37

13 3 2
                                    

               

                (Yazarın Anlatımıyla)

Güney takım elbiseli adamın arkasından sessizce ilerlemeye devam ediyordu. Bayır yollara ve insanlardan uzak yerlere geçmeye başladıklarında Yankı'nın Asya'ya yapabileceklerinden daha fazla korkmaya başlamıştı.

Sonunda eve varılmıştı.
Güney içinden " Burada ol Asya, lütfen!"diyerek takım elbiseli adamın eve girmesini bekledi. O girdikten sonra Asya'yı arayıp çıkmasını sağlayacaktı. Adamın içeriye girdiğini gördüğü gibi Asya'yı aradı.

"Kapının önündeyim, yanıma gel. Yankı sana kötü şeyler yapacak!"

"Güney amaçları kötü bir şey yapmak değilmiş."

"Asya bir sürü elemanı var hatta bir tanesi de eve girdi. Onun yanında daha fazla kalamazsın. Beni dinle."

"Güney onun bana anlatacakları var yoksa benim de burada kalmaya niyetim yok."

Telefon kapanır

Güney Asya'nın inatçı biri olduğunu biliyordu. Ne dese gelmeyecek, kafasına koyduğunu yapacaktı. Bu yüzden en mantıklısı eve girip onu kendisi çıkartmaktı. Kapıyı sertçe tıkladı. Gene takım elbiseli adamlardan biri kapıyı açtı.

"Kime bakmıştınız?"diye şüpheli bir ifadeyle sordu.

"Asya Güneş'i arıyorum." diyerek göz ucuyla içeriye bakmaya çalıştı Güney.

Adam bakışlarını yere doğru çevirerek
"Hayır burada öyle biri yok, üzgünüm." dedi.
Arkadan bir ses duyuldu. "Kim geldi?"

Adam sesini yükselterek "Önemli biri değil efendim." dedi.
İçeriden adım sesleri geldi.
" Adı neymiş, buraya önemli olmayan kim gelebilir?" derken salondan siyah deri ayakkabılı biri göründü. Uzun boylu, düz kısa saçları vardı. Gelen kişi Erdem'di fakat Güney onu henüz tanımıyordu.

Güney ile göz göze gelen Erdem takım elbiseli adama dönerek " Kapat şu kapıyı!" dedi. Adam "Elbette efendim."diyerek kapıyı kapatmayı zorlasa da Güney eliyle kapıyı ittirdi ve adımlarını içeriye attı. Erdem'e bakarak "Asya'yı bana getir yoksa kendim gidip almak zorunda kalacağım." dedi.

Erdem gülümsedi. "Asya'dan özrümüzü diledik ve kendisi burada konaklamaya niyetli. Bence sevgilisisin diye onun tercihlerine karışmayı kesmelisin."

Güney pis bir gülüş attı. Sinirden eli ayağı titriyordu. Erdem'e yaklaşarak
"Bana Asya'yı getir! Bu son uyarım."

Erdem Güney'i zorlamaya devam ediyordu. " Bu kararı kendisi verdi. Ne hakla karışıyorsun?"

Güney bir yandan Asya'yı görmek için bakışlarını salonda gezdirirken
" Bu evde bir katil barındırdığının farkındasındır umarım. Asya ise masum! Onu saçma işlerinize alet edemezsiniz." dedi.

Erdem arkadan gelen konuşma seslerini alçaltmaya çalışarak
"Henüz neler döndüğünden seninde haberin yok anlaşılan. O yüzden burnunu sokma derim." dedi.

Bu sırada Güney yumruk yaptığı elini Erdem'in suratına geçirmek üzereyken Yankı gereken müdahaleyi yaptı.

Güney kolunu aşağı indirdi.
"Demek katilimiz Yankı Bey teşrif etmişler ya da Ateş Kayaoğlu'mu demeliydim?"
Yankı sessiz kaldı. Sadece gözlerindeki sinir belli oluyordu.
Güney, Yankı'nın üstüne gitmeye devam etti. " Asya'yı bana getir Yankı!"

Ses tonuna hakim olamayarak "Asya buraya gelir misin?" diye seslendi.
Erdem kenardan müdahale etti.
"Yankı ne yapıyorsun?"

Yankı bakışlarını merdivenden çevirmiyordu. Bu sırada merdivenlerden aşağı beyaz, zarif elbisesiyle Asya indi. Güzelliği karşısında herkesi kendine bakakalmış bir durumda bırakmıştı.
Yankı bakışlarını aşağı çevirdi.

"Sonunda geldin be prenses!" diyerek Asya'ya sarıldı Güney.

Yankı'nın içinde anlamsız bir acı oluşmuştu. Bunun sebebi okul zamanında olan hislerinin bitmemiş olmasından kaynaklı mıydı, kendisi de bilmiyordu.

Erdem Yankı'nın kulağına fısıldayarak "Bir şey yapmayacak mısın Yankı? Asya'yı onlara bırakamazsın!"dedi.

Yankı'da fısıltı sesiyle konuşarak "Belki de en iyisi her şeyi gidip kendi gözleriyle görmesidir."diyerek acı dolu gözleriyle Erdem'e döndü.
Erdem sessiz kaldı ve kararı Yankı'ya bıraktı.

Asya, Güney'den uzaklaşarak Yankı'ya döndü. "Artık çoğu şeyi bildiğimi düşünüyorum. Şüpheliden emin olduğunuzda benle konuşmayı unutmayın. Üzgünüm ama Güney'in evinde konaklamak daha mantıklı gibi geliyor."

Yankı başını iki yana salladı. "Tamam Asya, karar senin."
İsteksiz bir şekilde kapıya doğru ilerlemeye başladı.
Güney ise Asya'nın kulağına, duyulmadığını düşünerek "Doğru kararı verdin, bundan emin olabilirsin. "diyordu.

Kapının önüne geldiklerinde telefonunun çalmasıyla bir kaç adım öteye ilerledi Güney. Bu sırada Yankı Asya ile vedalaşma fırsatı buldu kendinde ve kulağına nazikçe fısıldadı.
" Henüz tam anlamıyla hiçbir şey netleşmedi. Sana diyeceğim, orada dikkatli ol ve benden haber bekle. Beklenmedik bir şey ile karşılaşırsan da beni aramayı unutma. Her zaman yanındayım Asya. Birlikte üstesinden geleceğiz, emin ol. "
Gözleri dolu bir şekilde Yankı'ya sarıldıktan sonra " Orada dikkatli ol derken, neyden bahsetmek istedin?"
diye sordu Asya.

Yankı iç çekti.
"Şüpheli olarak bahsettiğimiz kişi her an her yerde olabilir. Gene de dikkatli olmakta fayda var. Yakında her şey ortaya çıkacak. Birazcık daha zaman lazım."
Asya bıkkın bir ifadeyle " Neden bana şu şüphelendiğiniz kişiden bahsetmiyorsunuz anlamıyorum!" dedi.

"Şşt! Sessiz ol. Emin olduğumuzda söyleyeceğiz. Güven bana Asya. Bana bir şey olsa da sana zarar gelmesine asla izin vermem." diyerek Asya'nın omzunu okşadı Yankı.

Güney, Yankı'nın bu hareketini fark ettiğinde sinirle onu kolundan ittirdi.
"Ne hakla sevgilimi elliyorsun?"

Sinirli bir şekilde karşılık verdi Yankı.
"Gene başlamayalım istersen. Yürü git daha da buralara gelme!"
Asya'da aynı şekilde " Uzatmaya gerek yok Güney, sadece gözlerim doldu ve destek olmak için öyle bir hareket yaptı." dedi. Son bir kez evdekilerle de vedalaştıktan sonra kapıdan dışarı çıktı.
"Ben gereken desteği veremiyor muyum Asya?" diye sordu Güney arkasından.
"Bunu dışarıda konuşalım, saat çok geç oldu. Bağırma lütfen." diyerek kapının önünde Güney'i beklemeye başladı.

O andan itibaren kapı kapanmış, Yankı'nın ise gözleri yaşlarla dolmaya başlamıştı. Evdekiler yanına gelerek nelee olduğunu bir bir sormaya başladılar.
"Diyemedim gitme diye, diyemedim. Ya ona bir şey olursa, ben nasıl yaşarım o zaman?"

Erdem yüzünde bir tebessümle Yankı'nın kuvvetli omzuna dokundu.
"Sen Asya'yı unutamamışsın anlaşılan. Benim senin bu halinden anladığım şey bu. Sakın itiraz etmeye çalışma. Hepimiz bunu düşünüyoruz zaten. "

Yankı başını iki yana salladı. Erdem ise konuşmaya devam etti.
" Ne yapıp ne edip Asya'yı onların elinden alacağız ama ona bir şey yapmayacaklar. Bunu sende biliyorsun."

Yankı elini yere vurarak " Hayır işte bundan emin olamıyorum! Her şeyi kendi gözleriyle görmesini istedim sadece. Yanlış mı yaptım Erdem?"
dedi.

"Hayır doğru olanı yaptın. Pozitif düşünmeye çalış. Ayrıca yanında biz varız ve senin için elimizden geleni yapmaya hazırız." diyerek motive vermeye çalıştı Erdem.

Birkaç saat sonra

SIRLAR ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin