darkghost000 Han'ım ister biz yaparız"Burada bir lor peyniri olur" diyen başçavuşu hatırlayıp kendine acıyarak gülümsedi.
Evin önündeki taş basamaklara oturdu. Gece her yanına siniyor, yalnızlık ve kimsesizlik, çürümüş et gibi siyahlaşmış ağır bir karanlıkla dolduruyordu içini. Korkuyordu. Neden korktuğunu da kestiremiyordu. Bu, korkuyu daha da büyütüyordu.
Bütün duyguları onu utandıran biçimler alıyordu. Melisa'yla Ebrar'ın ne yaptığını huzursuz kıpırdanışlarla merak ediyor, Hande'yi böylesine sevip özlerken bir başka kadını merak etmek Hande’ye duyduğu kuşkuyu artırıyordu, o da şu anda
bir başkasını aynı huzursuzlukla merak ediyor olabilirdi.
“Kimse beni istemiyor," diye düşündü "ve ben herkesi istiyorum." Melisa'ya duyduğu öfkeye bir neden bulmak için uğraşıyor, bir neden bulamazsa bunun kıskançlık olduğunu kabul
etmek zorunda kalacağını biliyordu. Hande’yi kıskanmaya alışmıştı, bu kıskançlık her şeye rağmen onu utandırmıyordu
ama beğenmediği bir kadını kıskanmak zavallılıktan ve çaresizlikten başka neyin işaretiydi? "Sadece kabalığına kızdım" dedi kendi kendine.
Hande’nin sesini duymak istedi.
Onun sesi, içindeki bu yabancı kalabalığından, nedensiz korkulardan, isimsiz ve rahatsız edici duygulardan arındırırdı onu. "Tanrı beni cezalandırıyor," demişti Hande’ye bir keresinde, "mutluluğu beni en çok mutsuz eden Kadında arıyorum hep. Seni bu yüzden affetmeyeceğim, bunca mutsuzluğun içinde hep benim mutluluk hayalimi ayakta tuttuğun için, o hayal yıkılsaydı daha çabuk kurtulabilirdim ama buna hiç izin vermedin."
Bütün şikayetlerine rağmen gene de hayatı boyunca vazgeçmek istemediği tek şeyin o mutluluk hayali olduğunu biliyordu. Hande’ye telefon etmek için kayalıklara doğru, karakolun uzağından geçerek, hızla yürürken Hande’nin sesinde o hayali bulmayı umuyordu. O hayal onu herkesten ve en önemlisi yavaş yavaş onu ürkütmeye başlayan kendisinden de koruyabilecek tek güçtü.
Hande telefonu açtığında sesi soluk soluğaydı.
Zehra bir an paniğe kapıldı, gözlerinin karardığını hissetti.
- Ne yapıyorsun? dedi.
- Şimdi içeri girdim canım, telefonun sesini duyunca, sen olduğunu tahmin edip koştum.
- Yalnız mısın?
Hande güldü.
- Yalnızım canım ... Bağırmamı ister misin?
- Hayır ... Beni özledin mi?
- Evet... Çok.
- Ben de seni çok özledim.
Bir an bir sessizlik oldu, Zehra karanlığa doğru baktı.
- Ben çok yalnızım.
Hande, bunun son bir çığlık olduğunu, Zehra’nın artık dayanamayacağını anlamadı ama sesteki derin kederi hissetti.
"Çok üzülüyor, keşke iyi bir Kadın bulsa ve bu üzüntüden kurtulsa," diye geçirdi aklından. Bu dileğinde gerçekten içtendi. Bu içtenliğinde, çaresiz bir hastalığa tutulmuş olan çocuğunu kurtarabilmek için bütün servetini hatta kendi yaşamını vermeye hazır bir babanın sevgisi ve kıskançlık krizlerinden, acılardan yorulmuş bir sevgilinin bıkkınlığı vardı. Artık ikisinin de kurtulmasını istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Yeter Mi?
FanfictionSeni seviyorum beni seviyorsun peki bu biz olmaya yetecek mi Hande?