Rex Wilhelmina yataktan kalktı ve yanında uyumaya devam eden eşine baktı.
Francis son zamanlarda fazla solgun görünüyordu.
Bebeğin Alfa ya da Omega olduğu belli olmadan Sergei ilaç tedavisini kesemeyeceğini söylemişti. İlaçlar Francis'in bünyesine zarar vermeye başlayacaktı, bunu ikisi de biliyordu. Ama Rex'in de bilmesi gereken bir cinsiyet vardı.
Derin bir nefes aldı ve kapıya doğru yürümeye başladı. Kapıyı usulca açtı, dışarıya çıktı. Kapıyı yine yavaşça kapattı. Kapının önünde onu bekleyen Alfa korunmasıyla göz göze geldi.
"Bay Francis'in arkadaşları bugün yine köşke geldiler Rory."
"Gönderdiniz mi?"
"Bay Francis'in şu anda onların görmek istemediğini kendilerine ulaştırdık fakat ısrar ettiler. Sizinle konuşmak istediklerini söylediler."
"Neredeler şu anda?"
"Köşke almak yerine kış bahçesine götürdük onları."
"Güzel," dedi Rex memnuniyetle.
Bebeğin ikincil cinsiyetini öğrenene kadar Francis'in başkalarıyla görüşmesine izin vermezdi.
Ann Glen'le kuzenleri ilgileniyordu. Ama Rex, eşinin bu olayı ne kadar ciddiye aldığını bildiği için sürüden kaçırılan Omegaları kurtaranın Francis olduğu söylentisini yaymışlardı. Cyrus kurtarılmıştı. Rex nasıl kurtarıldığını ya da Ann Glen'in neden böyle bir şey yaptığını bilmiyordu. Kızıl Kral'ın ilgilenmesi gereken en son şey buydu. Kral'ın gücü sadece iki günde kaçırılan tüm Omegaların geri alınmasını sağlamıştı. İşte Francis'in de elinde tuttuğu güç buydu ama Rex'e göre Francis hala bunun farkında değildi. Olacaktı.
Aklına takılan başka bir isim daha vardı. Alper yani Bay X... Francis'in yakın bir zamanda onunla buluştuğunu elbette biliyordu. Alper dişli bir adamdı. Olaylara dahil olmasını istediği son kişi bile değildi. Aslında Francis fark etmeden güzel bir hamle yapmıştı. Paçavralar, sokaklara öylesine hakimdi ki tüm Paçavralar bir araya gelse Rory Sürüsünden daha büyük bir sürü oluşurdu. Tehlike arz ediyordu, bastırılmalıydı. Eski tanıdık olsa bile bastırılması gerekiyordu ve bununla Sergei Maksimov ilgilenecekti. Rex, bu iki güçlü adamın birbirini yok etmesini umuyordu.
Köşkten çıktığında arkasından gelen koruma sayısı beşe çıkmıştı. Kış bahçesinin kubbesi uzaktan kendisini belli ediyordu. Bunca şeyin arasında Rex, Francis'in arkadaşlarıyla uğraşıyordu bir de!
O dördüne gelmemeleri gerektiğini daha sert bir dille söylemeliydi. Ama hayır, bu şüphe çekmesine neden olurdu. Duygusal manipülasyonun açamayacağı kapı yoktu, Rex bunu deneyimlemişti.
Kış bahçesine geldiğinde iki koruma ona kapıyı açtı. İçeriye girdi ve bakışlarını etrafta dolaştırdı. Yapay gölün yanındaki masada oturan dörtlü Rex'i görünce ayağa kalkmıştı.
"Beni görmek istemişsiniz," dedi Rex her zamanki kibarlığını takınarak. "Umarım bir sorun yoktur."
"Bir sorun var Bay Wilhelmina," dedi Georgia. "Carrie hastaneden çıktığından beri onu göremiyoruz. İlk önce adamlarınız Bay Francis kimseyle görüşmek istemiyor dedi, kabul ettik. Çünkü yorgun olduğunu biliyorduk ama hala görmek istemediğini söylüyorlar. Bu ne demek oluyor? Carrie'yi görmek istiyoruz. Bir de bize söylesin görmek istemediğini!"
"Bu isteğinizi reddetmek zorundaydım Georgia. Biliyorsunuz ki Francis hamile ve hamileliğini istemeden tehlikeye attım." Başını mahcup bir tavırla öne eğdi. "Şu anda benden başka kimsenin feromonuna maruz kalmamalı. Omegalarda buna dahil. İsterseniz bu konuyu Sergei'le de konuşabilirsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL VE HIRSIZ |Omegaverse
AdventureAmacı bir sürüydü. Amacı bir bölgeydi. Amacı ona karşı isyan edenleri yeniden karşısında diz çöktürmekti. Ama en büyük amacı Omegaların da üstün olduğunu kanıtlamaktı. Sürü, bölge, üstünlük... Tüm bunlar onu soyunu devam ettirmek isteyen bir Kralla...