27. Bölüm

666 24 18
                                    

Kızzz size bölüm yetiştircem diye göbeğim çatladı ya! Anaaaa!
Neyse neyse yetişti.
Canlarım oy vermeyi unutmayalımmm
Sizi seviyorummmm
Yorum da yapın kız! Merak ediyorum ne düşündüğünüzü...

Erdemle Gülfem, Gülfemin ailesine durumu açıklamaya gittiklerinde babası umursamamıştı. Onun için önemli olan kızını başından atmaktı. Kime gitmiş, kiminle evlenmiş umrunda değildi. Üstünden yükümlülük kalksın istiyordu sadece. Gülfemi okutmak, ona bakmak, onu düşünmek zorunda kalmamak istiyordu. Erdem'e varırım dediyse varsındı! Ama yaz bitmeden bitirmelerini istedi bu işi. Üniversite açılmadan bitsin, gitsindi. Bir de kızının okul işleriyle uğraşamazdı. Evlensin, kocası uğraşsındı! Umrunda değildi. Erdem kabul etmişti. Zaten birkaç hafta içinde evleneceklerini söyledi. Mahallede dedikoduya neden olacaktı, biliyordu Erdem. Ama kimse Erdemin yanındaki kadına ağzını açıp tek bir kelime edemezdi. Bundan dolayı içi de rahattı. Kendi kafalarında istediklerini düşünebilirlerdi! O daha Gülfemin dudaklarını bile öpmemişti!
Adile Hanım ise bu duruma hiç şaşırmamıştı. Herkesten, her şeyden kaçan kızı, bu oğlandan kaçmıyordu. Aksine Erdeme sığınıyordu hep. Bu zamana kadar Gülfemi çok sıkmış, babası kızmasın diye o kızmış, boğmuştu kızını. Ama şimdi Erdemle evleneceği için içi rahattı. Erdem ona çok iyi bir eş olurdu, biliyordu Adile Hanım. Kızının yüzü, huyu, suyu gibi bahtı da güzel olsun diye dua ederdi her namazdan sonra. Severdi Gülfemi. Ama koruyamazdı babasına karşı. Kocası içtiğinde, sarhoş olduğunda Gülfeme sayıp söverdi. Sus, ses etme diyebilirdi Gülfeme sadece. Yüz vermezdi kızına. Yüz verirse güçlenirdi Gülfem. Güçlenirse babasına diklenirdi. Diklenirse de şiddet görürdü. Biliyordu Adile Hanım.. zaten en başında hiç istememişti Gülfemi babası. Kız çocuk, yok çocuktu onun için. Daha sonra Adile Hanıma defalarca baskı yapmıştı erkek çocuk için. Ancak Adile Hanım her hamile kaldığında düşürmüştü bebeklerini... Gülfem onun tek ve biricik kızıydı. Bunu ne kadar hissettiremese de..

Erdemlerin cepheye geldiğimiz zaman durum oldukça karışıktı. Böyle ani bir evliliği ne annesi ne babası kabul etmemişti! Hatta babası ileri gidip kızı hamile mi bıraktın diye bile sormuş, gereken cevabı ise Erdemin televizyonu, masayı, sehpaları yere sermesi ile almıştı! Gülfemin kimsesi yoktu arkasında duracak. Erdemin ardında bi ailesi olmasına imrenirdi. Ancak bilmiyordu ki durum eşitti. Erdemin de kimsesi yoktu..

Ersin Bey senin o saçma sapan evliliğine benden tek kuruş gelmez, evimde de kalamazsın. Git tamirci dükkanında yat! diye bağırmıştı arkasından. Umursamadı Erdem. Ne para istemişti ne ev ne bark. Çiçeğini çikolatasını alıp, müstakbel eşinin kapısına dayandığında ardında görünsünler istedi sadece. Ersin Bey bunu bile çok gördü oğluna. Durmadı arkasında. Annesinin gözlerine baktı Erdem  evden çıkmadan sen de mi yoksun anne diyordu gözleri hayal kırıklığıyla... nasıl olayım oğlum diyordu Derya Hanım çaresizce. Oğlu yakıp yıkmıştı her şeyi. Tam kocasını biraz olsun yumuşatmıştı çocuklara karşı, Erdem tekrar büyük bir kıyamet koparmıştı. Yorulmuştu Derya Hanım da. Çocuklarıyla kocası arasında köprü olmaktan yorulmuştu! Erdem başka hiçbir şey demeden çıkmıştı doğup büyüdüğü evden... kötü olan içinde hiçbir üzüntü hissetmiyordu. Aksine bi rahatlama vardı. Sanki ailesini kaybetmiş gibi değil de ailesine kavuşmuş gibiydi. Sankisi fazlaydı. Kavuşmuştu, kavuşmak üzereydi. Gülfemle birbirlerine aile olacaklardı.. hiç şüphesi yoktu Erdemin.. kargaşanın içinden çıkıp ailesinin beklediği eve geçti. Karşı kapıya...

                             ***

Ne biçim bir gündü. Evden kaçmıştık resmen abimle! Sonra abimle en yakın arkadaşımın sevgili olduğunu öğrenmiştim, sonra da birkaç haftaya evleneceklerini! Tüm bunların arasında istediğim okulda okuyacak olmama sevinememiştim bile! Saat ikiye geliyordu. Ben Canerin odasında uyuyordum, abim misafir odasındaydı. Caner ise Hatçe Sultanın odası boş olmasına rağmen salonda yatmak istemişti. Uykuya dalmakta zorluk çekerken bizimkilerin içeriden konuşmasını duydum. Mıdır Mıdır Mıdır... hiç susmadılar. Kapıyı açıp lan bi susun da uyuyalım diyecek oldum ki yaklaşınca konuşmalarına kulak misafiri oldum. Abimle Caner tartışıyordu sanki. Bu normal bir şeydi ama kelimeleri seçmem gerekiyordu. Abim bu iş tehlikeli, bak emin misin, buluruz başka yolunu. Arabayı satalım gerekirse... gibi öneriler sunuyordu. Caner ise suskundu. Ses gelmiyordu.
Sonra Canerin derin bi nefes aldığını duydum hayır dedim Erdem! Kabul ettik bi kere, ben geri dönmem. Ayrıca güven bana. Alacağım bu maçı. Beyoğlu bu gece gerçek bi dövüş izlesin Erdemim! Hadi çantayı aldıysan gidelim. diye yanıtladı. Kapıya doğru hareketlendiklerinde peşlerinden sorguya çekmeye yürüdüm. Hızlı adımlarla çıktılar evden. Ev terliği ve pijamalarımla ben de takıldım peşlerine. Ne maçıydı, ne tehlikesiydi? Onlar asansöre binerken merdivenlerden aşağı indim. Onlar arabaya binerken mahallenin girişine şansıma bi taksi yanaştı.. Allahım.. teşekkür ederim. Yanımda para... ay telefonun arkasında kredi kartım vardı! Okeydi! Devam edebilirdim dedektifliğe. Koşarak gittim taksinin yanına. Müşterisi iner inmez ben atladım.

Abimin Arkadaşı +18 (Devam Ediyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin