chapter 15

121 10 2
                                    


Dyan

tessa son soğuk bakışını attıktan sonra mini'sine binip giderken biz de arkasından bakıyorduk.

bir şeyleri kırıp dökmemek ya da sinirimi diğerlerinden çıkarmamak için dişlerimi sıktım.

"bunun kafasınta sıkıntı var." diye homurdandı dan sessizce.gözlerindeki nefret hala okunuyordu.

aralarında her ne geçtiyse oldukça kötü bir şey olmalıydı ama şu an bunu düşünemeyecektim.

kendim o kadar sinirliydim ki en yakınımda duran arabaya adımlayıp tekerleğine sert bir tekme attım."lanet olsun!"

sözleri kızgın bir bıçaklar sanki göğsüme kazınmıştı

vay canına kardeşin senin için gerçekten değerliymiş...

ciara için ölürdüm ben ! o evde durmamın tek sebebiydi yoksa çoktan gitmiş olurdum!

ama bu benim değişmez kuralımdı işte.hiç kimse ,HİÇ KİMSE benim haricimde o arabayı süremez.

bunun dışında o yorum da neydi

sadece peşimde dolanıyorsunuz diye sizi sevecek değilim.sizden nefret ediyorum!

tabiki bizden nefret ediyordu!bizim ondan ettiğimiz gibi! onun gibi bir divayı asla sevmezdim!

ayrıca sanki severek onun peşinde dolanıyormuşuz gibi konuşmuştu! bu sadece gururum yüzündendi başka hayallere sakın kapılmasın!

seth ona bir şey demeseydi ben zaten diyecektim.o ufaklık kendini bir şey sanıyordu.ona yardım teklif etmiştim o da kabul etmedi.

tek seferlik bir şansı kaybetmesi kendi suçu o zaman.diğer tüm kızlar bir randevu falan isterdi en azından bir arkadaşı olurdu! bana ne ya!

tekrar tekerleğe tekme atıp arkadaşlarıma döndüm

bir şey demeden her zamanki yerimiz olan alçak duvarın yanına adımlayıp bir sigara çıkardım.bir kaç nefesten sonra tessa'nın boynunu kırmak haricinde bir şeyler düşünmeyi başarabilmiştim.

diğerleri de yanıma gelirken marco da bir sigara çıkardı.

"ciara 'yı beklemek zorundayım.bir dersi daha vardı ve arabası hala dinnetime'ın orada duruyor" dedim iki nefes arasında.

başımı geriye atıp dumanı üfledim.tessa artık beni ilgilendirmiyordu.bayan mükemmel zaten her şeyi kontrol altında tutabiliyordu.

bir kaç dakika susup kafamı boşalttım.

seni bile daha gururlu sanardım..

lanet olsun! bu ses neden susumuyor!

sanki aklımı okumuş gibi ben o sakin haliyle konuştu." tessa olayını gerçekten öylece bırakacak mısın?"

sinirle ona baktım " evet! o sürtük bir şey istemedi bir şey de yapmayacağım!"

tek kaşını kaldırıp bana baktı.yemedi.bende tereddütlüydüm.ama yinede peşinden koşmayacaktım!

sinirle ben 'e baktım ama hiç bir zaman bakışlardan korkan bir tip olmamıştı. sakince omuz silkti.

"sadece sordum.bu pek senlik değilde."

gözlerimi kısıp ona bakarken haklı olduğunu biliyordum.benim de aklımdan çıkmıyordu ki.ama yinede itiraf etmeyeceltim.

"bu tamda bizlik! ufaklığın kabul edip etmemesi sikimizde bile değil! sonuçta teklif ettik!"

elimdeki izmariti yere atıp sinirle ezdim.seth de şaşkınca bana bakıyordu.

"dostum bu kız beni de sinir ediyor ama sen sözünde durursun ve borcunu ödeyene dek kıçından ayrılmayacağını söyledin."

ikisinin haklı olması beni gıcık ediyordu .aynı şekilde tessa'nın da .gerçekten daha gururlu bir insandım ve sözümde dururdum.

asabice omuz silktim" ee ne yapcağım? peşinde dolanırsam kendini bir şey sanar!!"

marco'nun suratında bir sırıtma belirdi." evet belki ama stefanie'yi mahvedişi fena değildi."

tekrar hatırlayınca ne kadar sinirli olsam da nerdeyse sırıtıyordum.stefanie her zamanki gibi sinir bozucuydu ve bana yapışıp duruyordu.

normalde onu kendim hallederdim ama yine işe yaramazdı o yüzden tessa'ya bırakmıştım anlaşılan onun yöntemi daha etkiliydi.

başımı salladım . " bir sürtük diğerini nasıl mahvedeceğini bilir işte ne yaparsın!"

hala sinirli olsamda söylediklerimde o kadar da ciddi olmadığımı fark ettim.sinirle inleyip alnımı ovdum.

"harika şimdi tessa kıçımızı yırtmadan onu ikna etmem gerekecek!"

dan alayla güldü." dostum iyi eğlenceler! tessayı tanıdığım kadarıyla gururlunun teki seni süründürür!"

gözlerinde hala aynı nefret parlarken ona aynı şekilde baktım.

"bunu yapabilecekmiş gibi."

derin bir nefes verdim.tessa özür dilememi falan bekliyorsa yanılıyordu.yanlış bir şey yapmamıştık.bok gibi konuşan oydu sonuçta.karşılık vermemize şaşmamalıydı.

gerekirse izinsiz peşinde dolanırdık.gerçi şimdiye kadar da pek memnun değildi ve neler olduğunu görmüştük...

"boşverin şimdi bunları.ciara'yı madem dinnertime'a götürüyoruz diğerleriyle buluşalım belki parti falan vardır.gerçekten iyi olur ." dedi cole ve hevesle ellerini ovdu.

sırıttım.tabi sarhoş kızlar hoşuna giderdi.hepimizden bu konuda beterdi.bir gün sanırım iki kız aynı anda götürmüştü.ama sürtükler bize öyle bir asılıyordu ki ona hak vermiyor değildim.

"evet iyi fikir.jake ve diğerleri de çıkmış olması lazım." dedi seth onaylarcasına ve telefonunu jake 'e mesaj atmak için çıkardı.

hepsi bizim çetedeydi ama farklı okullara gidiyordu.genelde öğleden sonraları yada okula gitmek istemediğimiz zaman buluşurduk.

başımı sallayıp bir sigara daha yaktım.yaklaşık on beş dakika sonra zil çaldı ve ciara yanındaki sürtüklerle dışarı çıktı.onlarla takılması hoşuma gitmiyordu ama sürekli benimde  etrafımda oldukları için ona yasak koyamazdım.

şimdi de etrafımızda toplandılar.cole zevkle onları aramıza aldı.tanrım bu çocuk hic mi doymuyordu.

kardeşimle yaşıt bir kız göğsüme yaslandı.dudakları kıpkırmızıydı ve gözleri siyah kalemle çevirliydi.

ilk başta iğrenerek onda uzaklaşmak istedim.bu seviyesizlik sinirimi bozuyordu.ama tekrar gözlerime çatalını soktuğunda bir daha düşündüm.

bu sürtük ne yaptığını biliyordu.bir seferlik bir şey sonra unutulacaktı.ciara'ya son bir bakış attım.marco ile sohbet ediyordu yani kısa süreliğine ortadan kaybolsam fark etmeyecekti.

lotto kazanmış gibi sırıtan kızı bileğinden yakalayıp okula doğru çekiştirdim.

behind the screen (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin