Teğmen Jake Sim'in kurtarılmış günlüklerinin Clementine Ambrose tarafından günümüz diline çevirilebilinen bir parçasından alıntı.21/02/2250 iki ay geçti.
Sunghoon'un odasına kesin dönüş yapmıştım. Üç kişi paylaştığımız odada uyuyan tek zavallı ben kalmıştım. Okulda yanıma gelecek iki kişi dışında kimse yoktu ve o iki kişi de akıllarını zar zor kafataslarının içinde tutarken biraz yalnızdım. Sunoo'yu ziyarete gitmemiz gerekiyordu çünkü Riki'nin odasından çıkmıyor ve sürekli ağlıyordu. Zaman ona iyi gelmektense canını daha da çok yakıyordu belli ki.Sunoo'nun kırıkları bir türlü yerine oturmuyor kendi acısı yetmiyormuş gibi ejderhası Maerk'in acısını da o çekiyordu. Öğrendiğimize göre bir Wyvern Maerk'in boynunu ısırıp ikisini de belki birkaç mil öteden yere çakmıştı. Sunoo Maerk'in sırtına bağlı olduğu için belki on ton ağırlığındaki ejderhası üstüne düşmüş ve Riki onu kurtarana kadar öyle kalmışlardı. Riki ise birkaç kas yırtılmasından başka hasar almayacak kadar şanslıydı. Riki de bizim gibi iyi olduğu için suçluluk duyanlardandı, Sunoo'nun o geceki acılarını dindirebilmek için Maude ve Kairi'yi gecenin bir yarısında bulup ikisini de kılıçla tehdit edecek kadar ileri gitmiş ve şifacıları odalarına kilitlemişti.
Bunu nereden mi biliyordum? Ivy nefes nefese Sunghoon'un odasına yardım istemek için geldiğinde bir şeyin ortasındaydık. Zavallı kızın yüzündeki saf korkuyu hala görüyordum ve açıkcası utanıyordum sonra aklıma tüm kalenin gözünde bir orospu olduğum geliyor ve utancım yok oluyordu.
Jaemin'e yaptığımdan sonra okulda beni canavar gözüyle görmeyen kişi sayısı belki ondu. Ancak insanlar açık müsabaka listelerine ismimi yazmayı bırakmışlardı. Ah, Jungwon'dan bahsetmedim. Jungwon ve Jay... pek mutlu değillerdi. Jungwon elinden dolayı günde en az on saat revirde fizik tedavi görüyor kalan vaktinde de sinirden nöbetler geçirip kendini bir yerlere kapatıp Jay ve Benim ödümüzü koparıyordu. Jungwon aramızda mental olarak belki en çökük olandı. Uyuduğunda o günü gördüğünü söylediği için uyumuyor, durmadan kendini savunmak için nöbetler ya da kabusları sırasında etrafta ne varsa ateşe veriyordu. Jay'in ve bizim odamızdaki mümkün olan her aynayı kırmış, iyileşen yaraların izlerini görmemek için yansıması olan her şeye direkt bakmayı kesmişti.
Ve üçüncü sınıflar okuldan yeni teğmenler olarak karakollara gönderilmiş biz üçüncü sınıfların müfredatını yavaş yavaş görmeye başlamıştık. Şifacılar yavaş yavaş normalleşmenin kaledeki herkes için en iyi seçenek olduğuna karar verdiği için artık strateji ve tarih gibi derslere de katılıyorduk. Tabii birileri bağırarak ağlamaya başlamadan ya da en ufak sesten korkup sınıfı terk etmeden tek ders geçmemişti şimdiye kadar. Yakında sınavlara girmeye başlayacağımız söylenmişti.
Strateji derslerinin içeriği ise neredeyse baştan aşağı değişmişti. Artık bize uygulayacakları sınavlarla ilgili bilgi vermek dışında hiçbir teknik bilgi verilmiyordu. Sınavlara takımlar halinde girecektik. Bizi bir konuda konuşturmaya çalışacaklarmış ve eğer konuşursak geçemediğimiz anlamına gelecekmiş. Sınavları geçenler ise "normal" bir okul yılında yapılan ve üçüncü sınıfların en çok öldüğü bitirme sınavı olan "Savaş Oyunları" nı oynayacaktı.
Sayfa 306
_________________________________Riki's POV/ günümüzden bir ay sonra
Sunoo iyiydi. Derslere katılabiliyor bazen bir hafta sorunsuz geçirebiliyordu. Etrafın eskiye dönmesi ve ejderhası Maerk için getirttiğim şifacılar işe yaramıştı. Belki bir hafta önce odamızı terk etmeyen sevgilim neredeyse eski haline dönebilmişti. Onun iyi olması için elimden gelen her şeyi denediğimi düşünüyordum taa ki orospu çocuğu Jay'in sevgilisi bile olmayan Jungwon için Dokumacı'ya rüşvet verdiğini duyana kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buenos Aires /Jakehoon
Fanfiction"kalenin ve okulun sahibiyle sevişiyor olmam konusunda onunla aynı fikirde olanlarınız varsa karşıma çıkıp düşüncesini belirtebilir. Söz alınmam." Jaem'in cesedi ayak ucumda ve devasa ejderham da arkamda buhar üfleyerek duruyorken bunu söylediğim ço...