30.Bölüm (+18)

2.3K 29 20
                                    

(+18 sahneler bölüm boyunca vardır. Atlamak isteyen, rahatsız olan, uygun bulmayanlar için bu bölümü geçmelerini rica edeceğimmm.  Hikayenin akışında herhangi bi etkisi olmayacaktır. Geçebilirsiniz kuşlarımmm 🧚🏻‍♀️🙏🏼💜)

Alın leeen! Bölüm bölüm dediniz okuyun😂 ohhh!
Hem de +18 yazdım bi güzel. Haydiii bakimmm

Oy verirseniz sevinirimmm🙈🧚🏻‍♀️💫

Misafir odasına girdiğimizde, ilerideki yatağa kadar yürümeden beni aynalı komodinin üstüne oturttu. Bacaklarım aşağı sarkarken kendisi, bacaklarımın arasındaki yerini hiç beklemeden aldı. Ben zaten dünden hazırdım onu bacaklarımla sarmaya. Hızlı hızlı nefes alıp veriyorduk ikimiz de.. sanki bir yokuşu sırtımızda yükle çıkmış gibi. Önce uzanıp gözlerimi öptü. Burnumu, elmacık kemiklerimi, sus çizgimi.. tek tek öptü. Dayanamayacaktım artık. O da benim yapmamı bekliyordu belliydi. Kollarını sıkıca kavramış olan ellerim, ani bi hareketle ensesinde birleşti. Aynı hızla da dudaklarımızı birleştirdim. Derin bi iç çekiş koyverdi bu hareketime. Komodine var gücüyle dayanmış, bedeniyle oyuk açmaya çalışıyordu sanki. Dudakları ise bu sırada hiç durmuyor, günlerin acısını çıkarıyordu dudaklarımdan. Öpmek yetmedi.. dakikalarca öptü, yetmedi.. üst dudağımı ağzının içine hapsettiğinde inlememek için kendimi zor tuttum. Ama ellerini elbisemin altından, bacaklarımda dolaştırdığını hissettiğimde artık dayanamayıp inledim. Ufak ufak yoğurarak yukarı doğru çıkıyordu elleri. Masaj gibiydi bir yandan. Her dokunuşu beni rahatlatıyordu. Ama ateşimi söndürmüyordu o ayrı.. nasıl sönecekti.. vallahi bilmiyordum. Üst dudağımı bıraktığında ağzımın içinde dilimi yakaladı. İşte bu son hamleydi. Tamamen koyvermiştim kendimi. Ne marifetleri varmış o ağzının be Caner Bey... ne diye kullanmadın bugüne kadar?

Yakaladığı dilimi içine çekip emmesiyle ona teslim oldum.. nefeslenmek için dudaklarımı ayırmama bile izin vermiyordu ama ayrıldı. Tabii ayrılma nedeni benim nefes almam değil, onun boynumdan nasibini alacak olmasıydı. Boynuma eğilip öpmeye, hatta emip içine çekmeye başlamışken konuştum

"Merak ediyordum hep, seviştiğimizde kimin baskınlık kuracağını.." diye zorlukla konuştum. O ise boynumdaki işini henüz bitirmemişti. Başım, anın etkisiyle yana doğru düşünce ona yer açıldı. Kulağımın arkasına kadar öperek çıktı. Bacaklarımdaki eli ise kalçalarıma çıkmıştı çoktan. Aynı ritimde onlara da masaj yapıyordu. Ben ise elimi saçlarından ayırmıyordum. Hep kısacık kullandığı o saçları, ben seviyorum diye uzatıyordu artık... kalçamı, az öncekinin aksine sertçe sıkınca ahh diye bağırdım. Güldü bu hareketime

"Aldın mı bari cevabını?" diye yanıtladı az önceki cümleme karşılık. Almıştım, fazlasıyla almıştım hem de. Kasıklarıma kan toplanıyordu yine. Bu sefer de yarım bırakırsa, yemin ederim bir daha suratına bakmazdım! Ama onun da son raddesiydi artık. Bırakacağını zannetmiyordum... umut ediyordum diyelim.

Bir eli kalçamı bırakıp elbisenin üstünde gezinmeye başlamışken, dudakları dekoltemin izin verdiği ölçüde göğüslerimde geziniyordu. Eli, belime kadar sırt dekoltesi olan elbisemin ardına dolandığında soğuk elini, alev alev yanan sırtımda hissetmemle ürperdim. Aşağı yukarı geziniyordu elleri, parmakları.. sanki çok değerli, antika bir vazoyu okşar gibi davranıyordu. Ama dudakları.. tam tersi hareket ediyordu. Beni bitirmek, parçalamak ister gibi hızlı ve sert öpücükler konduruyordu bedenime..

"Nerede şu içine sıçtımın fermuarı Defne!?!!" diye sordu göğsümden çekilip. Birkaç saniye alık alık baktım. Fermuar neydi? Ben kimdim? Haaa... haaa fermuar...

Ben anlayana kadar elbiseyi var gücüyle çekip parçaladı. Yiii! Hayvan!

"Napıyorsun elbiseme! Ya Caner!"

Abimin Arkadaşı +18 (Devam Ediyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin