24.6.24
🖤
Seni düşünmek kafamın ve yüreğimin en tatlı, en heyecanlı meşgalesidir.
Tenimde hissettiğim parmaklar beni sıkıca kendine çektiğinde o an bir göğüse yaslandığımı anladım. Nevresimin kumaşı bir gölge misali bedenimi sarmaladığında, ikimizi içine çekmişti. Nefes alamıyormuş gibi hissederken düşüncelerimle boğuşuyordum. Bağlı olduğum saçlarımdan dolayı ensemde baskısını rahatça hissedebilirken, gözlerimi büyüdü.
Ensemi öpmüştü.
Öylece önümde duran parmaklarım titrekçe hareket ederek nevresimi sıyırarak kalmak isterken karnıma sarılan sıkı parmaklar buna engel oldu.
"Bırakır mısınız?" diye sordum küçük bir çocuk gibi. Boğazım kurumuştu, bu ânın zorluğunu bir anda susuzluk da eklenmişti.
"Biraz daha uyumak istiyorum." Dediğinde ne cevap vermemi bekliyordu bilmiyorum ama aksini söyledim.
"Oldu o zaman yatalım biz!" dediğimde onaylar mırıltılarını duydum.
"Saçmalamayın!" Diyerek sesimi yükselttiğimde yüzünün buruştuğunu hissettim ama göremedim.
"Bağırma." Dedi huysuz bir sesle.
Tek sıkıntım bağırmam mıydı?
"Kalkar mısınız? Zaten birazdan kalkma saatiniz gelecek, bırakın beni."
Umursamadı. Sözlerimden sonra bir cevap vermezken, bir süre sessiz kalmasıyla nefeslerinin düzene girdiğini fark ettim. Ne yani şimdi uyuya mı kalmıştı? Yok artık. Ben nasıl kalkacaktım ki? Elimi çekmeye çalıştım fakat başaramadım. Bakışlarımı karşımdaki duvara sabitlemiş ve izlemeye başlamıştım. Nefeslerimin düzeni bozulmuş, sık sık nefesler almaya başlamıştım.
Dakikalar geçti enseme değen dudaklarıyla yanıp kül oldum. Sıkıca sarılmış, yorganla da iyice terlemeye başlamıştım. Bir kere ayağımda topuklu ayakkabılar vardı. Her gün temizliyordum fakat yine de yatağa böyle girmek uygun değildi. İsteyerek girmemiştim, resmen zorla kucağına çekilmiştim.
Birazdan isyan edecektim. Bas bas bağırıp yataktan çıkmak varken insanların olduğunu hatırlayıp susup kalıyordum. Allah'ım bana sabır ver diyerek sabır çekmeye başladım. Çektim, çektim ve en sonunda arkamda hareket eden bedeniyle şükrettim. Kirpiklerinin hareketiyle kasılan bedenimi iyice kastım. Uyanıp geri çekilmesini beklerken, dudaklarını boynuma değdirmesiyle sabrımın taştığını hissettim.
Aniden sinirlenip arkamı döndüğümde bana yakın yüzünü hesap edemememden dolayı içimden kendime küfrettim. Bir nefes kadar uzak anlamını tamamen yaşıyordum. Sakin nefesleri yüzüme çarpmaya başlamıştı.
Birbirimize sessizce baktık. Fakat bu kısa sürdü. Bakışları kısa bir an dudaklarıma değerek tekrardan gözlerime çıktı. "Günaydın." Dedi hiç bir şey yapmamış gibi. Sanırım sabahları kafa gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÇİFT GÖZ
ChickLitDerin bir nefes alarak odasına girdiğimde, elimdeki ütülü kıyafetleri yatağa bırakmak için adımlayacaktım ki ardımdan kapının kapanmasıyla korktum. Oda karanlık bir hal aldığında arkamı döndüm ve karartıyla karşılaştım. Boğazımdan akıp giden sıvını...