Gece Yarısı Valsi

- ⅩⅪⅠ - Bulanık Hikayeler

Bölüm - ⅩⅫ - Bulanık Hikayeler

"Tatlım?"

Duyduğum tatlı ses, beni yoğun dalgaların içinden çıkartırken, başımı hafifçe çevirdim ve karşımda duran Tanya'yı gördüm. Onun beklenmedik varlığı, içimde bir anlık rahatlama ve huzur hissi yarattı. Tanya'nın sakin ve dostça varlığı, beni biraz olsun o dalgalı vahşi okyanusun fırtınalardan uzaklaştırdı.

"Bir sorun mu var, Tanya?"

Tanya sakin adımlarla yanımdan yürümeye başladığında birkaç dakika sessiz bir biçimde ilerledik ve bahçeye çıktık. Bu sessiz yürüyüş, içsel düşüncelere dalmama ve çevremi gözlemleme fırsatı verdi. Tanya'nın yanında olması, birlikte geçirdiğimiz bu sessiz anların daha da anlamlı olmasını sağlıyordu. Gözlerimi çevreye dikip, doğanın güzelliklerini ve huzur verici atmosferini hissetmeye başladım.

"Bir sorun yok değil mi?" diye sorduğumda ilk birkaç saniye tepki almadım, ancak sonradan tatlı sesiyle yanıt vermesini dinlemeye başladım.
"Birkaç gündür eğitimini aksattığını öğrendim tatlım, aksine benim sana bu soruyu sormam gerekiyor. Seni rahatsız eden bir şey mi var?"

Kelimeleri bir ok gibi üstüme doğru geldiğinde derin bir of çekerek başımı geriye doğru attım. Tanya'nın beklenmedik sözleri, içimde bir sarsıntı yarattı ve bu durumun altında eziliyormuş gibi hissettim. Ne diyeceğimi bilemedim ve sadece sessizce durup, duygularımı sindirmeye çalıştım.

"Hayır yok, sadece bu aralar güçlerimin kontrolünün bende olduğunu sanmıyorum," dedim, sanki itiraf eder gibi mahçup bir ifade ile. Sanki güçlerim beni son zamanlarda özellikle zorlamak için çaba sarf ediyordu. Ancak bu konuda Tanya ile hiçbir şekilde konuşmamıştım.

"Sence bunun Atlas ile bir ilgisi olabilir mi, Tanya?" diye sormaktan alamadım kendimi, ne demek istediğimi iyi bildiğini biliyordum, ancak ısrarla söylememesi sinirlerimi bozuyordu.

Tanya, yanımda sakin bir biçimde, gözleri düşünceli bir şekilde uzaklara dalmıştı. Atlas'ın adını duyunca, kaşlarını hafifçe çattı ve dudaklarını bir anlığına sıkıca birbirine bastırdı. Sonra yavaşça başını salladı, gözlerini yere dikti ve sessizce iç geçirdi.

Bir an için koridora yoğun bir sessizlik hakim oldu, sadece nefes alışveriş seslerimiz duyuluyordu. Birkaç dakika sonra, Tanya derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
"Herkes hakkında birçok şey biliyorum Lesley, ancak bazı şeyler hakkında konuşamam," dedi, sesinde belirgin bir soğukluk vardı.

Ancak bu, benim merakımın daha da artmasına sebep oldu. Tanya'nın bu konuda neden bu kadar titiz davrandığını anlamak istiyordum. Onun yüzündeki ifadeden, birden fazla sır sakladığını hissedebiliyordum ancak, bir türlü ne olduğunu öğrenmeyi başaramıyordum.

"Tanya, seninle dostça bir sohbet etmek istiyorum. Ama saklanan sırlar artık canımı sıkmaya başlıyor." Sesimi olabildiğince samimi tutmaya çalışıyor olmama rağmen, kibar olmaya pekte niyetli değildim.

Tanya, gözlerini tekrar bana çevirdi ve derin bir iç çekti. "Anlıyorum," dedi, "Ancak, herşeyin bir zamanı vardır Lesley. Bazı şeyler için acele etmek, hiç istemediğin durumların ortasında kalmana neden olabilir." İç sesimde, Tanya'nın sözlerinin ardında derin bir sinsilik olduğunu hissediyordum.

Onu her ne kadar sevmeye başlıyor olsam da, temkinli olmayı elden hiçbir şekilde bırakmıyorum. Etrafımdaki kişilere hâlâ tam olarak güvenemiyorum ve bunun için kesinlikle uzun bir zamana ihtiyacım olduğunu biliyorum.

"O zaman gelene kadar, beni yanlız bırakırsanız sevinirim. Çünkü daha fazla saçmalığı ve karmaşayı kaldırabileceğimi sanmıyorum," dedim, saçlarımı omuzumdan aşağıya doğru savururken. Tanyaya karşı olan bu talebim, kendi sınırlarımı artık çizmem için gerçekten gerekliydi.