22

321 29 27
                                    

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız.

Instagram:reminduagain

*

"Önce ben Fuat diye bağıracağım, sonra da Koralp'e geçeceğiz. Tamam mıdır?" dedi Aslıhan. Güldüm sadece. Maç oynanıyordu zaten, bizimkiler de ileride gözüküyordu ama Koralp henüz tek bir basket atmamıştı.

Heyecanlı bir ortamdı. İlgilenince ilk defa gerçekten heyecanlı gelmişti. Bundan öncekilere gelir, sonuna kadar ilgilenmeden öylece izler sonra da biz kazandıysak sevinir kazanmadıysak da pek tepki vermezdim.

Ama insanın sevgilisi de maçta oynayınca öyle olmuyordu.

Sürekli gözüm sahadaydı. En baştan beri gözüme kestirmiştim ve Koralp hariç kimseyi izlemiyordum. Ara ara göz göze gelecek gibi oluyorduk ve kalbim hopluyordu ama sonra bir şekilde gerçekleşmiyordu bu ve ben de oturduğum yerde onu izlemeye devam ediyordum sadece.

Altında siyahlı kırmızılı bir şort, üstünde tamamen siyah olan ve arkasında okulun adı ile kendi adının yazdığı bir forması vardı. Yazılar kırmızıydı. Numarası da 04'tü. Neye göre verildiğini bilmesem de umurumda değildi zaten.

Sadece sevgilimi izlemeye gelmiştim. Bir basket atarsa onu öpecektim, eğer hiç basket atamazsa da teselli olarak öpecektim.

Her halükârda öpüyordum yani bugün Koralp'i. Tabi onun bundan haberi yoktu. Benim için atılacak bir basketi gerçekten istediğimden sesimi çıkartmamıştım bu konuda.

Çok kalmamıştı maçın bitmesine. Şu anlık bizimkiler bir sayıyla öndeydiler ve bu şekilde devam ederseler de kazanırdık gibi geliyordu ama Fuat çok yorulmuştu. Yaman ise milleti engellemekle uğraşırken yorgun düşmüştü. Bütün takımda vardı bu. Hepsi son anlarında gibi duruyorlardı. Normaldi.

"Bir ara götünü kaldırıp basket falan atacak mı sevgilin?" dedi Aslıhan. Güldüm.

"Atmasa da öpeceğim ki."

"Öyle mi?"

"Evet."

"O zaman atmasa da olur. Siz öpüşün diye dua edip duruyorum, hayır Fuat'a ayıp olmayacak olsa Koralp diye cırlayacağım burada." dediğinde ufak bir kahkaha attım. O arada sahadan bir ses geldi. İkimiz de hızlıca sahaya dönerken "Biri basket atmış!" diye bağırdı Aslıhan. Öyleydi. Bizim sayımız yükselmişti. Takımın tamamının üstüne atladığı kişiyi ise tam algılayamıyordum ama birkaç saniye sonra hepsi oyuna dönerken gördüm Yaman'ı. Gözleri tribünlerdeydi. Hızlıca kalktım yerimden. Göz göze geldiğimizde gülümsedi. Ben de gülümsedim. Hızlıca bir göz kırpıp tekrar oyuna döndüğünde ise oturdum yerime.

Basket atmıştı.

"Allah önce seni Burak'la sınadı ve şimdi de mükafatını veriyor." dedi Aslıhan. Yine güldüm. Sadece gülesim geliyordu. Mutluydum çünkü.

Sonuçta sevgilim basket atıp bana göz kırpmıştı. Hala nasıl erimedim bilmiyordum ama kalbim çok hızlı atıyordu.

Maçın gerisinde karşı takım bir basket daha atsa da bizimkiler iki sayı önde olduklarından kazandılar. Karşı takımla el sıkıştıktan sonra herkes soyunma odalarına ilerlerken biz de toplandık Aslıhan'la. Tribünden çıkıp soyunma odalarının olduğu koridorun ucunda bekledik.

On beş dakika içerisinde sıraya çıktılar. Önce karşı takım çıktı ve onların okulu giderken bizim takımdan da çıkanlar oldu. Fuat çıktığında ise Aslıhan koşup sarıldı ona.

KONUŞUYORUM ÖYLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin