iyi okumalar :) doğru dürüst çeviremediğim yer varsa sorry..
Sonunda okula varabildiğimde ders beş dakika önce başlamıştı. Ama hiç dert etmeden neşeli bir şekilde arabamı okulun en güzel arabanın yanına park ettim.beyaz bir audi R8.
Hayalimdeki arabaydı! Ve ne yazık ki arabanın sahibi de okulun en büyük götü ,kendini beğenmiş,zengin ve ne yazık çok yakışıklı kötü çocuğu'du. Onun hakkın verebileceğim tek konu arabalar konusunda harika bir zevki olduğuydu...ve belki de karın kasları.
Ama bunu haricinde bu heriften nefret ediyordum! İsmi bile beni sinirlendirebiliyordu!dyan...
Iyy! Böyle bir göt herifin böyle bir arabaya sahip olması şaşırtıcıydı. Ama en azından bebeğime iyi bakıyordu.( biliyorum,biliyorum. Benim olmayan bir arabaya bebeğim demek aptalca! Ama sen zaten tamamen sıyrıksın! Kes sesini!)
Bu okuldaki herkes arabanın başına bir şey getirecek olsa öleceğini biliyordu.hadi oradan ! R8 bir şey olsa suçlu suçsuz dinlemez herkesi öldürürdü! Pekala.bunda haklıydı. Dyan hepimizi havada parçalardı!
Arabamdan inip bebeğim etrafında yürümeye başladım.aslında beyaz boyasına da dokunmak isterdim ama işimi garantiye aldım. Belki başkası da geç kalmıştı. Birilerin beni dyan'ın arabasını okşarken görmesi oldukça utanç verici olurdu ki okuldaki herkes ondan nefret ettiğimi biliyordu.
Diğer kızlara kıyasla onun peşinden koşmuyordum ve benimle uğraşmasına da izin vermiyordum.haliyle beni pek sevmiyordu ve sanırım onun benim yüzünden cezaya kaldığı kadar ben de onun yüzünden cezaya kalmıştım. Düşüncelere dalmış okula gidecekken dikkatimi bir şey çekti... kendimi tutamayıp gülmekten yerlere yattım!
Kızların küçük köpekler gibi dyan'ın peşinden koştuğunu söylemiştim ya. Ama dyan genelde kucak köpekciklerini görmezden gelirdi tabi birilerini düzme ihtiyacı duyduğu zaman hariç. Bu yüzden onun dikkatini çekmek için değişik yollara baş vuruyorlardı. ( biri bir keresinde dolabının önünde ona şarkı söylemişti) ama bu kesinlikle en iyisiydi!
Kırmızı ruj ile bu beyinsiz sürtüklerden biri ön camına şöyle yazmıştı: seni seviyorum! Lütfen beni ara!
Altına da bir telefon numarası.oh ve bu rengi çok iyi tanyordum. Bu yüzde yüz stefanie'nin rujunu rengiydi.okulun baş sürtüğü. Yılışık,ucuz ,utanma duygusu olmayan ve her zaman badboyların dikkatini çekmeye çalışan. Ve BU kesinlikle dikkat çekerdi... ama olumlu yönden değil!!
Hala yazının kenarındaki küçük kalplere gülüyordum. Ohhh! Bununla ilgili dyan ile uğraşacaktım! Ve tabi ki bir de ekleme yapacaktım. Pis bir sırıtma ile yan cam'a yönelip çantamdan koyu renk rujumu çıkardım. Yan bir yazıyla : badboy in love yazdım. Ve yazının yanına kalp çizdim. Eserimden memnun bir şekilde dış aynadan rujumu tazeledim.bu sırada hala kendi kendime sırıtıyordum.
Sonra boyanmış bebeğimden uzaklaşıp okula adımladım. Küçük bir şaka ile hayatının ne kadar boktan olduğunu bir süre unutabiliyordun. Adım seslerim okul koridorunda yankılanıyordu. Cidden hiç matematik dersine girmek istemiyordum! Biraz daha oyalanabilirdim sanırm...
Ama birden yüksek bir ses ile yerimden sıçradım.ses kesinlikle sol koridordan geliyordu. Hemen sessizce köşeye adımladım.böylece neler olduğunu duyabilirdim. Aslında ne olduğunun farkındaydım.ya da daha çok kimin bir şeyler yaptığından... ve hemen sonra tahminim sessiz bir homurdanma ile doğrulandı.
''evet seni küçük inek bugün annen sana ekmek sürmek yerine para mı verdi?''
Şu lanet göt herif! Küçük dyan bence bok gibi parası olan babasından zaten yeteri kadar para alıyordu ve başkalarının yemek parasını çalmasına ihtiyacı yoktu! Senin baban da zengin ama bir kuruş bile alamiyorsun! Diye savundu dyan'ı içimdeki gıcık ses yine. Bir kere olsa beni savunamaz mıydı! Dyan gerzeğin tekiydi ve o çocuğun parasını almasa da olurdu! Yine sesli bir vurma sesi ile düşüncelerimden koptum ve yerimde sıçradım.
Eğer o zavallı çocuğu dövdülerse bu kesinlikle bu sinir bozucu sesin suçuydu! Hemen köşeden durumu anlamak için bir göz attım. Dyan inek çocuğu ( gerçekten üzgünüm ama kim olduğunu bilmiyorum!) dolaplara yaslamış ve sesten yola çıkarak da birkaç kez dolaplara çarpmıştı.
Etraflarında beş tane daha herif duruyordu , hemen dyan'ın ''grubu '' olduğunu tanımıştım, bu da demek oluyordu ki bunlar okulun kötü çocuklarıydı. Bence pek etkileyici değillerdi. Hadi ama bu kadar cesuru oynama ! sen de diğer herkes gibi bu kas yığınlarından korkuyorsun!
Hayır korkmuyordum! Aslında şişmiş kolları ve dövmeleri oldukça korkutucuydu ama korkmadığımın bir kanıtı sanırım başkası olsa geçip giderken ben şu an onlara doğru yürüyordum.
Tam suratının ortasına iç ses!
Tama iç sesimin bir suratı olduğundan şüpheliydim.. ama sonuç olarak dyan ve grubunun karşısına çıkan tek kişi olduğumdan bunu sıkça yapmalıydım. Dyan tekrar inek çocuğu kaldırıp dolaplara çarptı.o da acı ile inledi.
''lütfen size bu parayı veremem! Kardeşim bu okula yeni başladı ve paraya ihtiyacı var...''
Dyan çocuğu gülerek böldü. '' gerçekten inek kız kardeşinle ilgilendiğimizi mi düşünüyorsun.ama eğer genetik kodlamasında senin gibi çirkinlik yoksa onu bize yollayabilirsin küçük bir karşılık ile ona parayı verebiliriz.'' Şimdi de pis pis sırıtyordu.ve arkadaşları da düşüncelere başka bir yerdeymiş gibi dudaklarını yalıyordu.
Bu çocuk tam bir asosyal göttü!! Kız büyük ihtimalle daha 15 yaşındaydı ve ona kendini satmaktan başka işi yoktu sanki!! Ama beni hesaba katmamıştı!
İçimde kaynayan öfkeyle yanların adımlayıp '' coley, benny, sethicik,marcocuk,danny ve benim küçük dyan'ım! Karşılaştığımıza çok sevindim!'' diye bağırdım. Hemen sinirleri zıplamış beş herif bana döndü. Evet bu takma isimlerden nefret ediyorlardı. Ve evet bende bunu bilecek kadar onları iyi tanıyordum. Dyan inek çocuk yüzünden tam dönemese bile bana başını çevirmişti.
''oh hayır! Cidden bu sürtüğü hiç çekesim yok!!'' diye homurdandı seth . başını arkaya yatırıp sanki tanrının affını istiyormuş gibi yukarı baktı. Böylece sarı saçları yüzünden arkaya düştü.ve eğer bana baksaydı kahverengi gözlerini görürdüm.
Sarı saç kahverengi göz kombinasyonu ona çok yakışıyordu! Özellikle de ,diğer arkadaşları gibi, oldukça yapılı olduğu için. Ve bunu da dar tişörtlerinin altında gözüken karın kaslarından anlayabiliyordunuz.ve içimdeki kızsal taraf da maalesef ,ki ben altı heriften nefret ediyorum, bunu oldukça seksi buluyordu!!
Cole, şu pedofili gibi dudaklarını yalayan göt, de sarışındı.ama gözleri mavi-gri-yeşil rengindeydi. Yine mükemmel bir karışım ama bu sapık sırıtma ile...ama uzak olsun!!
Ben'in diğerlerine nazaran siyah saçları vardı. Zaten genel olarak etrafa siyah bir hava yayıyordu ve son olarak da buz mavisi gözleri ile sanki içini görebiliyormuş gibi diğer tüm erkek ve kızları hatta okulun sürtükler i bile etrafından dolanmasına neden oluyordu.
Marco bütün kasları yüzünden bazı kapılardan zor sığıyordu onun da kahverengi saçları vardı. Ve gözleri de kahverengi ile parlıyordu anlaşılan o kadar çok parlıyordu ki sürtükler o gözlerin arkasındaki kendini beğenmiş gerzeği göremiyorlardı.
Aha bir de dan vardı tabi. Bunu kimse düşünemezdi ama eskiden çok yakın arkadaştık.ama şimdi az önce onun takma ismi ile çağırdığım için beni göze batan yeşil gözleriyle öldürmeye çalışıyordu. Yani ne kadar ayrı durduğumuz anlaşılıyordur herhalde. İlk okuldayken saçları neredeyse sarıydı ama şimdi kahverengi tonlarındaydılar.bu da gözlerini daha çok ön plana çıkarıyordu.
Gerçekten bunların anneleri hamileyken hormon ilaçları falan mı almıştı da bu kadar iyi görünüyordu hepsi? Ama bunu yapmadan önce keşke yan etkileri de okusalarmış birden bire salaklaşma, şiddete eğilim, azgınlık..gibi gibi gibi..
Yine düşüncelere dalmışken dyan'ın sesi ile şu an'a geri döndüm. '' ne istiyorsun küçük tessy?''
Şimdi de köpek sürüsünün liderlerini inceliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind the screen (türkçe çeviri)
RomanceTessa'nın hayatı tam anlamıyla bir kâbus.Babası içiyor ve onu dövüyor ve üvey annesi ona kötü davranıyor.Buna rağmen dışarıya her zaman mükemmel bir profil çiziyor.Ama bir gün okulun kötü çocuğu ,dyan'ın, kız kardeşine yardım ediyor ve ona göre artı...