Ama bak kırılmak, puttan da eski İbrahim...
"Kırıldı işte biraz bana. Gece eve de gelmedi nerde kaldı bilmiyorum" diyerek Gülfeme dün gece yaşananları anlattı Defne. Ama Gülfem pek kendinde değil gibiydi. Arada kafenin camından dışarı dalıyor, derince iç çekiyordu.
"Kızım sen beni dinlemiyor musun?" diye sinirle soludu Defne. Ana caddedeki kafeye gelmişlerdi. Zira Gülfemin annesi o kadar sıkıyordu ki, buluşabildikleri tek mekan burası oluyordu!
"Ha? Ne? Dinliyorum ya"
Dinlemiyordu Gülfem. Çünkü dün akşam.. dün akşam bardan dönüşte bi şeyler olmuştu:
Erdemle birlikte taksiye binmiş eve gidiyorlardı. Mahallenin girişinde indiler. Yürümeye başladılar sokağa doğru. Gergindi Gülfem. Annesinden bi ton azar yiyecekti!
"Sakinleş biraz. Bi şey olursa benim üstüme at suçu. Erdem oturalım dedi, ben dönmek istedim o kalkmadı de. Kendini akla, bana yık"
Gülfemin adımları durdu. Yüzünü Erdeme döndü."Olur mu öyle şey? Benim için bi ton şey yapıyorsun zaten. Bırak kızacaksa bana kızsın. Alışkınım ben"
"Alışmak zorunda değilsin Gülfem"
Anlamaz gözlerle baktı Gülfem. "Bu kötülüklere alışmak zorunda değilsin. Seni bu kadar boğmalarına, bu kadar rencide etmelerine... ne bileyim. Bi tane hayatın var kızım. Doya doya yaşa, içinden ne geliyorsa yap. Yalan söylemeyi bile bilmiyorsun sen. Yanlış anlama bu güzel bi şey. Ama dünyaya karşı, ailene karşı çok savunmasız kalıyorsun. Çok masum kalıyorsun be kızım. Onu söylüyorum sana""Beni bu kadar düşünme, n'olur. Ben kendimi bu kadar düşünmüyorum"
"Düşün!" diye çıkıştı Erdem en sonunda
"Düşün kendini. Güzelsin Gülfem, akıllısın, iyi kalplisin.." derken bakışları hayranlık içindeydi Erdemin. Ne oluyordu? İkisi de anlam veremedi buna! "Yanlış anlama, sarhoş falan değilim. Gerçekleri söylüyorum sadece""Ben.. şey.. teşek.."
"Etme teşekkür. Dediklerimi dinle. İçinden geleni yap. Mutlu ol. Gençliğini yaşa. Bu günlerin geri gelmeyecek. Tamam ipin ucunu kaçır, hep iç sıç demiyorum. Ama içinden geldiği gibi davran"
Ani bi hareketle Erdem'in yanağına küçücük bi öpücük bıraktı Gülfem. O kadar küçücüktü ki ikisi de anlayamamıştı hatta. Ama hissi devasaydı. Noluyordu lan? Hiçbir şey demeden sokağın girişindeki apartmana koşar adım gitti Gülfem. Erdem ise arkasından öylece bakakaldı. Noluyordu lan! Bu soruyu bi elli kez daha soracaktı..
.
.
"Gülfem ne diyosun duruma?""Tamam anladım. Evet hayvanlık etmişsin biraz" diye yanıtladı Gülfem.
"Gönlünü almam lazım"
"Eh, sanki"
"Mesaj attım, bakmadı. Neyse bi dükkanın önünden geçelim bari. Belki ordadır"
Eli ayağına karıştı Gülfemin. Erdem de oradadır! Ne yapacaktı! Ayyy bilmiyordu. Dün gece öyle aniden yanağından öpmüştü ama.. şimdi ne diyecekti karşılaşınca?
Kafeden çıkıp hızlı adımlarla dükkanın oraya gittiler. Hatta o kadar hızlı yürüdüler ki, Defnenin kolundaki saat bir ara hızlı hızlı kalori saymaya başlamıştı!
Gülfem, kapının önünde kalp atışlarına hakim olamadı. Adımları durdu"Hadisene Gülfem!"
"Sen gir, ben bekliyim burda" demekte buldu çareyi.
"Of saçmalama" diyerek bileğinden kavrayıp içeri çekti Gülfemi Defne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı +18 (Devam Ediyor)
ChickLit("Nasılsa sabah hatırlamam di mi?" diyerek yıllardır yapmak istediğim o şeyi yaptım. yanağındaki çukura, ölünce beni gömmelerini istediğim o yere öpücük bıraktım. Hemen dudağının kenarına.. arkamı dönüp gidecektim hızla. sonrasını sonra düşünürdük...