Oy verip yorum yapın tamam mı :')
☠️☠️☠️
Biri beni gıdıklıyordu.
Elimi ne kadar gıdıklanan yere uzatırsam uzatayım o histen kurtulamıyordum. Bacaklarımı birbirine bastırmak istesem de bir şey buna engel oldu. Yüzümü buruşturarak gözlerimi araladım. Uyanmanın verdiği mahmurluk yüzünden yüzümü buruşturuyordum ve kendimi engelleyemiyordum. Dirseklerimi yatağa yasladım ve hafifçe doğruldum.
Beyaz çarşaf göğsüme kadar çekiliydi ama garip olan bur değildi. Alt taraflarımdaki baskı arttığında uykum açılmaya başlamıştı ve ben o anda penisimi saran sıcaklığı hissettim. Dudaklarımın arasından hafif bir inilti çıkarken çarşafı kenara ittim.
"Rex!" dedim sert çıkmasını umduğum bir sesle.
Rex gözlerini kaldırıp yüzüme baktı. Gözlerinde muzip bir ifade vardı. Dilini yeniden penisimden gezdirdiğinde bu görüntünün de verdiği hazla inledim. Kendimi yatağa attım ve ellerimle saçlarını sıkıca kavradım. Siyah, yumuşak saçları parmaklarımın altında ezilirken bacaklarımı boynuna doladım. İnlerken başını penisime bastırdım.
Ellerini kalçalarımın altından geçirip kalçalarımı sıktığında derince inledim. İnlemem odada yankılanırken onun burnundan alıp verdiği derin solukları duyuyordum. Parmağını deliğimde hissettim. Ne zamandan beri yatakta olduğumuzu bilmiyordum. Odanın içini sadece yanan lamba aydınlatıyordu. Kalın perde dışarıyı görmemi engelliyordu. Belki de hala aynı gecedeydik. Ama deliğimin şiştiğini dokunmasam bile anlıyordum.
Rex penisimi dişlediğinde dudaklarımı ısırdım. Gensimden gelen iniltimle başını mümkünmüş gibi daha çok bacaklarımın arasına bastırdım.
"Daha hızlı!" dedim. "Geleceğim! Daha hızlı Rex!"
Rex içine çekmek ister gibi sertçe emdi penisimi. Acı yanında zevki getirdi ve Rex'in verdiği zevk saniyeler içinde acıyı yok etti. Bacaklarımı başının etrafına daha sıkı sardım ve yerimden doğrularak onun başını kollarımın arasına almaya çalıştım. Boşalırken bile beni ağzından bırakmamıştı.
Boşalmanın verdiği rahatlamayla kendimi geriye doğru bıraktım. Bacaklarım kendiliğinden çözüldü. Sol bacağım Rex'in omzunda kalırken sağ bacağım omzunda kaldı. Rex doğruldu ve elinin tersiyle ağzını sildi.
"Yuttun mu?"
"Evet, elbette. Boşa gitmesine izin veremezdim."
Bakışlarımı kasıklarına indirdiğimde aletinin kalktığını gördüm. Karnına kadar yükselmiş olan aleti yutkunmama neden oldu. Karşımdaki adam Yunan Tanrı'sından farksız duruyordu. Tabi bir fark vardı. Yunan Tanrılarının heykellerinden penisleri hep küçük oluyordu ama Rex'in penisine küçük demek hakaret sayılabilirdi.
"Ağzıma almamı ister misin?"
"Tch." Başımı yüzüne çevirdim. "Sadece dokun."
Yattığım yerden doğruldum ve sırtımı yatak başlığına yasladım. Rex bacaklarımın üstüne çıkarak bana yaklaştı. Ellerimle onu kavradığımda genzinden gelen ses dudaklarımı aralamam neden oldu. Sol elimle aletini kökünden kavradım ve sağ elimle sıvazlamaya başladım. Sol elimi çekip onun gözlerine baktım. Avcuma tükürüp bu sefer sol elimle aletini sıvazladım. Eli bir anda saçlarımı kavradığında başımı geriye doğru düştü.
Dudakları dudaklarımı kavradı. Dili ağzımı araladı ve ağzımın içine girdi. Dillerimiz birbirini kavrarken ben tükürüğümle onun aletini okşamaya devam ediyordum. Hafifçe sıktığımda dudağımı dişledi ve beni kendisinden birkaç santim uzaklaştırdı ama dillerimi birbirini sarmaya devam ediyordu.
Onun feromonlarını solurken yeniden sertleşmeye başladığımı fark ettim. Rex'i geriye doğru ittiğimde doğruldu. Bacaklarımı kendime doğru çekip altıma aldım ve iki elimle kavradığım aletini ağzıma soktum.
"Carrie!" diye inlediğinde aletinin başını ağzımdan çıkarttım ve yüzüne bakarak dilimle daireler çizmeye başladım. Ağzıma alamadığım yerleri ellerimle okşamaya devam ettim. "Devam et güzelim, devam et. Al kocanı ağzına."
Penisini ağzıma aldığımda elleri saçlarımı buldu ve kafamı kasıklarına doğru itti. Burnumdan derin bir nefes aldım. Kasıklarının kokusu ciğerlerime doldu. Ağzımı mümkünmüş gibi daha çok araladım. Penisi boğazıma kadar indiğinde öğürme refleksimin olmasından nefret ettim. Onu emmeye devam etmek istiyordum.
Gözlerimi kaldırıp ona baktığımda beniz izlediğini gördüm. Gözlerindeki o şehveti görmek onu yemek istememe neden oluyordu. Hayvani bir içgüdüyle üstüne atlayıp her yerini ısırmak istiyordum. Feromonları delirmeme neden olacaktı, biliyordum.
Penisini ağzıma alıp çıkarmaya başladığımda saçlarımı kavrayan eli sıkılaştı ve hareketlerimi hızlandırdı. Dudaklarım acıyordu, çenem ağrımıştı ama onu bırakmak istemiyordum.
"Carrie," diye fısıldadı iniltiden farksız bir sesle. Gözlerimi ona çevirdim. "Ağzına boşalacağım güzel eşim ve sende yutacaksın tamam mı? Bir damlası bile ağzından dışarıya akmayacak."
Başımı salladım.
"Güzel," dedi ve hareketlerine devam etti.
Birkaç saniye sonra başımı penisine öyle bir bastırdı ki gözlerimi kocaman açtım. Menisi boğazımdan aşağıya kayarken yutkunmaya çalışıyordum ama hala ağzımda olan penisi buna izin vermiyordu.
Penisini ağzımdan çıkarttığında kendimi yatağa doğru bıraktım. Bu sefer benim penisim kalkmıştı ama umursamadım. Rex üzerime eğilip anlıma, yanaklarıma ve en son da dudaklarıma küçük öpücükler bıraktı. Uyanalı yarım saat bile olmamıştı ama mayışmaya başlamıştım.
"Yıkanalım," dediğinde başımı salladım. Üstümden çekildi ve yatağın diğer tarafına gitti. Komodinin üstündeki telefonunu aldığını gördüm. "Saat 10 olmuş."
İlacın etkisi hemen geçmiş miydi? Demek ki ne kendine ne de bana ağır bir doz da vurmamıştı. Bu iyiydi. Fazlası ikimiz için de tehlikeli olurdu.
Bacaklarımı yataktan sarkıtıp yavaşça ayağa kalkmaya çalıştım. Belimdeki ağrı kendisini hafif hafif belli ediyordu. Ayağa kalktığımda Rex'te yataktan kalkmıştı. Ona doğru bir adım attığımda etrafımdaki her şey dönmeye başladı. Midem boş olmasına rağmen kusma isteğiyle öğürdüm. Dudaklarımdan sadece tükürük aktı.
"Francis?" dediğini duydum Rex'in. Başımı kaldırıp ona bakmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Komodine dayadım elimi. Gözlerimin önündeki her şey bulanıktı.
Bayılmama ramak kalmıştı. Bilincimin kapanacak olması beni korkutuyor ve geriyordu. Ayakta kalmaya çalışmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Dudaklarımı zorluklar araladım. Bunu yapmak bile her an düşecekmiş gibi hissetmeme neden oluyordu.
"Rex..."
Kaşlarını çattığını belli belirsiz gördüm. Yüzündeki ifade bir netleşiyor bir bulanıklaşıyordu. Gözlerimi kapatıp açarken sorusunu duydum.
"İyi misin?"
Başımı yeniden ona çevirdim ama konuşamadan gözlerimin önü karardı. En son Rex'in bulanık görüntüsünün üstüme doğru atıldığını gördüm. Sonrasıysa sadece karanlıktı.
☠️☠️☠️
ehehehehehehehehehehehehehehehe
Buyurun cenaze namazına efenim. Aslında bölümü böyle bitirmek benim de aklımda yoktu. Her şey çok ani gelişti desem bana inanır mısınız? İnanırsınız, inanırsınız.
Bundan sonrasında neler olacağını biraz düşüneceğim. Ondan sonra mı yazmaya başlarım yoksa düşünürken mi yazarım bilmiyorum. Farkındayım bölümlerin arasındaki zaman farkları çok fazla ama azaltmaya çalışacağım. Bana inanın.
Sonraki bölümde görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL VE HIRSIZ |Omegaverse
AdventureAmacı bir sürüydü. Amacı bir bölgeydi. Amacı ona karşı isyan edenleri yeniden karşısında diz çöktürmekti. Ama en büyük amacı Omegaların da üstün olduğunu kanıtlamaktı. Sürü, bölge, üstünlük... Tüm bunlar onu soyunu devam ettirmek isteyen bir Kralla...