25

118 24 23
                                    


Sunghoon's POV

Dört kişilik bir grubun sınavını bitirip kaleye döndüğümüzde Jake, Jungwon ya da Sunoo'yu bulamadığımız an yaşadığımız dehşeti kelimelerle anlatmak zor olurdu. Başından beri planımız onların sorgusuna bizzat girip hiçbirini daha da yaralamadan şu işi halletmekti ancak belli ki kalede birileri bizden önce davranmıştı.

Onları bulmak tahminimizden de uzun sürmüştü. Bir gün on saat boyunca ben ve Jay ulaşabildiğimiz her gölgeye bakmış ancak hiçbir şey bulamamıştık. Normal bir sorgu en çok bir gün sürerdi ancak bir günü geçeli hatrı sayılır bir süre olduğu için panik yapmıştık. En sonunda artık Styx'in uzağındaki son okul mülkü olan kulübeye bakmayı akıl etmiştik.

Ve karşılaştığımız manzara ile çatışmada bile hissetmediğim bir öfke ve dehşet tüm vücudumu kaplamıştı. Fabiana Jakein boynuna sarılmış halde onu kışkırtmaya çalışıyor ve botlarını yaralanan bacağına bastırıyordu. Fabiana'nın ve kalan ikisinin boyunlarını kırmak belki on saniye sürmüştü ancak bu sevgilimin günlerce çektiği acının hesabı olamazdı. Onu korumak isterken böyle bir şeye maruz kalmasına göz yummuş olmak ciğerlerimdeki tüm havayı sömürmüş ve geriye sadece acı bırakmıştı. Ona iyi gelmediğimi biliyordum ve bu düşünceye birnevi kendimi alıştırmıştım. Ancak benim yüzümden onun zarar görmesini kaldıramıyordum.

Eis'in haberiyle diğerlerinin de ejderhaları burada toplanmıştı ve kasaba halkının çığlıkları  klübenin içinden duyabiliyordum ancak hiçbiriyle uğraşacak vaktim yoktu. Buradan birkaç dakika içinde siktirip gitmiş olacaktık zaten.

"Siktir.. Bacağını zincirlemişler." Gölgelerden oluşan eller bile zincirleri çözememişti. Biraz kendime gelip etrafıma baktığımda ne Jay'in ne de Riki'nin zincirleri açabildiğini fark etmiştim. öğrenci Sunoo baygındı. Üstüne çöken ölü ağırlığı ile zincirlere dayanmış halde Riki'nin işini daha da zorlaştırıyordu. Jungwon ise ses çıkarmadan Jay'in zorlanışını izliyor protezini geri istediğini söylüyordu ara ara.

Yeşil diğer ikisine kıyasla daha kendindeydi. Yeni yeni kendine geliyordu ancak yüzündeki renk tamamen çekilmişti. "Sunghoon... O zincirleri... Fabiana... ışıkla..." Hasiktir. Akıl hastası oturup gerçektem kaynak yapmaya zaman ayırmıştı. "Jay! Riki! Asla el yordamıyla açamazsınız. Halatları çözün sadece zincir için balta gibi bir şey lazım."

Jakei sandalyeye bağlayan halatlardan kurtulur kurtulmaz eğitmenlerin sorgu sırasında kaldığı odaya çıktım. Fabiana'nın hançerleri işe yaramazdı. Declan mızrak. Octavia da ok kullanıyordu ve silahları tamamen işe yaramazdı. Sanırım panik dolayısıyla beynimin mantıklı kararlar verdiği lobu kullanıma kapatılmıştı çünkü aşağıdan gelen ısı ve sıcaklıkla üçünün de yanmadığını hatırlamıştım. Bu kulübe küle dönüşüp etrafındaki her şeyi yaksa bile üçü zarar almazdı. En yakındaki camdan dışarı çıktım ve kulübenin kül oluşunu izledim. Alevler yaralarına iyi gelecekti ancak bu görüntü huzursuzluk vericiydi. Riki orada onlarla olsa bile...

"Bunların hepsi bizim yüzümüzden değil mi Jay?" Yanımda durup alevleri izleyen arkadaşıma döndüm. "Onları Lux'de bırakmalıydık. Burada yaşadıkları acının oradakinden hiçbir farkı yok."

Onları Lux'de bırakma fikri şu ana kadar aklımın ucundan bile geçmemişti. "Öğrenci Noah'la tanışmamış olmayı mı dilerdin Jay?"

"Evet. O zaman alacağı tek zarar ayda yılda bir gördükleri işkenceyle sınırlı kalır ve hayatına normal bir insan olarak devam ederdi. Belki bir ailesi olurdu. Biz ise her zamanki biz olurduk."

"Eğer bir daha böyle bir şey düşündüğünü duyarsam seni öldürürüm. Biz savaşçı doğduk ve savaşçı öleceğiz. Benim kanımdaki savaş arzusunu yüzeye çıkarıp yakıp yıkmaya ve sana aşık olmamı sağlayıp yaptıklarından pişman olamazsın hayatım."

Buenos Aires /JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin