Uyandığımda nerede olduğumu bi süre anlayamadım. Son bi aydır ne çok yorulmuştum öyle! Ama karşı pencereyi görünce nerede olduğumu hemen çözdüm.. evimdeydim.
Yataktan kalkıp dağılan saçlarımı topladım önce. Sonra elimi yüzümü yıkayıp odama tekrar geldim. Kahvaltı hazırdı. Annemle babam oturuyordu yavaştan.
Uyanmıştı benimki.. camda bekliyordu."Günaydın Defnem" dedi tebessümle
"Günaydın Caner Bey" diye yanıtladım. Trip mi? Dibine kadaaaar! Bizi rededecek adam daha anasının karnından doğmadı. Ayıktırayım yani!
Tamam en çok sen Ankaralısın!
Ankara değil! Angara!
Hatta an(a)kara!"Bugün bi şeyler yapalım mı? Dükkanda benim çok işim yok. Motor gelmedi hiç. Abinin işi var... yani yalnız olabiliriz"
"İstemez. Şimdi sen ondan da pişman olursun" diye yanıtladım perdemi düzeltirken. Ay çok istiyordum aslında. Özlemiştim de köpeği!
"Defnem yapma böyle.."
"Hadi kahvaltıya gel, abimin uyandırayım ben de" diyerek ayrıldım camın önünden. Odadan çıkıp abimin kapısını tıkladım. Tabiki duymadı! Duyması mucizeydi zaten!
Kapıyı açıp içeri girdim. Bu sıcağa rağmen yorganı tepesine çekmiş uyuyordu. Gidip yorganı çekiştirdim. Perdesini ve camını açtım.
"Abi.. uyansana. Kahvaltı hazır hadi"
"Gülfem..." diye mırıldandı.
Ne?
Ne?
Ne?
Gülfem?
Hangi Gülfem lan?
Kimin Gülfem?
Ne alaka Gülfem?"Ne Gülfemi?" diye sordum alık alık. Aniden gizli şifreyi söylemişim gibi yerinden doğruldu
"Defne!"
"Gülfem hangi Gülfem? Ne sayıklıyosun sen?"
"Bi şey sayıklamıyorum!"
"Abiii!"
"Ya rüyamda ikinizi gördüm. Denize gitmişsiniz, boğuluyorsunuz. Caner seni kurtarıyordu ama Gülfem yoktu ortalıkta. Senin olaydan etkilendim herhalde" dediğinde yumuşayarak baktım. Elimi saçlarından geçirip omzuna yattım. Beni kendisi değil, Caner kurtardığı için suçluluk hissediyordu sanırım...oyş yerim be abişim
"Abişş! İyiyim ben merak etme. Hadi gel kahvaltımızı edelim. Üzme kendini geçti gitti. Hadi gel" diyerek elinden tuttum.
"Tamam sen git, geliyorum" diyerek çekti elini. Hâlâ pek konuşmuyordu bizimle... üzgün gözlerle bakıp içeri geçtim. Annemlere sarılıp günaydınlaştım. Caner ve abim de geldiğinde sofrada tamdık. Ailecek..
Kahvaltımızı güzelce ederken babam boğazını temizleyip konuşma yapacak gibi hazırlandı. Tüm gözler ona döndüğünde o bana baktı.
"Defnecim, biliyorsun yarın tercihlerin son günü" dediğinde kafa salladım. Ben zaten tercih yapmıştım. Daha önce de söylediğim gibi, istediğim üniversite gelmiyordu. Yani tam burslu gelmiyordu. Ben de başka bir üniversitede yazmıştım aynı bölümü. Pek üzgün de değildim bundan..
"Evet baba, ben yaptım tercihleri"
"Biliyorum. Ben de onunla ilgili konuşacaktım. Senin bu bölümün, Ankaradaki, halanın evine yakın olan üniversitede tam burslu geliyor. Üstelik şuan yazdığın üniversiteden katbekat daha prestijli bi okul orası. Biz annenle konuştuk, o okulu yazman gerektiğini düşünüyoruz. Halan da tek, ona da arkadaş olursun. Duyunca çok sevindi zaten. Öbür istediğin okul tam burslu gelseydi, başım gözüm üstüneydi. Ama bu yazdığın üniversite eve de uzak. Yani tercihlerini değiştir zaman dolmadan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı +18 (Devam Ediyor)
ChickLit("Nasılsa sabah hatırlamam di mi?" diyerek yıllardır yapmak istediğim o şeyi yaptım. yanağındaki çukura, ölünce beni gömmelerini istediğim o yere öpücük bıraktım. Hemen dudağının kenarına.. arkamı dönüp gidecektim hızla. sonrasını sonra düşünürdük...