38

17 3 1
                                    

Karanlık ve bayır yollardan aşağı inen ikilinin uzun süren sessizliğini Güney bozdu.
"Asya sana yeterince destek vermiyor muyum?"

Gülümseyerek başını yere çevirdi Asya. "Hayır veriyorsun elbette. Yankı sadece destek çıkmak istediği için öyle bir hareket yaptı. Uzatılacak bir konu değildi." dedi.

"Dediğin gibi uzatmayacağım. Sen nasıl istersen. Peki nereye gideceğimizi biliyor musun?" diye sordu Güney.

Asya düşünceli bir şekilde başını iki yana salladı. Güney devam etti.
"Babamın evine gidiyoruz."

Sarı ışıklı sokak lambalarının altından geçerken şaşkınlıkla "Barıştınız mı?" diye sordu Asya.
Güney kafası karışık bir şekilde
"İnan bundan ben de emin değilim ama o yolda ilerliyoruz sanırım. Onu affetmem zaman alacak." diye cevap verdi.

Asya, Güney'in sırtını sıvazladı. "Baban zamanında hatalar yaptı belki ama gene de bir şansı hak etmiyor mu? "

Bu cümlenin aynısını Burcu, Güney'e kurmuştu ama aradaki tek fark Asya bu durumu hata olarak değerlendirirken, Burcu'nun olgunlaşma süreci olarak değerlendirmesiydi.
"Bunu düşüneceğim, henüz bazı kararları vermek için erken." dedi Güney ve sessiz sokakta yürümeye devam ettiler.

Sonunda eve varılmıştı. Saat oldukça ilerlemişti. Güvenliklerden geçildikten sonra herkesin bakışları Asya üzerinde dolanmaya başlamıştı. Garip gözlerle onu süzüyorlardı. Güney kapıyı tıkladı. Asya ise beyaz elbisesiyle mahçup bir gülümseme yapıyordu. Kapı siyahlara bürünmüş iki adam tarafından açıldı. Asya'nın kimliğini sordular. Güney ise kız arkadaşı olduğunu söyleyerek onu içeriye aldı.
Bu sırada gene siyah mini elbiselerinden birini giyinmiş ve çekiciliğiyle baş döndüren Burcu göründü.
"Vay! Kimler gelmiş? Kız arkadaşını getireceğini bilmiyorduk." diyerek Güney'in babası Ümit'e imalı bir bakış attı.

Ümit, Burcu'nun yanına geldi. "Hoş geldin oğlum, siz kimsiniz?" diyerek Asya'ya döndü.

Asya mahçup gülümsemesini yüzünden eksik etmeyerek " Ben Güney'in kız arkadaşıyım." dedi.

Ümit şaşırdı fakat pek de mutlu gibi görünmüyordu. Güney'in kulağına fısıldayarak "Burada mı kalacak?" diye sordu. Güney evet anlamında başını salladı.
"Adın nedir kızım?"

"Adım Asya buraya annemin cenazesi için geld-"
Güney Asya'yı böldü. "Bizde kalmasını ben istedim. Bir kaç gün benimle olması onun için daha iyi olacak."

Ümit başıyla Güney'i onayladı. Burcu ise Asya'yı gıpta ile süzüyordu.
"Misafirimiz için odayı hazırlayalım lütfen!"diyerek tekrardan salona girdi Burcu. İçeriden "Asya gel sana evi gösterelim." diye seslendi.

Nazik bir sesle cevap verdi.
"Tabi."
Aynı Güney'e yaptıkları gibi sıra sıra tüm odaları gezmeye başladılar. Güney'in odasını da gösterdikten sonra sıra yukarı kata gelmişti. Bu katı Güney görememişti. İstekli bir şekilde "Ben bu katı görememiştim. Hadi yukarı çıkalım." dedi.

Burcu ile Ümit bir süre bakıştılar. Ümit geveleyerek "Orası benim çalışma odam, görünmesi pek mühim değil." diyerek yavaşça Güney'i sırtından ittirdi.

Asya'nın aklına Yankı'nın dedikleri gelmişti. Anlaşılan bu evde bazı gariplikler vardı. "Ümit'in çalışma odasını göstermek istememe nedeni ne olabilirdi ki?" diye düşünmeye başladı Asya.

Tekrardan yemek için masaya gelindiğinde Ümit'in sağ kollarından biri olan Sinan'da oradaydı. Asya ve Güney, Sinan ile selamlaştıktan sonra konu açmak için Burcu'ya bazı sorular sormaya başladılar.
"Sizin mesleğiniz nedir?"

"Şekerim bana siz diye hitap etmene gerek yok, Burcu diyebilirsin."
Başını tamam anlamında salladı Asya. Burcu konuşmaya devam etti.
"Ben asistanım, daha doğrusu Ümit Bey'in asistanıyım. Ticaret yapıyoruz."

"Anlıyorum. Ne zamandır bu sektörün içindesiniz?" diye sormaya devam etti Asya. Bu sırada evin diğer üyeleri de yemek yemekle meşguldüler.

Burcu, turuncu ve dalgalı saçlarını geriye atarak Asya'ya döndü.
"Uzun zamandır bu sektörün içindeyiz. Bunu bilsen yeterli olur değil mi canım?"

Asya, Burcu'nun verdiği tepkiyi aşırı bulmuştu fakat susması için bir  sebep değildi.
"Peki hep burada mı yaşıyorsunuz, birlikte?"

Bu sefer bu soruya Ümit cevap verdi.
"Evet beş yıldan fazla bir süredir İzmir'deyiz. Peki sen kızım, üniversite sınavı yaklaşıyor. Ne bölümü istiyorsun?"

Asya iç çekti.
"Bu sene bir bölüm tercih etmeyi düşünmüyorum. Öğretmenlik istiyordum ama annemin vefatıyla pek derslere asılamadım."

Ümit'in sağ kollarından biri olan Sinan, öksürerek boğazına takılan yemeği çıkartmaya çalıştı. Başını kaldırdığı gibi Ümit'e baktı. Burcu ise imalı bir öksürüş ile Sinan'ın susmasını sağladı. Asya neden bu tarz hareketler yaptıklarını anlamaya çalışıyordu. Ümit konuşmayı sürdürdü.
"İstanbul'a geri dönecek misin peki kızım?"

Şaşırarak " İstanbul'da yaşadığımı nereden biliyorsunuz?"
diye sordu.

Ümit kıkırdadı. Burcu ise gereksiz bir kahkaha atarak konuşmaya başladı.
"Şekerim hani Güney ile aynı lisede okuyorsunuz ya, oradan tahmin etti Ümit'ciğim."

Asya isteksiz bir gülümseme yaparak Güney'e döndü.
"Biz kalkalım, afiyet olsun sizlere de."

Burcu, Güney'in ayağa kalktığını gördüğü gibi diklenerek " Nereye Güney'ciğim?" diye sordu.

"Oturup konuşacağız. Bunu bilsen yeterli olur değil mi canım?" diye cevap verdi Asya.

Sinan "Offf , iyi laf çaktı sana Burcu!"
diye seslendi.

"Kes çeneni Sinan!" dedi Burcu ve sinirle masadan ayrıldı.

Ümit kıkırdadı.
"Biraz sinirlendi sanırım, siz rahatınıza bakın çocuklar."
Sinan hala gülmesini durduramıyordu.

Merdivenlerden yukarı doğru çıkmaya başlayan ikili kendi aralarında kıkırdıyorlardı.
Sonrasında ise Güney duraksayarak "Gene de Burcu'ya biraz daha saygılı konuşmalısın. Nasıl olsa bizden büyük." dedi.

Asya kaşlarını çattı.
"Büyük mü? Gayet de genç duruyor. Ayrıca ilk o imalı konuşmaya başladı."

Odaya girerlerken
"Tamam prenses, bir şey demiyorum." diyerek yatağına oturdu Güney.

Sonrasında ise Asya'yı kendine doğru çekerek "Özledim." dedi. Asya salak bir gülümsemeyle Güney'in dizinden kalktı.
"Burcu gelecek şimdi!"

İkiside kahkaha attılar. Güney Asya'nın yanağına bir öpücük kondurdu. Birbirlerini özlemiş olan ikili özlem giderirlerken kapı tıklama sesiyle irkildiler.

Güney sesini ayarladıktan sonra "Efendim?" diye seslendi.

"Asya Hanım orada mı? Odası hazırlandı."
Bu ses yardımcı kadınlardan birinin sesiydi.

"Tamamdır." diye cevap verdi Güney.
Asya kısık sesle "Gitmem gerek." dedi.
Üstünü düzelttikten sonra son bir kez Güney'in yanağına bir öpücük kondurdu. Kapıyı nazikçe açtı ve kendisi için hazırlanmış olan odaya doğru ilerlemeye başladı. Ümit'in kendisi için çalışma odası dediği yeri hala görmek istiyordu fakat yukarı doğru bakındığında kapının kapalı olduğunu gördü. İrdelemeden yürümeye devam etti.

Yorgunlukla kendini yatağa bıraktı Asya. Gözünün önünden, gün içinde yaşananlar bir film şeridi gibi geçti. Burcu ne yapmaya çalışıyordu?
Bu evde Yankı'nın dediği gibi dikkat etmesi gereken şeyler var mıydı?
Yankı ve Erdem'in şüphelendiği kişi katil çıkacak mıydı?
Tüm bunları düşünürken yorgunluktan kapanmak üzere olan gözlerine yenildi ve uzun soluklu bir  uykuya daldı.

SIRLAR ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin