- ⅩⅩⅤ - Berrak Sular

35 5 0
                                    

Bölüm - ⅩⅩ - Berrak Sular

"Suyu kontrol etmeyi dene," dedi Adal, eliyle yerdeki berrak suyu işaret ederken. O an, sözlerinin ardında yatan anlamsızlığı çözmek için derin bir nefes aldım. Suyun üzerine bakarken, bir an için düşüncelere daldım.

Etrafımdaki sessizlik, sadece içimdeki enerjiyi ve merakı körüklüyordu. Ancak içten içe yapamayacağıma dair bir histe vardı içimde. "Ben bunu yapamam," diye fısıldadım ağızımın içinde. Daha önce böyle birşey denememiştim ve yapabileceğime karşı, öyle aman aman bir cesaretim yoktu.

"Denemeden bilemezsin," dedi Adal, elini belime uzatıp, nazik bir biçimde hafifçe iterek. Elleri belimden yavaşça ellerime doğru indi, sıkıca kavradı ve suyun tam üstünde parmaklarımı sabitledi. "Hislerini serbest bırak ve suyun seni hissetmesine izin ver."

Bir anlığına başımı kaldırıp beni dikkatle izleyen Adal'a baktım. Şu an bulunduğumuz pozisyondan gayet memnun bir ifadeyle dudaklarını kıvırmış, tatlı tatlı sırıtıyordu. Onun bu alaycı tavrı karşısında içimde bir huzursuzluk ve kararlılık arasında bir çatışma yaşanıyordu. Ancak suyun üzerindeki parmaklarımın kontrolünü elimde tutarak, kendimi ona tamamen bırakmadığımı göstermeye çalıştım.

Elimi yavaşça suya doğru uzattım. kaslarımı gerginleştirerek, derin bir nefes alıp olabildiğince konsantre olarak, suyun dokusunu hissetmeye çalıştım. Gözlerimi kapattım ve zihnimde bir huzur dalgasıyla suyun derinliklerine inmek için çabalamaya başladım.

Karanlık bir anda etrafımı sararken, suyun hafif bir biçimde hareketlendiğini hissettim. Parmaklarımın altındaki titreme, suyun benim irademle şekillenmeye başlıyor gibi hissetmeme neden olmuştu. Duygularım bir anda beni sert bir dalga ile çarpmıştı.

Şaşkınlıkla gözlerimi açtım ve Adal'a doğru baktım. İçimde yükselen bir hisle, kendi gücümü ilk defa keşfettiğimi fark ettim. Artık sadece birini değil, kendi irademi ve enerjimi yönlendirebileceğimi biliyordum, ancak bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim.

Mavi ışıklar, suyun yüzeyinde nazik bir ifade ile dans ederken, Adal ve benim etrafımızı saran bir yuvarlak oluşturmaya başladıkça, güçlerime dair hissettiğim merak biraz daha artmaya başladı. Her bir mavi parıltı, adeta bana bir hikaye anlatmak istiyordu; geçmişin izlerini takip etmek için davetkâr bir tavırları vardı. İşte o an, Adal'ın gözlerindeki heyecanla birleşen bir tür büyülü iklim oluşturdu ve bu güçlü meltem, ikimizi ince, saten bir örtü gibi sarıp sarmaladı.

Parmaklarımın arasından kayarak yavaşça akıp giden ışıklara odaklanırken, Adal'ın sesiyle bir an dalgalandım ve gözlerimi arkamda duran genç adama doğru çevirdim. O an, ışıkların büyüsüyle bütünleşmiş gibiydim, ancak genç adamın varlığıyla gerçekliğe dönüşüm hızla gerçekleşti. O, sessizliğin ortasında duruyordu, gözlerinde gizemli bir ışıltıyla, adeta kendine özgü bir hikayenin başlangıcını temsil ediyordu.

"Güçlerin sana nasıl hissettiriyor?" diye nazikçe sordu, gözlerindeki derin anlamıyla beni deli gibi içine çeken bir ifadeyle. O an, kelimelerle ifade etmek zor olsa da, içimde bir fırtına başlamış gibi hissettim. Ancak aynı zamanda kırılganlığımın da açığa çıktığını hissediyor gibiydim. Bir taraftan da onun gözlerindeki derinlikte kaybolmaktan kaçmayı başaramadım. "Harika," diye mırıldandım, gözlerinin o derin anlamını çözmeye çalışır bir ifade ile bakarken.

"Daha önce sirenler hakkında hiçbir şey okumadım, ya da duymadım ve daha önce sizin gibi büyüleyici güzelliğe sahip olan birini de görmedim," dedim, kelimelerim dudaklarımdan akarken, gözlerim hala onun yüzünü incelemeye devam ediyordu. Onun varlığı, içimde hem hayranlık hem de endişe uyandırıyordu. Çünkü onunla karşılaşmamın ardından, gerçeklikle ilgili bildiğim her şeyi sorgulamaya başlamıştım.

Gece Yarısı ValsiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin