Canerin birebir benzediği adam dedesiydi.. Kendi öz oğlunu, düşman ailenin biricik kızı Oya ile evlendiği için düşünmeden silen dedesi. Zor durumda kaldıklarında bile kapı açmayan dedesi...
Cemşit Mahabad! Adıyamanın en korkulan, en saygı duyulan, en zengin lideri!
Oğlu şehit düştükten sonra torununun ve gelinin yardıma ihtiyacı olmasına rağmen etmedi yardım. Hem de Cemşit Mahabad gibi biri! Düşmanları bile onun ne kadar yardımsever olduğundan, sofrasında ve çatısının altında herkese yer olduğundan bahsederdi. Kendi öz kanına yardım etmemişti, göz ucuyla bakmamıştı. Torununu görmek bile istememişti. Oğlunun emanetini istememişti. Ne olmuştu da şimdi köye gelişini silahlarla karşılıyor, düşman aile olmasına rağmen Caner her geldiğinde iki saniye olsa dahi onların kapısına kadar yürüyordu? Ne değişmişti?Hatice Hanım, Adıyamana taşındığında kapının önünde genç bir delikanlı görmüştü Cemşit Bey. Gözlerini alamadı. Sanki kendi gençliği karşısındaydı. Torunu olduğunu anlaması çok uzun sürmedi, tahmin edebildi zorlanmadan. Ama şaşkınlığı ayrı boyuttaydı. İlk o zaman, senelerdir girmediği düşman köyün topraklarına yalın ayak adım attı. Canere koştu, dedesi olduğunu söyledi, hayranlıkla baktı yüzüne... Caner ise ifadesiz durdu. Ne üzüntü, ne sevgi, ne nefret.. hiçbir şey yoktu gözünde. Cemşit Beyi, düşman ailenin kapısında gören iki köy halkı da başlarına toplanmıştı. Kavga çıkacak, silah patlayacak sanıyorlardı. Öyle olmadı. Caner'i omuzlarından tutup sarıldı. Yıllardır inadından dolayı sildiği oğlunun kokusunu aldı. İşte o an emin oldu Cemşit Bey. Bırakmayacaktı bu çocuğu!
"Sen" dedi güçsüz çıkan sesiyle. Sonra bu tonun, onun varlığına yakışmadığını idrak edip öksürdü. Sesini daha yüksek çıkararak devam etti "Sen bana oğlumun emanetisin. Ona olan borcumu ödemem için yollandın mevla tarafından. Evlat! Neyim var neyim yoksa senindir!" diyerek diğer çocuklarının öfkelenmesine yol açtı.
7 erkek, 4 kız çocuğu vardı Cemşit Beyin. Tabii, Canerin babası Cavit Bey evlendiğinde kesin bir dille onu reddederek 6 erkek çocuğu olduğunu söylüyordu yıllardır!"Baba! Ne demek ne var ne yok onundur! Sözünü duyuyorsun sen?" diyerek Canerin babasından sonraki en büyük oğlu atıldı lafa. Oydu çünkü Cemşit Beyden sonra tüm saltanatın sahibi.. o geçecekti varlığın başına. Ne demekti yeniyetme çocuğa her şey senin demek! Hem de onların yanında büyümeyen, bir bok bilmeyen bir şehirli çocuğa! Üstüne üstlük düşman ailenin çocuğuna! On kardeş de böyle bir şeyi kabul etmezdi!
"Sen bana karşı mı geliyorsun Cuma!?" diye kükredi Cemşit Bey. Herkes sustu onun bu sesine karşılık. Caner hariç. O hâlâ ifadesizdi, hâlâ umursamaz! Amcasına bakıp güldü. Doğduğundan beri ilk kez gördüğü amcasına!
"Korkma!" dedikten sonra dedesine döndü. Asla dede demeyeceği o adama bakarak konuştu
"İstemem varını da varlığını da! Geri çekil git köyüne!" diyerek dedesinden aşağı kalmaz şekilde kükredi. Adamı gördüğünde benzerlik karşısında iliklerine kadar titremişti. Belli etmedi!
"Oğlum.. annem gel sen, gel yavrum sen içeri! Canerim" diyen Hatice Sultanın feryadına bile aldırış etmedi ikisi de.
"Bu şehirde benim dediğim olur evlat. Yeni tanıştık, sen beni tanımıyorsun daha. Neyi reddettiğini bilmiyorsun. Bu güç için birbirini vuracak çocuklarım var benim. Ben ise oğluma olan borcumu ödemek için her şeyi senin kucağına bırakıyorum! Geleceksin, dedenden bu gücü devralacaksın günü geldiğinde oğul! Benim son sözüm budur"
Güldü Caner. Annesinin tarafı arkasındaydı eksiksiz şekilde. Onlara bu adam şaka mı bakışı attıktan sonra geri baba tarafına döndü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı +18 (Devam Ediyor)
ChickLit("Nasılsa sabah hatırlamam di mi?" diyerek yıllardır yapmak istediğim o şeyi yaptım. yanağındaki çukura, ölünce beni gömmelerini istediğim o yere öpücük bıraktım. Hemen dudağının kenarına.. arkamı dönüp gidecektim hızla. sonrasını sonra düşünürdük...