20

27 9 2
                                    


"Asya, kızım! Hadi artık uyan, saat kaç oldu biliyor musun? "

Asya irkildi. Masasındaki küçük aynasından yansıyan Güneş ışığı, doğrudan gözüne geliyordu. Eliyle telefonuna uzandı, telefonuna baktığındaysa saatin 14.23 olduğunu gördü. Yatağında dikleşerek
"Oha be, bu kadar uyumuş muyum ben? " dedi.

Annesi , odanın kapısından
"Evet, maalesef o kadar uyudun. Sabahtan beri seni uyandırmaya çalışıyorum. Kalk da bir şeyler ye. "
diyerek mutfağa yöneldi.

Asya yatağından kalktı, odasını toparlayıp , yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa geçti.

"Bu cinayetin senin arkadaşlarınla bir ilgisi yok değil mi? "
diye sordu annesi.

Asya derin bir nefes aldıktan sonra
"Sana da günaydın anne, sabahları ne güzel uyandırıyorsun. "dedi.

" Günaydın mı? Kızım öğlen oldu bilmem farkında mısın? "

"Üff neyse işte. "

"Soruma cevap vermedin Asya? "
diyerek ısrarla Asya'dan yanıt beklemeye başladı annesi.

Asya başını çevirdi.
"Tabiki de yok , benim arkadaşlarım öyle insanlar mı?"

"Bilemiyorum, etrafındakilere dikkat etmelisin Asya. Sen bir şeyler biliyor musun olayla ilgili? "

"Hayır, bilmiyorum. Öğrenmek de istemiyorum. " diyerek içinden annesinin konuyu kapatması için dua etti Asya.

Annesi net bir şekilde konuştu.
"Bu 1 ay geçtikten sonra nakilini başka okula aldıracağız. "

"Anne, hayır! Buna gerek yok. Yakında kim olduğu öğrenilir. Başka bir okula katlanamam. "

"Hadi hadi, kahvaltını yap sen. "
diyerek Asya'nın dediklerini pek umursamadı annesi. Kızının okulunu değiştirmekte kararlıydı.

Asya kahvaltısını yaptıktan sonra Güney'in mesajını gördü.

"Naber prenses, diyorum ki bugün buluşalım. Ala'yı falan da ziyaret ederiz. "

"Bilmem olabilir aslında.
Saat kaça uygunsun?"

"İstersen saat 4 gibi buluşabiliriz. Ben seni almaya gelirim. "

"Tamamdır o zaman
haberleşiriz."

Asya, hızlıca odasına gidip üstüne boğazlı beyaz kazak, altına mavi kot pantolon ve son olarak üstüne de beyaz kabanını giydi.

Annesiyle vedalaştıktan sonra evden ayrıldı. Binanın önüne geldiğindeyse Güney çoktan arabasına yaslanmış bir şekilde onu bekliyordu.

Üstüne siyah kaban, içine siyah boğazlı kazak, altına ise aynı renk bol paça pantolon giyinmişti. İkisinin de kombinleri birbirlerine benziyordu.

Güney Asya'yı gördüğünde gülümsedi.

"Hoşgeldin prenses, nasılsın? "

"İyi sen nasılsın? "

"Bende iyiyim, hava soğuk arabaya geçelim. "
diyerek Asya'ya kapıyı açtı. İkiside arabaya bindikten sonra Güney
"İstikamet nereye? " diye sordu.

"Bence ilk önce karakola gidelim. " dedi Asya.

Güney başını nazikçe salladı.

SIRLAR ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin