KONUŞUYORUM ÖYLE

20

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız.

Haftaya perşembe görüşürüz.

Instagram:reminduagain.

*

Sadece bir süre öncesinde babam Almanya'ya gidiyor, Burak ve Yaman kavga etmiş ve ikisini de engellemiş halde koca bir üzgünlük topu olarak dolaşıyordum.

Önce Yaman'la düzelmiştik. Şimdi de babam Almanya'ya gitmiyordu. Burak konusunda ise yapacağım bir şey yoktu, yapmayacaktım açıkçası. Umurumda değildi. Arada bir selam verdiğim eski sevgilimden beni aldatan eski sevgilime dönüştüğünden beri umurumda değildi.

Birilerine sinirlenirsem onlara kötü davranırdım, birileri beni üzerse yokmuşlar gibi davranırdım. Burak konusunda ikisi de beraber yaşansa da sinirim ağırdı ama ona kötü davranmamı bile hak etmezdi. Ayrıca saçmalıktı. Ben diyeceğimi demiş, küfrümü etmiş ve rahatça yoluma bakmıştım.

Hem artık bir sevgilim vardı.

Merdivenlerden çıkarken her zamanki gibi suratsız olan sevgilim.

Artık alışmıştık birbirimize. Hangimiz önce gelirse eşyalarını bırakıp kalorifere gidiyordu. Ayrıca mesaj da atıyorduk zaten. O yüzden biliyordu kaloriferin önünde dikildiğimi. Merdivenler bittiği anda ondan bana döndü gözleri. Süzdü beni yanıma gelene kadar. Yüzüne ufak bir gülümseme hâkim olurken bu beni gördüğündeki gülümsemelerden değildi. Biliyordum.

"Kırmızı." dedi yanıma geldiği an. Sırıttım.

"Kırmızı." diye onayladım. Eli hırkama uzandı. Koyu kırmızı bir kapüşonluydu. Dün almıştık annemle. Öylesine alışverişe çıkmıştık, sürekli okula giydiğim iki mor hırka yerine bir hırka almak aklımda bile yoktu ama görünce sormuştum. Şaşırmıştı annem mor almadığıma. Ama bir şey dememişti, almıştık.

"Yakışmış." dedi.

"Teşekkür ederim." dedim. Yanıma yaslandı. Ekranını gösterdi. Kilit ekranındaki şarkının adına baktım.

"Şebnem Ferah dinlemeye başlamışsın?"

"Sarıyor aslında, birkaç şarkısını da biliyordum. dedim hepsine bakayım. Güzel." dedi. Ben de ekranımı açtım ve ona gösterdim. Bende bu sefer Chase Atlantic vardı.

"Vay, hiç dinlediğini söylememiştin." dedi direkt.

"Bence artık çalma listelerimizi gösterelim." dedim alayla.

"Sen önce şu kırmızı hırkayı anlat." dedi hırkama dokunup.

"Dün aldım. Annemle alışverişe çıkmıştık."

"Hmm..."

"Aynen. Beğendim ama. Annem güzel oldu dedi."

"Güzel olmuş."

"Biliyorum." dedim. Güldü.

"Abin nasıl oldu?" dedim merakla.

"İyi. Kendine geldi. Sabah döndüm eve, üstümü giyinip okula geldim işte."

"Uykusuz duruyorsun." dedim yüzünü süzerken.

"Çok uyuyamadım."

"Abin ne iş yapıyor?"

"Mühendis. Bir firmada çalışıyor işte makine mühendisi olarak."

"O da mı makine mühendisi?"

"Aynen."