67.Bölüm Hayatın Acı Gerçekleri

833 106 38
                                    

Bu bölüm biraz içime işledi. Dikkatli bir şekilde okumanızı, sadece okumak yerine bir şeyler anlamanızı ve birkaç farkındalık kazanmanızı diliyorum.

Umarım bölümü beğenirsiniz.

İyi okumalar.

"Bebeğim ağlama lütfen." Sağımda oturan Yusuf'un söyledikleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkarken sesli bir şekilde ağlamaya devam ettim. Aldığım hızlı soluklar yüzünden Emir'in kucağındaki bedenim titriyordu.

"Ama öldü Yusuf." Gerçekler tekrar aklıma gelince daha çok ağladım. Beni sakinleştirmeye çalışan üç sevgilim ve iki arkadaşımı umursayamıyordum.

"Bebeğim bu sadece bir film, biliyorsun değil mi?" Söyledikleriyle omuz silktim.

"Ama Yağız, o kadar şey yaşamasına rağmen mutlu olamadı, şerefsiz bir erkek yüzünden öldü." Ne yapayım, çok duygusaldım ve film o kadar gerçekçiydi ki gerçek hayatta filmdeki kadın gibi bir sürü kadın olduğunu bilmek içimi burkuyordu.

"Tamam bebeğim, haklısın ama yine de bu kadar hırpalama kendini." Bana söylemesine rağmen gözleri doldu dolacak olan Emir'in göğsüne yaslandım.

"Gerçek hayatta mutlu olamıyorlar, en azından filmde mutlu olsalardı." Söylediğim şeyler salonda derin bir sessizlik oluştururken ağlamam yavaş yavaş dinmeye başlamıştı. Islak gözlerimi silerek derin bir nefes aldım.

Sabah Furkan ile film günü yapmak yerine biraz sohbet etmiş, biraz dertleşmiş, birbirimize belli etmemeye çalışsak da ağrıyan kalçalarımız yüzünden çokça utanmıştık.

Akşama doğru güzel bir film seçip birlikte yemek yaptıktan sonra benim üçlü ve Serhat da gelince keyifli sohbetler eşliğinde yemeğimizi yiyip hep birlikte Furkan ile seçtiğimiz filmi izlemeye karar vermiştik.

Film dram ağırlıklıydı ve herkesçe hor görülen yalnız bir kadının zorlu hayat mücadelesini anlatıyordu. Başlarda çok güzel ilerleyen filme yalanlar üzerine kurulan bir aşk karışmış, bunun sonucunda ise masum olan kadın zarar görmüştü.

Evinden atılmış, kazalar geçirmiş, insanların küçümseyici bakışlarına maruz kalmıştı fakat yılmadan hayallerinin peşinden koşmuş en sonunda istediği mesleği, aşçılığı yapmaya başlamıştı.

Fakat yaşadığımız dünyada yapılan erkek-kadın ayrımcılığı yüzünden sürekli birilerinin -bir erkeğin- altında çalışmak zorunda bırakılmış, sırf yalnız başına ayakta durmaya çalışan bir kadın olduğu için sürtüp damgası yiyerek aşağılanmıştı.

Her şeyi yaşadıktan sonra sonunda güç bela kendine küçük bir restoran açarak kendi işinin patronu olmuştu. Her şey sorunsuz gitmeye başladığı zaman ise eski sevgilisi düşmüştü peşine.

Ve beklenen son...

Kadın eski sevgilisi tarafından canice öldürülmüştü. Adam(?) mı? O ise geleceği parlak bir mühendis olduğu için denetimli serbestlik almıştı.

Günümüzü çok güzel anlatıyordu bu film. Sırf kadın oldukları için öldürülen birçok kadın, sevgi görmeden büyüyen birçok kız çocuğu vardı. Çoğunun sebebi ise erkeklerdi.

Erkek olmaktan utanıyordum böyle zamanlarda. Bir insan seçemediği bir durum yüzünden yargılanmamalı, zarar görmemeliydi. Ve elimden çok bir şey gelmemesi dokunuyordu.

Çevremdeki kadınlara yeterince nazik olmaya çalışıyor, küçük çocuklara şefkatle yaklaşıyordum ancak bu sadece benim yapmamla değişecek bir durum değildi. Sokakta o kadar it kopuk serseri dolaşırken köpeklerin uyutulması ne kadar doğruydu?

Burnumu çekerek kuruyan boğazımı ıslatmak adına birkaç yudum su içtim. Saçıma ve omuzlarıma konulan öpücükler beni sakinleştirirken üzgün bakan gözlerim Furkan'ın dolu gözlerini buldu.

Benim kadar belli etmese de o da duygusal biriydi ve o da çok etkilenmişti filmden. Serhat da onun yanında kulağına bizim duymadığımız şeyler fısıldıyordu. Furkan tebessüm ederek ona bakınca ben de yanağımı öpen Yağız'a baktım.

"Biliyoruz, bu konuda kötü hissediyorsun ama ağlayarak elimize bir şey geçmez değil mi? Yapabileceğimiz şeyleri yaparak insanları bilinçlendirmek dışında elimizden bir şey gelmemesi üzücü, bu doğru fakat senin kendini bu kadar yıpratman başkalarının düşüncelerini değiştirmiyor maalesef."

Haklıydı ancak bu haklılık çok üzücüydü.

"Haklısın." Mırıldanmamla gülümseyip alnımı öptü. Yusuf ve Emir de sırasıyla beni öperken öpücükleriyle mayışıyordum.

Ağlamaktan ağrıyan başım ve kapanan gözlerimle başımı kucağında oturduğum Emir'in göğsüne yasladım. Uyku bedenimi ne zaman ele geçirdi bilmiyorum fakat uyandığımda yatağımda ve üç sevgilimin arasındaydım. Etraf karanlık olduğu için saatin henüz erken olduğunun farkındaydım ve hala uykum vardı.

Aklıma gelen fikirle heyecanlanırken hemen sabah olup fikrimi hayata geçirmek için gözlerimi kapattım.

*****

"Çok heyecanlıyım, hadi içeri girelim." Yağız kafamdaki ponponlu beyaz beremi düzeltip elimdeki poşetleri aldı ve önden yürümeye başladı. Elim boşaldığı için bagaja eğildiğimde bagajın boş olduğunu fark ettim.

Kollarımı belime koyup arkamı döndüğümde elleri dolu bir şekilde yan yana beni bekleyen sevgililerime baktım. "Ya ama ben de bir şeyler taşımak istiyorum."

Ne kadar ısrar etsem de bana bir şey vermedikleri için boş ellerimle girdim geldiğimiz binanın bahçesine. Kapıda bekleyen çocukları görünce yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Aynı ifade onlar beni görünce onların yüzünde de oluşmuştu.

"Umut abiiiiiii!" Koro şeklinde bağırıp bana koşan çocuklara sarılmak için kollarımı açıp yere eğildim. Hepsiyle sıkı sıkı sarılırken daha fazla üşümesinler diye hızlıca içeriye girdik.

Bugün sevgili olduğumuzdan beri 4-5 kez geldiğimiz ama önceden benim tek başıma sık sık geldiğim yetimhaneye tekrar gelmiştik ve kış olduğu için babamın da yardımıyla her çocuğa kışlık kıyafet ve oyuncak almıştık.

Onlara hediyelerini verirken yüzlerinde gördüğümüz gülümseme ve parlayan gözleri harcadığımız tüm paraya ve zamana değerdi.

Yanımdaki 6-7 yaşlarındaki çocuklarla gülerek oynarken gözlerim ilerideki sevgililerime takıldı.

Herbirinin omzunda küçük bir çocuk vardı ve birbirleriyle oyun oynuyorlardı. Gülerek sırayla tüm çocukları omuzlarında taşıdıkları zaman boyunca yetimhanenin duvarlarında küçük çocukların tatlı kıkırtıları yankılanmıştı.

Onlar gibi düşünceli ve güzel kalpli sevgililere sahip olmak ailemden ve kardeşimden sonraki en büyük şansımdı.

İyikilerimdi onlar benim.

İyi ki sevgilimlerdi.

Elimden geldiğince tüm kitaplarımda kadına, çocuğa, hayvana ve haksızlığa uğrayan tüm canlılara yer vereceğim.

Bu konularda bilinçlenelim arkadaşlar. Güzel kalplerinizde güzel duygular ağırlayın lütfen.

Bir insanın tanımadığı birine derdini anlatması daha kolay olurmuş. Burası bizim dert yerimiz olsun. Sorununuzu, sizi üzen şeyleri içinizde tutmayın, paylaşın lütfen benimle.

Elimden geldiğince yardımcı olmaya, bilgili olduğum bir konuysa size fikir vermeye çalışırım. Hepiniz özelsiniz, bunu unutmayın.

Sizi seviyorum.

Sonra görüşürüz...

Zengin Mahalleli [BxBxBxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin