru taradı. Yaşaran gözlerim görüşümü bulanıklaştırsa da onun heykel gibi duran vücudunun her bir hareketini izlemek için gözlerimi kırpıştırdım.

"Ahh Emir, hızlan." Yumuşak vuruşları bana oldukça iyi hissettiriyordu fakat daha önce yaşadığım yoğun hazza göre sönük kalıyordu. "Hay hay."

Zincirleri kırılmış bir aslan gibi onu tutan sözler dilimden dökülünce altımdaki masanın gıcırtılar eşliğinde sallanmasını sağlayacak kadar hızlandı. İleri geri savrulan vücudumu sabit tutmak adına bacaklarımı beline daha sıkı doladım.

Yaptığım hareket oldukça sesli bir şekilde inlemesine, daha derinlerime girerek aynı şekilde beni de inletmesine sebep oldu. Artık sesli inlemelerimi bastıramıyor, yaptığı her vuruşta bağırarak inliyordum.

"M-masa..." altımdaki masanın da sonunun eski yatağımız gibi olmasını istemiyordum. Artık iyice sallanmaya başlayan masada biraz daha sevişmeye devam edersek eğer o da kırılacaktı.

Ki asıl sorun kırılması değil, bunu babama nasıl açıklayacağımdı.

Üzerindeki gömleğe rağmen belli olan terli göğsü benimkime değecek kadar üzerime eğilip kollarını belime sararak kucağına aldı beni. Ellerimi boynuna sarıp sıkıca tutundum ona. Masanın etrafında dolaşıp koltuğuma ilerleyene kadar birkaç kere kucağında zıplatmış, derin inlemelerim eşliğinde gözümden bir damla yaş akmasını sağlamıştı.

İri bedenini deri, dönen koltuğa bırakıp içimden çıkmadan kucağına tekrar oturttu. Birkaç saniyelik nefes molasının ardından omuzlarına tutunarak kucağında zıplamaya başladım.

Ayaklarımı kalçasının hemen yanına dayamış, dizlerimi göğsüme doğru çekmiş bir vaziyetteydim ve olduğum alan dar olduğu için hareket etmem epey zordu.

Her an kapıdan birinin gelecek olma korkusu ile birlikte kucağında zorlukla zıplamaya devam ettim. Kafasını koltuğun başlığına yaslayan Emir sırıtması ile yüzüme bakıyordu. Tek eli kalçamı bulup bana yardımcı olurken diğeri ile sızdırdığı için kaygan olan penisimi kavradı.

Hareketlerim ile aynı hızda çekiştirdiği aletim boşalmaya oldukça yakındı. Biraz öne eğilerek ağzında biriktirdiği tükürüğü aletimin başına bıraktı ve daha hızlı bir şekilde çekmeye devam etti.

"D-daha, daha hızlı." Söylediklerimin utancını daha sonra yaşayabilirdim, şu an sadece biraz daha hızlanmasına ihtiyacım vardı.

Kollarımı kafasının yanına dayayıp boynuna eğildim ve zıplarken her ne kadar zor da olsa boynundaki ince deriyi dudaklarımın arasına aldım. Teninin hafif tuzlu tadı ağzımda yayılırken dişlerimi de işin içine sokarak iz kalacağına emin olduğum şekilde emmeye devam ettim.

"Ah, siktir. Çok iyisin bebeğim." Kalçama sert bir şaplak atıp beni yukarıda sabit tutarak kendisi alttan girip çıkmaya başladı. Benden daha hızlı olması daha çok zevk almamı sağlarken iyice kızaran boynunu serbest bıraktım.

Vücudunda bıraktığım izden memnun bir şekilde geriye çekilip artık boş kalan ağzımdan sesli inlemelerin serbestçe çıkmasına izin verdim.

Altımızdaki koltuk sallanırken elini daha da hızlandırıp eline boşalmamı sağladı. İçimden çıkıp kalçama boşalırken hareketlerini iyice yavaşlatmıştı. Sonunda duran hareketleri ile hâlâ yarı sert olan aletini kalçamda hissederek kucağına bıraktım kendimi. Bu sırada kapıda duyduğum sesle olduğum yerde nefesimi tutarak bekledim.

"Umut Bey çıktı mı ki?" Sesinden kim olduğunu anlamamıştım ama kapıyı birkaç kez açmaya çalışıp sonra uzaklaşmıştı.

"Nefesini tutmayı bırak bebeğim, kapı kilitliydi." Yorgun olsam da önümdeki omzuna sert olmayan bir tokat attım. Onun yüzünden yakalanacağımızı düşünmüştüm. Ama nedense yakalanma korkusu daha çok zevk vermiş gibiydi.

"Hadi seni temizleyelim, hem artık acıkmışsındır." Gülerek kucağında benimle birlikte ayağa kalkıp beni masanın boş kısmına bırakarak masadaki ıslak mendille ikimizi de temizledi.

Koltuk ve masayı da temizleyip üzerimi giydirene kadar uslu bir şekilde durup işi bitince kollarımı ona uzattım. Gülerek beni kucağına alıp masanın diğer tarafında kalan koltuğa oturdu. Yürüyemeyeceğimin o da farkındaydı.

"Sanırım yemekleri odana sipariş vermeliyiz."

Çok iyi olmasa da oldu bence. Fantezi olmayınca smut yazmak zorlaşıyor.

Bölüm nasıldı?

🌟  a basmayı unutmayın.

Sonra görüşürüz...

Zengin Mahalleli [BxBxBxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin