Mezarlar Ve Katiller

150 21 13
                                    

Kısacık bir bölümle geldüm. Sevgilim mecbur etti biraz burdan kendisine selamlar aşkım tutuyorum sözümü de dün dedim sezon finali diye bugün bölüm attırıyorsun ya... Bu bölümde size katille ilgili tonlarca ipucu vermiştim birkaçını fark edeceksiniz veee söveceksiniz sövün her neyse ilerde olaylar daha da tehlikeli bir hal alacak gibi

oynat bakalım









Zehra  Ebrar'ın omzuna tutundu, Ayça  de gelmiş ona yavaşça sarılmıştı.


- Ah kuzu, dedi Zehra ... Ah kuzu... Ben ona kuzu olma dedim...


Dudakları titriyor, yaşlar gözlerinden iri taneler halinde dökülüyordu.


- Kim yapar bunu? Daha on iki yaşındaydı... Tanrım, kim yapar bunu?


Beyaz çarşafa doğru bir adım atıp durdu.


- Ayça , dedi, sor annesine lütfen Elif’e sarılabilir miyim?


Ayça  duraklayınca bağırdı!!


- Sor annesine... Lütfen sor... Elif 'e sarılabilir miyim, sorsana... O korkar şimdi yalnız başına... O kuzu... Sor annesine lütfen, izin verir mi?

Ayça, Zehra'nın bütün vücudunun titrediğini, yüzünün beyazladığını gördü. Tam kendinde olmadığını fark etti. Bayılacağından korktu bir an. Usulca, "tamam" dedi, "soracağım."


Mor saçlı kadının yanına gidip ona bir şeyler söyledi. Kadın başını salladı.

Ayça  Zehra 'ya işaret etti. Zehra  yavaşça yürüdü.
Ağıt yakan kadınlar susmuşlardı, herkes ona bakıyordu.


Çarşafı açtı,

Elif  gözleri kapalı, solmuş yüzüyle yatıyordu, yüzünde "olur" dediği zamanlardaki ifadesi vardı.


Zehra  diz çöküp Elif’ i kucakladı, başını dizine dayadı.


- Kuzu, diye inledi... Ah kuzu ...
Kucağında Elif 'le ağıt yakan kadınlar gibi sallanıyor,


Elif 'i göğsünde sıkıyordu. Hep aynı sözcükleri söylüyordu.


- Ah kuzu ... Ben sana kuzu olma demedim mi...


Yaşlar Elif 'in yüzüne damlıyordu.

- Hiç sana sarılmama izin vermezdin, bak sarılıyorum ...


Başını Elif 'in boynuna bastırıp kokladı, dağ kekiği ve yanmış odun kokuyordu.


Dudaklarım Elif 'in kulağına yanaştırarak, başka kimse duymasın diye fısıldadı.


- Sen benim kızımsın... Kuzumsun... Elif’ imsin... Biliyor musun, hep öyle kalacaksın ...


Sanki canının yanacağından korkuyormuş gibi Elif 'in başını yavaşça, dikkatle yere koydu. Çarşafı üstüne örttü. Ayağa kalktı. Gözlerini sildi. Kimseye bakmadan hızlı adımlarla bahçeden çıktı.
Köyü hızla geçti, kapıdaki nöbetçinin bir şey söylemesine zaman bırakmadan yanından geçip karakola girdi,

Cansu’nun kapısını çalmadan açtı.

- Sen mi yaptın? diye bağırdı. Çocuğu sen mi öldürdün?


Cansu yerinden kalktı.
- Ne diyorsun Zehra ? Ben subayım, katil değilim.


- Bırak palavrayı ... Sen mi öldürdün?
Zehra'nın yüzü kasılmış, gözleri derin iki kuyu gibi kararmıştı, kendisinden beklenmeyen şekilde öfkeli bir mahalle kabadayısı gibi konuşuyordu.

Sevmek Yeter Mi? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin