5

160 35 23
                                    


Not Bu font kullanarak yazılan konuşmalar Jake'in kafasında geçen konuşmalar
-----------

Baide... Baidernaurach... Hayatımda gördüğüm en güzel yaratık. İhtişamın sözlük anlamı belki de hayatımda gördüğüm en büyük şey. Sadece kafası belki 9 metre uzunluğunda, pençeleri benden daha uzun, kanatları kalenin kubbelerinden daha büyük ve Sunghoon Rhys Park'ın ejderhası Eis'in eşi.

Baide sırtımdan daha büyük burnunu bana sürterken dehşet içinde ona baktım.

"Ona dokunabilir miyim?" Sunghoon kendini Eis'in pençelerinin arasına yerleşitirmiş, sırtını onun pullu göğsüne dayamıştı. Sakince Eis'e baktı ve Eis bir insan gibi başını evet anlamında salladı. "Eğer Baide'e dokunursan bağ kurmuş olursunuz. Onunla mental bir ağdan konuşabilirsin  ve düşüncelerini duyabilirsin tıpkı benim Eisi ile yaptığım gibi. O ölürse sen de ölürsün. Ve en önemlisi benimle ve Eisi'yle de konuşabilirsin." Eis'e her Eisi dediğinde ejderha kükremiş ve burnundan buhar üflemişti.

"Ben bir ikinci sınıfım bunu yapmama izin verecek misin?" Salak gibi hissediyordum. Hala Eis'in göğsüne yaslıydı ve

"Ben sadece seni kale içinde kontrol edebilirim yeşil. Burada okuldan dışarı adım attığın anda Ejderhalar ve Wyvernler ne derse o olur. Ejderhalar kendi kurallarını kendileri koyarlar."

Sözlerini duymamla beraber arkamı döndüm ve Baide'e dokundum. Gözünün altındaki girintiyi okşadım. Onunla tenlerimiz değdiği anda içimde bir şimşek çaktı. Buraya geldiğimden beri beni çağıran şeyin ne olduğunu anladım. O Baide'di. Benim Baide'im.

"Merhaba Jake." Sesini kafamın içinde onun sesini duymamla gülümsedim. "Merhaba Baide"
Benim sesimle Baide de memnun bir şekilde buhar üfledi ve beni iki pençesinin arasına alacak şekilde öne atıldı. "Sana neden yeşil diyor?"
Burnuyla Sunghoon'u işaret etti. "Gözlerim yeşil olduğu için.  Onun benimle ilgili ne düşündüğünü biliyor musun?"

Arkamdan Sunghoon'un kıkırtaları gelince ona döndüm. O bana yaklaşmaya çalışınca Baide bir anda ona kor alevler üfledi ve Eis de Baide'e karşılık olarak onun alevlerinin üstüne üfledi tiz bir çığlık atıp. Baide eşinin tepkisinden dolayı sustu ve Eis'e başını eğdi. "Yeşil'e zarar verirse onu atıştırmalık niyetine yutarım." Eis tekrardan tısladı ve Sunghoon'u kanadıyla kapattı. "Sunghoon benim."

İki ejderhanın saçma sapan güç gösterisini izlerken aklımdaki tek şey Sunghoon'a gitmek istediğimdi.

"Geliyorum yanına yeşil. Onlar hep böyleler." Kafamın içindeydi. Kahretsin iki hafta önce tanıdığım adam kafamın içindeydi.

"Hep böyle mi olacak bundan sonra?" Eis'in kanadını yana doğru itti ve yanıma geldi. Baide'in gözlerine baktı ve konuştu. "Ona asla zarar vermem. Ancak sana binmesi yasak. Kendi gücünü kontrol edebildiğinde üstüne binebilecek."

Ve Baide tekrar onu yakmaya çalıştı. "BAİDE!" Bir golden retriever yavrusuna kızıyormuş gibi kızdım. "NE? onu sevmiyorum."

"Ancak domuzlar uçtuğunda bana emir verirsin Park. Yeşil ve benim napacağım artık bize kalmış." İkisinin konuşmalarını duyabiliyordum. Baide her zaman kafamda memnuniyetle olabilirdi ancak Sunghoon ve Eis beni... germişti.

"Yeşil'i korumak benim de görevim. Bırak işimi yapayım ve ona önce bir şeyler öğreteyim." Bana elini uzattı ve yanına gelmemi işaret etti. "Gel yeşil. Yakında sabah olacak. Biraz uyuman lazım güzelim."

Buenos Aires /JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin