25. Bölüm Yanlış GPS

32 5 0
                                    


~~~

"Aaa! Hırsız var! Sende kimsin?"

"Asıl sen kimsin? Doğa nerede?" Diye sordum.

"Doğa kim ya? Yok öyle biri."

"Sen kimsin peki?"

"utanmaza bak. Burası benim evim dua et karşında babam yok!" Bugün gereğinden fazla yanlış anlaşılıyordum bu harbi yordu...

"Bak sanırım yanlış anlaşılma oldu. Bizde çıkıcaktık zaten-"

"Biz derken-" Esat Hoca, Tümer ve Kübra yanımıza gelince kız şok olmuş bir şekilde sırayla bize bakıyordu.

"Ne!!! Dört hırsız mı!?? İmatt!!-" Sinirle kızın arkasına geçip elimle ağzını kapattım. O elleri ile ellerimi ağzından çekmeye çalışıyordu.

Tabi başarısız oldu- Kızın erkekliğime tekme atması ile acı içinde geri çekildim.

"Hay sikeyim! Kızım derdin ne?"

"Asıl sizin derdiniz ne. Evime gizlice girmeler falan!?" Tam ağzımı açacağım sırada Esat Hoca lafa atladı.

"Yanlış anlaşılma olmuş. Bir istihbarat üzerine evinize gelmiştik."

"Polis misiniz?"

"Evet Hanfendi öyleyiz." Yalan bir.

"Hiç inandırıcı gelmiyor." Esat Hoca cebinden bir cüzdan çıkarıp cüzdanı açarak içinden birşey çıkarıp kıza gösterdi.

Kız elindeki şeyi görünce ağzı açık kalmış bize bakıyordu.

"Kusura bakmayı sizi hırsız sandım."

"Sorun yok arkadaşımızı alıp çıkacağız." Kız birden bana acıyarak baktı. Sonra yanıma doğru yürüdü.

"Ben özür dilerim birden görünce korktum."

"Senin yüzünden çocuğum olmicak."
Erkekliğim çok acıyordu hâlâ ellerim oramdaydı. Kız bian orama bakıp gözlerini çekti. Sanki anlamadık.

"Sende ağzımı kapatmasaydın."

"At gibi anırmasaydın."

"Ne!!? Sen bana at!? Şimdi görürsün sen!" Kız elini kaldırmış tam bana vuracağı sırada Kübra kızın bileğinden tuttu.

"Bu kadar tartışma yeter. Batuhan kızdan özür dile."

"Öhm ismim ceren."

Göz devirerek cerene baktım.

"Cerenden özür dile."

"Peki özür dilerim at- yani ceren." Ters bir şekilde bana baktı ve saçını savurarak

"Affettim." Dedi.

"Ee benim özür hakkım yokmu?"

"Peki bende özür dilerim. Oldumu?"

"Oldu." Ceren saçını bana tekrar savurarak Esat hocaya döndü.

"Ben sizi yolcu edeyim."

"İyi olur." Hepimiz depodan çıkıp dış kapıya yöneldik. Dışarı çıktığımızda ceren hâlâ bana ters bakışlar atıyordu. Ya sabırrr.

Takmayarak önüme döndüm. Evden ayrıldıktan sonra arabalarımıza geri döndük.

"Hocam burası başkasının evi Doğa yok." Dedi Kübra.

"Siktiğimin Gürkanını arıyorum şuan bekle." Esat Hoca telefonunu kulağına dayadı.

"lan şerefsiz attığın konumlara niye dikkat etmiyorsun? Yine başkasının evi çıktı!"

(...)

"Beynini sikim senin."

Esat Hoca sınırlı bir şekilde telefonu kapatıp cebine koydu.

"Doğayı kaçıran adam, arabasının GPS sini başka arabaya takmış. Şimdilik hepimiz eve gidicez gerisini ben hallederim."

"Hocam yalnız nasıl-" diye sorunca Kübra Esat Hoca ona baktı.

Esat Hoca 'Banamı diyorsun bunu?' bakışı atınca Kübra susmuştu.

"Gerisi bende dedim hadi dönüyoruz."

Esat Hoca arabasına binince bizde binmiş'tik. Tümer beni evimin önüne bırakıp gittiğinde, evimin kapısını açıp eve girdim. Odama gidip üstümü değiştirmeden olduğu gibi yatıp uyudum.

Doğanın Anlatımı:

Uyandığımda bir odada, yatakta yatıyordum. Yastığı yumuşaçıktı. Kapı tarafına dönük olduğumu farkettim.

Esneyerek sol tarafa doğru döndüm birde ne göreyim? Üvey abim olduğunu söyleyen şahıs tam karşımdaki tekli koltuğa oturmuş beni izliyordu. Onu görür görmez yatakta doğruldum.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" Derken ona bakmamayı tercih etmiştim.

"Uyanmanı bekliyorum." Bunu diyince ona baktım.

"Neden?"

"Konuşmamız gerekiyor."

"Başımda beklemene gerek yoktu."

"Evet vardı."

"Hayır yoktu." Israr etmeye devam edicem küçük oğlan.

"Vardı."

"Bu konu için tartışmicam." Vazgeçtim. Tartışmamak daha iyi.

Üvey abim gülerek oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru yürümeye başladı. Sadece izliyordum.

"Tartışsanda kaybedersin. Aşağı inmeden önce belki duşa girmek istersin. Dolapta kıyafet var." Gözlerini iyice üzerimde gezdirdi
Sonra odadan çıkıp gitti. Kapıyı kapatmayı da unutmamıştı. Düşünceli abi.

Yataktan kalkıp yatağı düzelttim. Abimin 'abi demek ne kadar garibime gitsede' bana gösterdiği banyoya girdim ve askıda olan havluyu elime aldım.

Sonra üstümdekileri çıkartmaya başladım. Çıkarttıktan sonra şofbenin suyunu açarak kendimi ılık suyun kollarına bıraktım.

Yarım saat sonra banyodan çıkarak, dolaba yöneldim. İçinden kendime iç çamaşır ve kıyafet alacaktım.

İç çamaşır çekmecesini açıp içine baktım. Cidden şaka olmalıydı? Burada sadece dantelli iç çamaşırları vardı. Acaba eve kız felan mı alıyor bu çocuk pardon abim.

Gözüme pembe olanlar çarptığı için onları aldım ve üstüme geçirdim. Sonra dolaptanda bol eşofman ve tişört alarak dolabın kapağını kapattım.

Üstümü giyindikten sonra. Saçımı havlu ile sararak odadan dışarı çıktım.

Mutfağa doğru gidecektim ki 'abim' olan şahıs elinde iki bardakla içeri girip koltuğa oturdu. Yanına gittim.

Beni görünce bardağın birini bana uzattı. Bardağı alarak karşısına oturdum.

"Teşekkür ederim." Koltuğa iyice yerleşip abime bakmaya başladım.

"Rica ederim doğa." Derken gülümsemişti. Yanağındaki gamzesini gördüm. Şu gamzeli erkeklere bayılıyorumm neyse o abim. Ona hiç ismini sormamıştım. Bu yüzden sormaya karar verdim.

"Adın ne?"

"Adım bartın efe ama sen bartın de."

"Neden? Efe ismini sevmiyormusun?"

"Kullanmıyorum diyelim."

"Anladım. Rica etsem bana artık herşeyi anlatır mısın."

Bunu dediğimde bardağından büyük bir yudum almıştı. Bende elimde bardak olduğunu hatırlamış bardağıma bakmıştım, İçinde sıcak çikolata vardı. Bayılırımmm. Bende büyük bir yudum alarak Bartına baktım.

Devamı akşam gelecek güzellerimm
💋💋💞💕💕💕🦄


Kalbim Hanginize Ait? +18 {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin