Bölüm - ⅩⅦ - Anıların İzleri
Duyduklarımın ardından öylece kalmış, konuşmayı dahi unutmuştum. Sanki hayat birden kesilmişti, nefesimi kesmiş ve beni öylece terk edip gitmişti. Keşke söylediklerini duymamış gibi davranmayı başarabilseydim ancak şu an nefes bile alamıyordum. Duymuş olduğumun gerçekliğine inanamıyordum.
" Sen..." kelimelerim dudaklarımın arasından çıkmak istemiyordu, âdeta kriz geçiriyor gibi kilitlenip kalmıştım.
" Seni hatırlamayacağını söylemiştim değil mi anne? Üstünden uzun seneler geçti."
Tanya'nın arkasından sarılan Adar'ı gördüğümde, ikinci bir şok dalgası daha yüksek bir hızla, adeta vahşi bir okyanus dalgası gibi bütün vücudumu sardı. Ne yani Adar, benim kuzenim miydi?
Tanrılar aşkına, diye geçirdim içimden. Tekrar buraya, yansımaya ilk geldiğimdeki haldeydim. Şoktan ne yapacağımı bilmiyor, sadece karşımdaki üç kişinin suratına boş boş bakıyordum. Ancak içimde nasıl bir fırtına koptuğunu ve onun içinde kaybolduğumu sadece ben biliyordum.
" Valeria seni bana emanet ettiğinde kim olduğumu açıklamamamı söylemişti ama gözlerimin önünde daha fazla yıkılmanı izleyemedim." Gözlerindeki sevecenlik ifadesine dâhi tepki veremiyordum, onunla ilgili hiçbirşey hatırlamıyor, hatırlayamıyordum.
" Annem..." dedim ellerimi saçlarımın arasından geçirip saç diplerimi tırnaklarımı batırırken. " Ben anlamıyorum... Nasıl oldu da buraya geldim neden bunları duyuyorum neden canım yanıyor hiçbirşeyi anlamıyorum!"
Nefes alışverişlerim dengesizleştiğinde elimi sol göğsümün hemen altına, kaburgalarımın üstüne koydum.
Şömineye doğru ağır adımlarla yaklaşmaya başladığımda ateşin bir anda harlanmasıyla yanmaya başlayan tüm mumlar, aklımın durma seviyesine gelmesine neden oldu. Kontrolümü kaybettiğimi tekrar hissedebiliyordum, ancak yine de engel olamıyordum.
Kontrolümü.
Tekrar.
Kaybediyordum." Lesley."
Gözlerim titriyordu, başımda korkunç bir ağrı resmen kıvranmama neden oluyordu, etrafımdaki tüm sesler kulaklarıma ince ve tiz bir çığlık gibi geliyordu.
Hayır, hayır, hayır. Tekrar olmaz.
" Lesley!"
Sese doğru dönüp birkaç adım geri gitmeye çalıştığımda hissettiğim sıcak taş duvar ile aşağıya doğru kayıp dizlerimdeki gücü tamamıyla kaybettim. Başımı öne eğip nerede olduğumu, neden burada olduğumu sorgulamaya başladım.
Benim gerçekten bir teyzem mi vardı? Bundan neden benim haberim yoktu ve neden onu hatırlamıyordum? Neden evimde onun hiçbir fotoğrafı ya da ismi geçen bir mektubu yoktu? Göz pınarlarımı ovuşturmak için elimi kaldırdığımda yüzümde hafif bir ıslaklık hissettim. Ağlıyordum, ağlıyordum ve bunun yeni farkına varıyordum.
Tenim aslında çok soğuktu ve sebebini bilmiyordum. Bir anda sıcak bir elin alnıma dokunması sıçramama neden olmuştu ancak o sıcaklık hızla vücuduma yayıldığında peşinden bir uyuşukluk hissi de gitmişti, başımı geriye atıp taş duvara yaslandığımda kesik kesik gelen nefeslerinin arasında ağızımdan bir hıçkırık kaçtı.
"Sakin ol tatlım, sakin ol. Artık güvendesin."
Tanya'nın sesi ve yüzü, heryer siyaha gömülmeden önce duyduğum ve gördüğüm son şey oldu.
°★~★~★~★~★~★°
Alnıma değen soğuk su, gözlerimin yavaş yavaş açılmasına neden oldu. Sanki iki şişe viski içmişim gibi bir hareketlilik vardı midemde. Dirseklerimin üzerinde hafifçe diklenirken sıcak bir elin karnıma dokunmasıyla irkildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Yarısı Valsi
Novela JuvenilBüyüye ve büyücülüğe inanmayan genç kız Lesley, gerçek kimliğini bulmak ve hayatta kalmak için hiç bilmediği lanetli bir dünyada savaşmak zorunda kalır.