3

5.2K 203 22
                                    

22

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

22.6.24

🖤

Ateşin gölgesi yok derler fakat bugün görüyordum ki o ateşin büyük bir gölgesi vardı. Bu büyüklük onun bedeni sayesinde oluşurken beni abluka altına almak istiyordu. Ve ben o gölgenin altına tuzağa yaklaşan yaralı ve aç bir hayvan gibi yaklaşıyordum. Tek dileğim yanıp kül olmamaktı.

Sözlerinin ardından ona sorgularcasına bakmıştım fakat o cümlelerini açıklamak yerine önümdeki yemeğimi yememi söyleyerek yanımdan geçip gitmişti. Merdivenlerden yukarı çıkıp yok olan sırtını son ana kadar seyretmiştim. Sessizlik hâkimdi, duyduğum tek ses nefes alış verişlerimdi. Koca masada yalnız başımaydım. Gerginliğim onun bir anda kalkıp gitmesiyle düzene girmesi gerekirken girmemişti.

Daha fazla yemekle bakışmak yerine masayı toparlamaya başladığımda, yardımcı kız hemen yanıma gelmiş yardıma koyulmuştu. İkimiz beraber masayı kaldırdığımızda Sevil Abla mutfağı kısa sürede toparlamıştı. Bende bu sırada onu odasına çıkarak etrafı toparlama düşüncesinin beni cesaretlendirmesini bekliyordum.

Odada olmamasını dileyerek mutfaktan ayrıldığımda usul usul merdivenleri çıkmaya başladım, attığım her adımda gittikçe onun sesini duymaya başladığımda sesin onun yatak odasından gelmediğini anlayarak kapıyı araladım. Sanırım çalışma odasındaydı. Karanlık odanın ışığını yakarak odaya göz attım, bir şey göremeyince banyoya geçtiğimde burası da temizdi. Bugün çıkardığı kıyafetlerini makineye atarak çalıştırdığımda sessiz çalışması hoşuma gitmişti. Bizim evdeki, evi terk edecek diye bazen Buçeyle korkardık. Neyse ki bu konuda korkmakta yalnız değildik.

Odasının haricinde bu katta banyo vardı. Hemen oraya giderek gerekli temizlik malzemeleri alarak diğer banyoya geri döndüm. Duşa kabini temizlemeye başladım. Ayaklarım ve kollarım ıslanmasın diye onları kıvırdıktan sonra temizlemeye başlamıştım. Biri görse şu halimi gülmekten ne yapardı bilmiyordum. Umarım patronuma böyle yakalanmazdım.

Bu ihtimal yüzünden hızlıca işimi bitirip, kıvırdığım kumaşın parçalarını düzelttim. Elimi yüzümü temizledikten sonra havlu yardımıyla kurulamıştım. Şimdi eski halime geri dönebilmiştim.

Banyodan çıktığımda bir bedene çarpmamla geriye düşeceğimi sanarken, beni kurtaran belimde hissettiğim büyük ellerin sahibi ona aitti. Kalbim adrenalinle çarpmaya başladığında sık nefeslerim telaşlıydı. Eğilen bedenim parmakları sayesinde doğrulmama yardımcı olmasıyla gözlerimiz daha yakından çarpışmıştı. Bakışları yüzümde fazla oyalandığında bundan rahatsızlık duymak yerine heyecanlandım. Kalbimdeki atışların sebebinin başka bir nedenini bulamamıştım. 

"Tıkırtıları duyunca merak edip geldim, meğerse küçük bir kedi varmış." Dediğinde bana ettiği hitap garipsememe neden olmuştu. Gerçekten onun gözünde küçük bir kedi miydim? O kafar küçük müydüm yani?

BİR ÇİFT GÖZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin