Caner, Defneyle konuşalı üç gün olmuştu. Bu aralıkta ikisi de birbirine denk düşmemeye gayret gösteriyordu. Ama ikisi de pencerenin kıyısından ara ara bakıyordu karşı cama.
Caner korkuyordu. Bu büyük bir karardı. Karşısına Erdemi almak kadar büyük bir karar! Daha önce Defneye o gözle bakmış mıydı? Allah var, bakmamıştı. Caner kimseye o gözle bakmazdı ki zaten. Onun sözlüğünde aşk yoktu.
Caner korkuyordu, çünkü bu aşk denen illet annesini öldürendi. Annesi delice aşık olmasaydı babasına, eşi öldüğünde kendi de ölmezdi. Defne'nin kaderinin annesi gibi olmasından korktu deli gibi. Daha Defne onun gamzesinden öptüğü ilk an beyninde şimşek çakmış, ve bunu düşünmüştü! Annesini hayal mayal hatırlıyordu. Ama hatırladığı kadarıyla annesi gülünce Caner de gülerdi. Genelde güleç yüzlü bi insandı Oya. Aynı Defne gibi. Defne Oya...
Babası öldükten sonra ise tamamen değişmişti annesi. Odalardan çıkmamış, Caneri gözü görmemişti. Anneannesi, Derya teyzesi olmasa o bir sene içinde Caner hastalıktan ölür giderdi. Aşk böyle zehirli bi duyguydu. Kendi çocuğundan bile öteydi.
Defneden dudaklarını ayırdığı ilk an bunu söyledi kendi kendine Caner
Defne'nin sonu annem gibi olmayacak!Planları arasında hiç yoktu bu! Nereden çıkmıştı? Defne, hayatının ortasına bomba gibi düşmüştü!
Aslında düşmemişti.. hep oradaydı. Fark edememişti...Defne'nin ona kapılıp kendisini mahvetmesine izin vermeyecekti. Peki kendi kapılmış mıydı? Yalan söyleyemezdi, Defne nefes almak için dudaklarını ayırmasa bi an olsun ayırmak istemedi ondan. Hatta Defne yanağından öpmüştü. Dudağına yapışan kendisiydi! Aptallıktı. Toplayabilirse toplasındı burdan bu işi! En korktuğu duyguya, en sakınmak istediği kişiyle yakalanmıştı Caner...
"Caner!" diye seslendi Erdem "nereye daldın gittin lan?"
Erdem ayrı mevzuydu zaten. Yüzüne bakamıyordu çocuğun. Erdem, kendinden daha çok güvenirdi Canere. Güvenini boşa çıkarmıştı.
"Hiç.." dedi Caner "kafam dalgın biraz"
"Ne zaman değil ki oğlum? Senin kafan hep dalgın!"
Cevap vermedi Caner. Kardeşin manyak etti beni diyemedi. Üç gündür görmemişti onu. Deli gibi merak ediyordu nasıl olduğunu!
"Erdem? Akşam dışarı mı çıksak lan? Biraz kafa dağıtırız"
"Olur. Önce spora gidelim ama. Serhat bi haftadır gelmiyonuz diye başımın etini yedi"
"İyi olur. Ben de hamladım zaten"
"Defneyi de mi alsak? İstiyorsa Gülfemi de çağırır. Kızlar sınavdan çıktı, hiçbir şey yapamıyorlar. Defne de kötü bi kaç gündür, belki iyi gelir"
Erdem hep arkadaş gibiydi Defneye. Çok yaş farkı yoktu aralarında. Dört yaş vardı. İkisi de aynı dönemde çocuktular. Birlikte oynadılar. Hatta Erdem, Caner, Defne..
Tayfa Cinayet!
İçi kıpırdadı Canerin. Gelir miydi ki? Görebilir miydi Defneyi..
"Olur" dedi anlamsız bi coşkuyla.
"Olur iyi fikir. Hadi şu işleri bitirip çıkalım. Sen Defneye haber ver. O anca hazırlanır""Tamam. Sen şu motoru resimdeki gibi kapla lan, geçen müşteriye istediği gibi yapmamışsın. Adam parasını istedi gelip sen yokken"
"Herif gelmiş motoru pembe kaplatıyo amınakoyim! Sakalı kıçına değecek, gelmiş pembe motor diyo. Kaplamadım ben de"
"Belki eşinin, belki kızının? Sanane oğlum! Kapla gitsin"
"Hayır, onunmuş. Pembe motora da binmesinler! Bu millet ne ılık götlü oldu ya"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı +18 (Devam Ediyor)
Genç Kız Edebiyatı("Nasılsa sabah hatırlamam di mi?" diyerek yıllardır yapmak istediğim o şeyi yaptım. yanağındaki çukura, ölünce beni gömmelerini istediğim o yere öpücük bıraktım. Hemen dudağının kenarına.. arkamı dönüp gidecektim hızla. sonrasını sonra düşünürdük...