24

220 22 20
                                    

İlk kısım 3.kişiden yazılmıştır.

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız.

Instagram:reminduagain.

*

"Bir çay daha alır mıydınız?" diyen garsonun sesiyle kaldırdı Mehmet Devrimci kafasını. Telefonunun ekranına baktı. Saat dokuzu üç geçiyordu. Yediden beri buradaydı. Sadece çay içmiş, Bircan gelecek diye yemek yememişti ve fena açtı. Açmıyordu telefonlarını Bircan. Mesajlarına da bakmıyordu.

"Olur." dedi sadece. Garson boş bardağını götürürken telefonunu açtı Mehmet Devrimci. Bir mesaj daha atmadı. Bir kere daha aramadı. Mısra'yı karıştırmak istemediğinden ona da yazmadı.

Eskişehir'de tanışmışlardı. Sonra Bircan'ın işi için İstanbul'a taşınmışlardı ve Mısra doğana kadar her hafta cuma günleri burada buluşup yemek yerlerdi Bircan'la. O yüzden bizim mekân diyordu Mehmet Devrimci.

Ama Bircan gelmemişti.

Çayını beklerken Instagram'a girdi. En üstte duran hikayeler kısmında kızının yeni bir hikâye paylaştığını görünce dokundu. Yüklenen resme baktı.

Mısra yanında Beliz'le beraber anneannelerini ortaya almış, resim çekinmişlerdi. Arkada Bircan ve Doğan'ın konuştukları görülüyordu.

Çanakkale'ye gitmişlerdi.

Bircan kalkıp buluşmaya gelmemek için Çanakkale'ye gitmişti.

Birkaç saniye ne düşüneceğini bilemedi Mehmet Devrimci. Sonra dudakları kıvrıldı.

Kaçmıştı resmen. Çocuk gibi kaçmıştı hem de.

Uygulamadan çıkıp bir mesaj daha attı Bircan'a.

Mehmet: Selam söyle abinlere.

Saatler sonra ilk defa görüldü oldu bir mesajı. Ama cevap vermedi Bircan. O arada garson yeni çayını getirdi. Arkasına yaslanırken çaydan bir yudum aldı ve sırıttı Mehmet Devrimci.

Resmen kaçmıştı çünkü eğer İstanbul'da kalsaydı buraya gelmekten kendini alıkoyamayacaktı Bircan.

*

Mısra Sezen Devrimci

*

Koralp Yaman: Mısra? (04.12)

Cumartesi sabahı uyandığımda ekranımdaki tek bildirim buydu.

Mısra Sezen: Efendim? (11.18)

Mesaj anında görüldü oldu. Birkaç saniye bekledim. Anneannemin evindeydik. Annem kendi odasında kalıyordu, biz de Beliz'le oturma odasında uyuyorduk. Kalan bütün herkes Aytekin dayımların evindeydi.

Bir anda telefonum çalmaya başlayınca Beliz uyanmasın diye hızlıca sessize aldım. sonra da Koralp'in adıyla bakıştım ekrandaki. Derin bir nefes alıp kalktım. Oturma odasının bahçeye açılan kapısından bahçeye çıktım. Sürgülü kapıyı kapatırken telefonu açtım.

"Efendim?"

"Günaydın." dedi ilk olarak. Bahçede birkaç adım atıp salıncağa oturdum. Sonra da "Günaydın." dedim ben de.

"Dün konuşmadık hiç." dedi. Derin bir nefes aldım.

"Etrafım çok doluydu. Açamadım çok."

"Önceki gece yazdıklarıma da düzgün cevap vermedin."

KONUŞUYORUM ÖYLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin