24. Bölüm konak

37 6 0
                                    

Kübranın Anlatımı:

Eski hastanenin orada Batuhan ı alıp yola devam etmiştik. Issız yollardan geçiyorduk. Telefondan saate baktığımda saatin 23:15 olduğunu gördüm.

Yaklaşık yarım saat geçmişti. Tümerin telefonu birden çalmaya başladı, arayan Esat Hocay'dı. Tümer araba kullandığı için telefonu ben açmış ve hapörlere almıştım.

"Arabayı sola çek ve bütün ışıkları kapat sonra inin."

"Tamamdır."

Telefonu kapatıp torpido'nun gözüne koydum. Tümer arabayı kenara çekip farları kapattıktan sonra arabadan hepimiz inmiştik.

"Şimdi ne yapıyoruz?"

"Az ileri de konak var oraya gidicez. Bahçede korumalar olabilir dikkatli olmalıyız." Dedi Esat Hoca.

"O iş bizde. Kübra sen arabada kal."

"Gelsem olmazmı?" Diye ısrar ettim.

"Tümer haklı Kübra araba daha güvenli."

"Peki hocam." Tümer arabanın anahtarlarını bana verir vermez arabaya geri bindim ve kapıları kilitledim.

Tümer bana el sallayıp önüne döndü. Canım sıkılacağı için koltuğa uzandım, camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Tümerin Anlatımı:

Batuhan ve ben Esat hocanın peşinden konağa doğru gidiyorduk. Konak görüş alanımıza girince Esat Hoca durdu. E tabi peşinden bizde durduk.

"Sessizce içeri girip doğayı bulup dışarı çıkıcaz tamam mı? Eğer karşınıza koruma çıkarsa işini halledin."

"Siz merak etmeyin hocam o iş bizde. Hangi tarafa gidiyoruz?"

"Ben yan taraftan giricem siz ikiniz arkadan girin orası sizin için en uygun yer."

"Tamam." Esat Hoca belinden silahını çıkarıp evin yan tarafına doğru yürümeye başladı. Batuhanla benim silahım yoktu.

Olmasa da olur çelik gibi ellerim varken silahta neymiş!? ilerleyeceğim sırada konağın önünden bir ses geldi.

"Hey! Kim var orada?" Korumalardan biriydi bu.

Ha siktir. Bize sesleniyordu.

"Lan bu bizi nereden görmüş." Diye sordum batuya.

"Kanka nereden gidicez diye yola çıkmıştım adam gördü beni bende geri geldim."

"Aferin ne bok yicez şimdi."

Adam bu tarafa doğru hızlıca yürümeye başladı.

"Kaçıcaz koş!!" Batuhan ile geriye doğru koşmaya başladık. Nereye gittiğimize dair hiçbir fikrim yoktu. Bir ormana girmiştik.

Ormanın içinden koşarken karşıma bir duvar çıktı. Bunu kim koymuş buraya? ( kesinlikle ben değil)  Arkamı dönecek'ken üstüme doğru düşen Batuhanla göz göze geldik.

"Yavaş olsana lan!" Diye bağırdım ona.

"Lan piç önümde duran sensin."

"Duvar var önümde amınakoyim!"

"Siz ikiniz." Adam çoktan yanımıza gelmişti. Batuyla aynı aynda adama baktık.

"Siktir ya."

"Abi valla kaybolduk." Dedi Batu.

"Issız, hiç ev olmayan yerde kayboldunuz. Buna inanmamı beklemiyorsunuz herhalde?"

"İnanmanı bekledik aslında." Dedim adama.

Batuhan gülmeye başlayınca kafasına bitane geçirdim.

"Sussana amk."

"Dalga geçme sende."

"Veletler." Kafamızı adama çevirdiğimizde, adam belinden silahını çıkarıp bize doğru tuttu.

"Abi yanlış anlaşılma var bak biz gidicektik şimdi." Dedi Batu adama adamda maldı salcak şimdi bizi.

"Hiç öyle sanmayın."

Adam tetiği çekmiş tam silaha ateş edecekken adam, önümüze doğru düştü. Bayılmışmı bu? Ne olduğunu anlamadan karşıya baktım. Elinde beyzbol sopamı tutan Kübrayı görünce derin bir oh çektim.

Adama bununla vurarak onu bayılmıştı. Ah canım sevgilim. Kalkıp Kübraya tam sarılacağım sırada Batuhan benden önce davranmış, yerde sürünerek kübranın bacağına sarılmıştı. Sen hayırdırs??

"Yenge! İyiki geldin." Hızlıca kübranın yanına gidip Batuhanı ittim.

"Çekil be şuradan! Adamı korkutup kaçırmama az kalmıştı. Kübra erken davrandı sadece."

"Tabi aynen. Kübra olmasaydı ikimizde şuan ölüydük." Batuhanın dediğini takmayarak Kübraya sarıldım.

"Arabadan neden indin sevgilim?"

"Canım çok sıkılmıştı. Birden sizin bağırış sesinizi duydum, bagajdan sopanı alıp geldim bende."

"Aferin sevgilime. Birdaha olmasın ama sana birşey olursa ortalığı yıkarım." Kübra bana daha sıkı sarıldı. Batuhan arkadan sessizce gülüyordu. Onu geberticektim. Aklıma Esat Hocanın gelmesi ile Kübraya sarılmayı bıraktım.

"Eyvah. Esat Hoca konakta tek başına hemen gitmemiz lazım."

Baygın olan adamın yanından geçerek konağa doğru yürüdük. Konağa girdiğimiz de, içeride kimse olmadığını gördüm.

"Doğayı nerede arayacağız tam olarak?" Diye sordu Batu.

"Odalara bakarak tabikide. Batuhan sen depoya bak Tümer ile bende bu katı ararız."

"Doğa haklıymış, Çifte kumrular sizi. Neyse ben gidiyorum."

Bu çocuk harbi dayak yiyecek benden birgün.

"Kıskanma cnm. Hadi git artık." Dedim batuya sırıtarak.

"Tabi, Sende dikkat et kanka."

Batuhanın Anlatımı:

Korkarak depoya inmeye başladım. Etraf çok karanlıktı. Cebimden telefonumu çıkarıp, flaşını yaktım. Depoya indiğimde karışma bir kapı çıktı.

Kapının kulpunu indirdiğimde kapı açılmadı. Büyük ihtimalle kilitliy'di. Geri çekilerek sağ bacağım ile kapıya hızlı bir şekilde tekme attım. Kapı kırılarak açıldı.

Biraz fazla ses çıkmıştı -birazcık-
İçeri girdiğimde burası da çok karanlıktı. Telefonun flaşı ile içeriyi iyice aradım ama hiçbir şey ile karşılaşmamıştım.

Tümerlerin yanına döneceğim sırada, depoya doğru tutulan bir fener gördüm. Biri buraya geliyordu. Hızlı bir şekilde kapının arkasına saklandım.

Fenerin ışığı gittikçe daha çok netleşiyordu. O kişi kimse artık içerideydi. Elimi yumruk yapıp kapının arkasından çıktım, tam o kişiye yumruk atacağım sırada, önümdeki kişi bana döndü ve çığlık attı. Bu bir kızdı...

DAYANAMADIM YİNE BÖLÜM YAYINLADIMMM OKUYUN BİŞE OLMAZZ. OKUDUĞUNUZ BÖLÜMLERİMİ OYLARMISINIZ. YÜKSELELİMM VE HİKAYEMİ HERKES KEŞFETSİNN. 💞💞💕💕🦄

Kalbim Hanginize Ait? +18 {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin