behind the screen (türkçe çeviri)

chapter 1

arkadaşlar yeni bir çeviri ve çok sevdiğim bir hikaye umarım sizde seversiniz iyi okumalr! :)

danke für das erlauben 07nia11 !! :))

''tessa!'' diye bağırdı babamın sesi.şok ile gözlerimi açtım. onu bu kadar erken beklemiyordum. hemen yatakta doğrulup telefonumun saatine baktım.23:34

babam için saat gerçekten çok erkendi.ama bu sarhoş olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. adımı söylemesinde bile anlıyordum-teeeessssaaa. sınırlarını zorlayacak şekilde içmişti büyük ihtimalle. hemde boş mideye ve kısa sürede.iç çekip beni çağıran yastığıma bakıp kalktım ve bana bağıran babamın sesine yöneldim.

o da sallanarak merdivenleri çıkmaya çalışıyordu ancak ilk basamak da ayağı takılmıştı ve kendini gürültü ile yere braktı. aynı zamanda seslice bağırıyordu. gerçekten kathrin, üvey annem , babamın yaptığı seste nasıl hala uyuyordu anlamıyordum.

belki alışmıştır ya da kulaklık ile uyuyacak kadar zekiydi.. diye konuştun içimdeki çok bilmiş. içimdeki sese sesini kesmesi için gözlerimi devirdim. aslında mantiken bunu kendi kendine söylüyorsun.. kes sesini!!

babam az sonra kusacakmış gibi dururken bu yorumlara gerçekten ihtiyacım yoktu. iğrenerek babamın eğilip öğürmeye başlamasını izledim. merdivenlerin başında dikilip harika sonra bunu ben temizleyeceğim diye düşündüm .evet biliyorum belki biraz kendini beğenmiş bir düşünce.

kusmuğun kokusu yayılırken babamın öğürmesi kendi midebulantımı bastırmada pek yardımcı olmuyordu. aslında buna alışmış olman gerek diye mızmızlandım iç sesim yine.evet kısmen hakılydı.

babam uzun zamandır içiyordu ve bende uzun zamandır arkasını topluyordum.kathrin'in kocası ile ilgilenip her şeyi 17 yaşındaki kızına yıkmaması gerektiği beklenirdi. ama kathrin yüzde yüz üvey anne klişesine uyuyordu. gerçekten bazen onu pamuk prensesin üvey annesine örnek alınabileceğini düşünüyordum. babam ile ilgilendiği kısım sadece parasıydı, ve buna oldukça fazla sahipti. bu da ona gizlice kötü kraliçe dememin sebebiydi.

başkalarına karşı her zaman mükemmel ve oldukça ilgili ama geçekte tek ilgilendiği kendi dış görünüşü ve parayı camdan atabileceği pahalı şeylerdi. ama sende hemen inandın dedi içimdeki çok bilmiş yine. ah, evet hemde nasıl inanmıştım.

babam babasını daha önce de dedesini yönettiği bir fabrikayı yönetiyordu.hesabımızdaki bir'in arkasındaki sıfırlar da buradan geliyordu zaten.annem ve babam mükemmel bir çiftti. her gün birbirlerini ne kadar sevdikleri görülüyordu ve annem dört yıl önce öldüğünde de durum bu kadar kötü olmuştu. kendini tamamen geri çekmişti, sürekli seyahat ediyordu. sanırım bu evdeki anılardan kaçıyordu bu yüzden hep üzüntüsü ile yalnızdı.

sadece annemi değil aynı zamanda babamı da kaybetmişim gibi hissediyordum.burada olsa bile her zaman şu anki durumda gibiydi. sarhoş ve konuşamaz halde.

''aaaahhh demek buradasın tessaaaa!!'' diye bağırarak beni düşüncelerimden kopardı. artık kusmayı bırakmış elinin tersi ile ağzını siliyordu. tama belki konuşabiliyordu ama ciddi bir şekilde değil.

nefesmi yavaşça verip bana çocuk gibi kollarını uzatmış olan babama uzattım. durumun tam tersi olması gerekmiyor mu?

''ne var biliyormusun?!'' diye bağırdı ona ulaşıp onu çıkardıklarından yanından çekmeye çalıştım ağzı kokusunu görmezden gelerek. sorusunu görmezden gelip onu kollarından tutup yukarı çekmeye çalıştım ama onun yardımı olmadan bunu başaramayacaktım.