chapter 5

173 16 0
                                    

Dyan ben kadar karanlıktı.saçları,dış görünüşü,kıyafetleri.ama ek olarak gözleri de koyuyudu. Brownie'm ile benzer renkteydiler ama çikolata denemeyecek kadar serttiler.soğuk taşlar gibi görünüyorlardı.sanki arkalarında hiçbir hikaye yoktu. Ama korkutucu olan bu ifadeyi tanıyordum,kendi gözlerimden.

Benim de bakışlarım bu kadar soğuktu.bu kadar mesafeli bu kadar kapalıydı.ama benim iyi bir sebebim vardı. Eğer kötü kraliçe gözlerimden ne kadar kırıldığımı anlasa öldüm demekti. Tabi dyan'ın benim kadar iyi bir sebebi var mıydı bilmiyordum ama o da özel meselelerimle ilgilenmediği için sadece göt deliğinin teki olduğunu ve insanları korkutmak için böyle baktığını düşünüyordum.

Ona şirince sırıtıp aramızda belki minnacık bir benzerlik olduğunu çaktırmamaya çalıştım. Tanrım o kayıp ikiz kardeşim olabilirdi ama yinede ondan nefret ederdim. Onun da hayatı boktansan bana ne.az önce bir sebebi olduğunu düşünmüyor muydun?

Az önce onu koruyan kimdi? Ben değil! Gerçekten hayat amacın bana itiraz etmek mi!

Ama haklıydı onu düşünmek gereksizdi.

''ah sadece başkalarını tehdit etmenin yasa dışı olduğunu hatırlatmak istedim.ve okul size bunu açıklayamıyorsa ben büyük bir zevkle yaparım.'' Tekrar şirince göz kırptım ancak hemen sonra yüz ifademi sertleştirdim.''ama benim yolumla.''

Bu altı geri zekalının tehdidim üzerine gülmesine şaşmamalıydı.son on yıldır kickbox yaptığımı nereden bileceklerdi. Aslında bir sene önce bırakmıştım çünkü kathrin yasaklamıştı ama evde çalışmaya devam ediyordum.aslında hepsini dövebilirdim ama babamın morluklarıyla altısı birden biraz zor olurdu.

Sanırm dyan'da bunu düşünmüştü tabi morluklar hariç yüzünde kocaman bir sırıtmayla ''ne yapacaksın? Biz altı kişiyiz sen teksin.'' Dedi. Bakışlarını yüzü kıpkırmızı kesilmiş ve ona korkuyla bakan inek çocuğa çevirdi ''bu sana pek yardımcı olamaz.''

Aslında bu gerzeklere onları ne kadar kolay dövebileceğimi göstermek isterdim. Ama bu kadar kolay olacağını sanmıyordum ve dövüşebiliyor olmam her zaman gizli silahımdı bunu daha sonraya saklayacaktım.bu yüzden başka bir çözüm bulmalıydım.

''başkalarının parasına neden ihtiyacın var ki?'' dedim tek kaşımı kaldırarak ''yoksa babacığın oğlunun mükemmel olmadığını öğrendi de para musluğunu mu kapattı?!'' dedim yalandan şaşırmış gibi gözlerimi büyütüp elimle ağzımı kapattım.

Dayn bana sen-rahatsız-mısın bakışı attı.ama konuşmama devam edip çantamda cüzdanımı aramaya başladım.

''ama korkunç bir şey bu küçük dyan'ım! Ben sana yemek parası veririm! Bunu bir bağış gibi gör!'' ona on euro uzattığımda daha da sinirli görünüyordu. Sanırım sadakayı pek sevmiyordu. Ama sinirli bir gülümseme ile elimdeki parayı aldı diğer eliyle hala bizi kocaman gözlerle bakan inek çocuğu tutuyordu.'' Teşekkür ederim tessa.çok naziksin.ama paradan bol bir şeyim yok.'' Parayı cebine sokup dan'e yerine geçmesi için başını salladı.

O da sırıtıp dyan'ın elinden çocuğu aldı tabi tekrar dolaplara çarparak.çocuğa ne kadar üzülsem de şu an önümdeki kötü çocuğa dikkat etmeliydim. Birazcık korkmaya başlamıştım ama bozuntuya vermedim. ''o zaman para bulmak için neden başka insanları sıkıştırıyorsun?'' dedim onu kızdırmak için.

Kendini beğenmiş bir sırıtma ile bana yaklaştı ve tam önümde durdu. ''çok basit güzelim '' kulağıma eğildi. '' çünkü hoşuma gidiyor ve kimse,ama hiç kimse beni bundan alıkoyamaz.''

Bunun söylenmemiş bir tehdit olduğunun farkındaydım.sıcak nefesinin farkında olduğum gibi. Ama sırtımdan geçen ürpertiyi bastırıp düşünmeye başladım.şimdi bir şey bulamazsam ya dövüşecektim ya da inek çocuk ile dayak yiyecektim. Harika bir kurtarıcısın! Dedi yine iç sesim alayla.

behind the screen (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin