32

28 4 5
                                    

(Yazarın Anlatımıyla)

Otobüs Asya ve arkadaşlarının ineceği yerde durmuştu. Asya otobüsten inerken son kez Yankı'ya baktı, Yankı ise yüzünde acıklı bir gülümsemeyle Asya'ya...

Asya otobüsten inerken Yankı'nın onu bulacağına inanıyordu ve onunla konuşup, neler olup bittiğini öğrenmek için can atıyordu.

Halasının evine varmışlardı. Cenazenin başlamasına 2 saat kadar vardı. Asya gözleri yaşlı bir şekilde koltukta oturuyordu. Akrabaları yanında bir şeyler konuşuyor, fısıldaşıyorlardı fakat Asya onları duymuyordu bile. Cenazeye gelenler artmaya başlamıştı, nedense gözleri Yankı'yı arıyordu. Beklediği gibi de oldu odadan içeri giren Yankı'ydı.

Üstünde siyah kabanı, kıvırcık koyu kırmızı saçlarıyla farklı bir tarzı vardı. İçeriye yanında iki tane adamla geldi. Bu adamların Güney'in bahsettiği, peşinde olan adamlar olabileceğini düşündü Asya.
Yankı'nın kendisini fark etmesini bekliyordu. Bir anda o iki çift göz birbirlerini gördü.

Yankı gülümseyerek Asya'ya doğru yaklaşmaya başladı ve elini ona doğru uzatırken şöyle dedi:" Merhaba Asya Hanım, ben Ateş Kayaoğlu. Hatırlamışsınızdır umarım."

Asya içinden şöyle dedi:" Kimliğini değiştirmiştin, doğru ya." O da elini Yankı'ya uzatarak " Tabii ki hatırlıyorum, nasıl unutabilirim." dedi ve göz ucuyla yanında oturmakta olan akrabalarını süzdü.

Her biri Yankı'ya garip gözlerle bakıyorlardı. Yanında oturan akrabalarından biri Asya'nın kulağına fısıldayarak " Kızım bu çocuk kim?" dedi.

Asya ise aynı ses tonuyla " Eski bir arkadaşım." diyerek koltuktan kalktı ve Yankı' nın kolundan tutarak onu dışarı çıkardı.

"Nereye gidiyorsun?"
Gür ve beyefendi bir ses geldi arkadan. Güney'in sesiydi bu.
Asya ve Yankı aynı anda arkalarına döndüler.

Güney şaşkın gözlerle
"Otobüsteki kişi sen değil miydin?" diye sordu.

Sessislik etrafı sardı. Güney gözlerini belerterek
"Yankı mı o ?" dedi ve Asya'ya yöneldi.

Asya eliyle sus işareti yaptı.
"Lütfen Güney, bir sorun çıkmasını istemiyorum. Bugünün hatrına..."

Güney ses tonunu yükseltti ve şöyle dedi:" Sence ortada yeterince büyük bir sorun yok mu Asya? Bırak şunun kolunu!"

Asya elini Yankı'nın kolundan bir hışınla çekti ve Güney'e yaklaşarak
"Lütfen sessiz ol, konuşacağız bunu zamanı geldiğinde." dedi.

Asya arkasını dönerek kapıya doğru hızlı adımlarla ilerledi. Kapıya geldiğinde Yankı'ya geri dönerek imalı bir bakış attı ve yanına gelmesini işaret etti. Güney sinirli gözlerle ikisini de süzüyor, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Her ikiside kapıdan çıktıktan sonra Asya vakit kaybetmeden konuşmaya başladı.
"Nasıl hapisten çıktın?"

Yankı yorgun ses tonuyla Asya'ya cevap verdi:" Şu an bunu konuşmanın sırasımı bilmiyorum ama merakını gidermek için sana özet geçeceğim."

Asya başını sallayarak onu onayladı fakat binaya girmekte olanlar vardı, evden uzaklaşmaları şarttı. Biraz ileride ki banklardan birine oturduktan sonra kimsenin onları izlemediğini kontrol ettiler ve Yankı derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
"Asya ben kimlik değiştirdim, artık adım Ateş kayaoğlu. Hapishaneden kaçtım. Duydukların korkunç geliyor gibi olabilir ama gerçek bu. Annenin ölümü intihar değil, cinayetti. Dışarıda yandaşlarım vardı. Biliyorsundur, yanımda gezenler işte."

Asya Yankı'yı bölerek
"Dur bir dakika, yavaş anlat. Kafam allak bullak oldu."dedi.

Yankı üzerindeki kabanını çıkartarak
"Asya annenin ölümü intihar değildi. Bunu öğrendiğim gibi kendimi hapishanede tutamadım. Çıkmanın bir yolunu buldum. Şu an her yerde beni arıyorlar. Kimlik değiştirmeme rağmen yakalanma riskim var. Anlıyor musun beni?" diye sordu.

Asya başını nazikçe salladı ve Yankı'ya gülümsedi. Sonrasında şöyle dedi: " Katil sen değildin, değil mi?"

Kısa bir sesizlik oluştu.Yankı Asya'nın gözlerinin içine bakarak mahçup bir gülümseme yaptı.
Yaşlı gözlerini silerek şöyle dedi Yankı:"Güney öğrendi, kim bilir neler yapacak."

Asya ciddi bir ses tonuyla "Hayır bir şey yapamaz, izin vermem."dedi.

Onlara doğru yürümekte olan birinin adımlarını duyarak ikiside irkildi.
Gelen kişi Güney'di.

"İzin vermezsin demek Asya?"

Asya ayağa kalkarak Güney'e yaklaştı. " Güney şu an bu yaptığının ne kadar saçma olduğunun farkındasındır umarım."

Güney sesini yükselterek
"Bu şerefsiz hapishaneden kaçtı, değil mi? Kim bilir nasıl becerdi ama bulmuştur bir yolunu."dedi.

Yankı duydukları karşısında sinirden elleri titrer bir şekilde ayağa kalktı. "Sen ne biçim konuşuyorsun benim hakkımda? "

Güney Yankı'ya adımlarını yaklaştırdı.
"Nasıl konuşuyor muşum? Şerefsiz olana şerefsiz denir. Değil misin?"

Yankı titreyen ellerini yumruk yaparak Güney'in suratına indirdi. Güney sarsılarak Asya'nın üstüne düştü.

Yankı Güney'in gömleğinin yakasından tutarak " Kullandığın kelimelere dikkat et Güney efendi, yakında hiç tahmin etmeyeceğin şeyler yaşanacak çünkü." dedi ve sert bir şekilde onu yere doğru ittirdi.
Onları geride bırakarak eve doğru ilerledi Yankı.

Güney'in dudağı kanıyordu.
Asya " Gel bir buz tutalım."diyerek Güney'in dudağına dokunmaya çalıştı. Güney ise Asya'yı ittirerek "Gerek yok, sen başkalarının kolunu tut yeter!"dedi ve hızlı adımlarla eve girdi.

Asya saçlarını karıştırarak "Ben ne günah işledim?" diye sordu kendine.
Arkalarından o da eve girdi. Her ikisiyle de muhabbete girmeden Ala'nın yanına gitti.

Ala endişeli bir ses tonuyla konuştu. "Kızım neredeydin? Seni arıyorum yarım saattir."

"Bir işim vardı, geldim şimdi." diyerek salona girdi Asya. Cenazenin bitimine kadar kimseyle konuşmamıştı. Sadece gözlerinden yaşlar ve aklından Yankı'nın kurduğu cümleler geçiyordu.

SIRLAR ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin