Dyan açıklamada bulunur bulunmaz Ariadna kolumu bırakıp üzgün bir ifade ile bir adım geri attı. ''oh,gerçekten üzgünüm ! sadece her zaman yaptığım gibi davrandım... ama bu pek düzgün bir özür sayılmaz! Bunu nasıl..?''
Önemli olmadığını belirtmek için elimi salladım. '' önemli değil. Biraz sabah sporu herkese iyi gelir.''olanları en kısa zamanda unutursak daha memnun olacaktım gerçekten. Dyan esneyerek merdivenleri inerken ciara'nın aramızda gidip gelen şaşkın bakışlarını yakaladım. Gerçekten benim dyan ile..?! sırf bu aptal tişört yüzünden bunu düşünüyor olamazdı! Başımı eğip tekrar kendimden aşağıya baktığımda kendimi kötü hissettim. Sanki biri nefes boruma baskı uyguluyormuş gibi nefesim daraldı. Tanrım , şu tişörtten kurtulmalıydım yoksa klostrofobi hastası olacaktım.
Bir şey demeden oturma odasına koşturup yerde duran kıyafetlerimi toparladım. Kahvaltının güzel kokusu burnuma dolarken midem protesto edercesine guruldadı. Yüzümü buruşturup ses kesilene kadar olduğum yerde durdum. Sonra pantolonumu üzerime geçirip dyan ciara ve ariadna odaya girmeden fermuarımı çektim. İçimdeki kaçma isteğini bastırmak için çenemi kastım. ''mhm kahvaltı çok güzel kokuyor ,ariadna!'' dedi ciara utanç verici havayı dağıtmak istercesine. Ariadna şaşkınca alnını kırıştırıp kısa bacakları ile mutfağa koşturdu . ''bunu ben yapmadım .küçük bayan. Arkadaşınız hazırlamış olmalı!''
Ben daha utançtan kızaramadan ciara ve şimdiye kadar uyur gezer gibi ortalıkta dolanan dyan bile şaşkın bakışlarını bana çevirdi. ''eh,evet...bon appetit?'' bakışlarımı mümkün olduğunca onlardan uzak tutmaya çalışırken birden neden bu kadar utandığımı bilmiyordum. gerçi biliyordum... aslında yemek pişirmesini bilmeyen zengin züppelerden biri olmalıydım. Ama onun yerine her gün üvey anneme dahi yemek pişiriyordum.
''yemek pişirebiliyor musun?''diye sordu ciara.''evet hobi olarak.'' Dedim aniden ,bakıslarımı yüzünden çekmemeye çalışarak.bir kaç saniye birbirimize öylece bakarken onun yalanımı yakalayıp tepki göstermesini bekledim. Onun yerine dudağını sağ tarafı önce titrekçe yukarı kıvrıldı,sonra genişçe sırıttı. ''vay be, bunu bana da bir ara öğretmelisin. Dyan ile tek yapabildiğimiz pizza sipariş edip onu dilimlemek.''
Geri gülümseyip yandan bana hala şaşkınca bakan dyan'a bir bakış attım. ''tabi, ama sonrasında mutfağı temizlemem.'' Konuşma nasıl devam ederdi hiçbir fikrim yok ama o an ariadna'nın mutfaktan başını uzatmasına oldukça memnun olmuştum. '' çocuklar, kahvaltı az sonra hazır! Siz küçük bayan ve küçük bey isterseniz mutfağa gelin böylece arkadaşınız üzerini tamamıyla değişebilir.''
Ciara'nın midesi guruldarken ,kendisi pek de memnun olmayan bir ifade ile yüzünü buruşturdu. Dyan yandan sırıtıp ciara'yı mutfağa doğru itekledi. ''bu küçük bayana önce bir ağrı kesici verelim.'' İkisi arkalarını döner dönmez üzerimi değiştirmek için banyoya koşturdum. Kendimi toparlamak adına lavaboya yaslanıp derin bir nefes aldım. Kahvaltıdan sonra kesinlikle gidecektim. Eve yürümem gerekse bile! Aynaya baktığımda şaşkınlıktan ağzım açıldı. Dün gece su ile yıkayamadığım makyajım akmıştı. Ariadna'nın beni yollu sanmasının nedenini anlıyordum. Gerçekten hareketli bir gece geçirmişe benziyordum.
Ortalıkta panda gibi dolanmamak için bir gayretle makyajı su ile çıkarmaya çalıştım ancak pek işe yaramadı. Sinirle inleyip kafamı geri attım. Ciara'nın kesin makyajı silmek için malzemesi vardı..yukarıda..kendi banyosunda...
007 misali kapıyı aralayıp koridora bir bakış attım. Bekeldiğim gibi kimse yoktu çünkü hepsi şu an benim hazırladığım kahvaltıyı mideye indirmek ile meşgullerdi! Parmak uçlarımda hole doğru adımlarken herhangi bir şeylere çarpmamaya dikkat ettim. Merdivenin başında tekrar duraklayıp oturma odasına doğru bir bakış attım. Ama kimse bir yerlerden çıkıp bana gülmeyince , merdivenleri çıkmaya başladım. Ciara'nın odasının da benim odam gibi olduğunu tahmin ederek, içeri adımladım ve gerçekten lüks banyoya açılan kapıyı buldum. Gerçi bu kadar dağınık olmasa lüks bir banyo olurdu. Yerde o kadar çok kıyafet vardı ki yerine neyden yapıldığını göremiyordum.
Şaşkınca dağınıklıkta göz gezdirirken makyajımı silebileceğim malzemeyi nerede bulacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu! Yavaşça içeri adımlayıp aynanın kenarında asılı duran siyah sütyene baktım. Tanrım burada bir şey bulabilmek için arama ekibine ihtiyaç duyulurdu! Bakışlarımı aynadan çekip sağımda duran rafı incelemeye başladım. Diş macunu, diş fırçası,şal, yüz maskeleri...ah! Maskara ve ruj bulduğuma göre buralarda bir yerlerde makyaj temizleyicisi de olmalıydı,değil mi? Rafı iki kere arayıp banyoya ait olmayan şeyler bulsam da aradığımı bir türlü bulamadım.
Öbür rafa yönelip oraya bakmaya başladım ancak havlu ve kremleri görünce vazgeçtim. Sonunda lavabonun altındaki küçük çekmeceyi açtım ve içini kurcalamaya başladım. Ojelerin arasında sonunda aradığım temizleyiciyi bulabildim! Ufak çaplı bir çığlık atıp yerimde zıpladıktan sonra pamuk alıp yüzümü temizlemeye koyuldum.
Üç pamuk sonra yüzümdeki en ufak makyaj kırıntısını dahi temizlemiştim. Elimi yıkadıktan sonra çabucak aşağı indim.oturma odasına varmak üzereyken dyan'ın tişörtünü banyoda unuttuğumu hatırladım. Biraz nefes nefese mutfağa girip kendimi kuru bir tostu kemiren ciara'nın yanına bıraktım. Dün içtiklerini düşünürsek ,mantıklı hareketti. Dyan ona nazaran mutlu bir şekilde yumurtayı mideye indirirken bir yandan da geciktiğim için bana tuhaf bakışlar atıyordu. Ciara yorum yapmadan duramadı tabi. ''üzerini değiştirmen amma da uzun sürdü ve sonuç bu mu?'' diye mırıldandı kırışmış kıyafetlerimi süzerken. Gözlerimi devirip cevaben yüzüne dyan'ın tişörtünü attım. O bana kötü bir bakış atarken bende sırıttım. O sırada biri önüme dolu bir kahvaltı tabağı koydu.
''bu aç yemeğin hepsini yemeden sana bir tabak ayırdım.'' Dedi ariadna göz kırparak. Gülümseyip teşekkür ettikten sonra yemeğe başladım. Kahvaltı sessiz geçerken dyan bir süre sonra doyduğunu belirtircesine tabağını ileri itekleyip ,uykulu bir şekilde esnedi. Zorla bakışlarımı yana çevirdim. Bakmamam gerektiğini kendime hatırlatırken ,kendime hakim olamayıp başımı çevirdim. Ancak dyan'ın tişörtü kapatması gereken her şeyi kapatırken ince kumaştan belli olan kasları ağzımın içinin kupkuru kesilmesine sebep oldu. O normal oturuşuna geçene kadar bakışlarımı çekemedim. En azından ağzımdan akan hayali salyamı kimse göremiyordu, ciara o sırada zorla da olsa bir şeyler yemeğe çalışıyordu. Boğzımı temizleyip olduğum yerde biraz kıpırdadım. '' kaba olmak istemiyorum ama artık yavaş yavaş eve gitmem gerekiyor.''
''tabi seni götürürüm. Sadece hazırlanmam için bana beş dakika ver .'' dedi dyan ve oturduğu yerden kalktı. ''ve ciara ! gelmek istersen seni patrick'İn orada bırakırım,arabanı alırsın!'' diye bağırdı arkasını dönmeden ve kayboldu. Ciara yanımda homurdanırken gülümseyerek ona döndüm. ''bir daha ki sefer için tecrübe olmuştur artık.''
''kesinlikle.'' Diye mırıldandı. Arkasını yaslayıp gözlerini yumarken onu rahat bırakmaya karar verdim. Masayı toplamaya başlayan ariadna'ya yardım etmek için bulaşığı kurulamak adına elime bir bez aldım. Ancak ben daha ilk tabağı kurulayamadan ,elimden bezi aldı. '' küçük hanım! Bulaşık kurulamak zorunda değilsiniz! Lütfen geri oturun!'' dedi şok olmuş bir ifade ile. İfadesine güldüm.'' Yardım etsem bir yerim eksilmez ya! Zaten yapacak bir şeyim yok.'' Elinden bezi alıp bulaşığı tekrar kurulamaya başladım. Yandan bana hala şaşkın bakışlar attığını görebiliyordum. Ancak az sonra o da işine döndü.
İşimizi bitirir bitirmez merdivenlerden dyan'ın sesi geldi. ''çıkabiliriz!'' başımı bir an sesin geldiği yöne çevirdikten sonra gülümseyerek ariadna ile vedalaştım. ''belki başka zaman yine görüşürüz. Sabah olanlar için gerçekten üzgünüm.''
''evet ,belki.'' Diye mırıldandım. Şaşkınlığıma ciara da oturduğu yerden kaklı hole yöneldi. Ben topuklu ayakkabılarımı alırken ciara ayağına bir çift spor ayakkabısı geçirdi. Dyan kız kardeşini görünce şaşkınca tek kaşını kaldırdı. O da gelmesini beklemiyordu herhalde. ''o zaman Mercedes ile gidiyoruz sanırım.'' Diye mırıldanıp ceketinin cebinden araba anahtarını çıkardıktan sonra bize kapıyı açtı. Yanında geçip dışarı çıkarken son araba yolculuğumuzu düşündüm. ''ama müzik falan dinlemeyeceğiz!''
-----
yeni cover falan? neyse nabersiniz? geç gelen bölüm için ,üzgünüm.bu arada kalbim büt büt atıyor ,dua edin :I :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind the screen (türkçe çeviri)
RomanceTessa'nın hayatı tam anlamıyla bir kâbus.Babası içiyor ve onu dövüyor ve üvey annesi ona kötü davranıyor.Buna rağmen dışarıya her zaman mükemmel bir profil çiziyor.Ama bir gün okulun kötü çocuğu ,dyan'ın, kız kardeşine yardım ediyor ve ona göre artı...