17

560 47 22
                                    

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız. 

Yeni kitabım Durgun Duygular'a da bakabilirsiniz, her çarşamba ve cumartesi yeni bölüm geliyor. Hançer'in de bölüm günleri salı ve cuma olarak değişti. Diğer kitaplarım için de profilime uğrayabilirsiniz. 

Haftaya perşembe görüşürüz.

Instagram:reminduagain.

*

Kütüphaneye geleli bir buçuk saat olmuştu.

Okuldan beraber çıkmıştık. Aslıhan'a olanların tamamını anlattıktan sonra kütüphaneye bizimle gelmemesi için baya bir ikna etmem gerekmişti ama sonunda kabullenmişti. Okul çıkışında kapıda beni beklemişti Yaman. Oradan otobüs durağına geçmiştik, hiç konuşmamıştık da. Otobüste de konuşmamıştık zaten. Kütüphaneye geleli bir buçuk saat olmuştu, karşılıklı oturuyorduk. Onun önünde AYT matematik kitabı açıktı, ben kimya çözüyordum.

Bir buçuk saat olmuştu ve karnım acıkmaya başlamıştı. Ayrıca konuşacağız derdini bir ara halletmemiz gerekiyordu. Bugün konuşmadan ayrılır da evlere dağılırsak bu yarına kalırdı. Bunlar da gereksiz işlerdi. Anlamı yoktu.

Önümdeki kitabın kapağını kapatıp kalemi kalemliğime geri koyduğumda kaldırdı kafasını. Bana baktı.

"Acıktım." dedim sessizce.

Kafasını salladı. O da toplandı. Eşyalarımızı aldık, çıktık kütüphaneden.

"Ne yiyelim?" dedi.

"Eve giderim yemek için." dedim. Derin bir nefes aldı.

"O zaman artık konuşabiliyor muyuz?"

"Konuşmak isteyen sendin." dedim omuz silkip.

"Şuraya geçelim mi?" derken kütüphanenin bahçesindeki bankı gösterdi. Kafamı salladım. geçtik. Oturduk yan yana. Ben montuma biraz daha sarındım, hava yine soğumuştu.

"Hesabın sana Burak meselesini söyleyeceğini düşünmemiştim. Anlaşma yapmıştık. Sana bir daha mesaj atmayacağını söylemişti." dedi sonunda.

"Zaten yazıp engelledi beni." dedim. Kafasını salladı hafifçe.

"Telefonunu karıştırmak gibi bir amacım yoktu." dedim birden. Bana baktı.

"Çantanı çekerken telefon yere düştü. Kırıldı. Ben de saçma bir andı, öyle elimle sileyim dedim. Şifren yokmuş ekran kaydırınca direkt açıldı. Bir baktım SIM yok yazıyor. Biraz şüpheli bir durumdu." dedim.

"Nasıl yani?" dedi şaşkınca.

"Okulda biri insanlara mesaj atıp duruyor ve senin de SIM kartın yok. Ne bileyim, ikinci bir telefonun var ve milleti birbirine düşürüyorsun, sensin falan sandım. Ondan açtım Instagram'ı. Sonra hesabı gördüm ki mesaj atmadığını söylemiştin bana. O da şüpheli bir durumdu ben de okudum." dedim. Derin bir nefes aldı.

"Seni rahat bırakması için öyle demiştim."

"Anladım. Ses kaydından sonra."

"Ses kaydını bana da attı. Öyle öğrenmeni istemezdim."

"Bence sen benim öğrenmemi hiç istememişsin."

"Evet aslında. Burak'la aramız bozulsa bile arkadaşımın sevgilisiydin bir dönem. Arkadaşlarımın sevgililerine ayrılsalar da yürümem, Burak tam arkadaşım sayılmasa bile saçma bir his. Atamıyorum içimden." dedi. Hafifçe salladım kafamı.

KONUŞUYORUM ÖYLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin