26.6.24
🖤
Onarılmaz bir şey yaptım, bir bağ kurdum. Bu günübirlik dünyada...
Şirketin önüne geldiğimizi, duran arabadan anlamıştım. Kapımızın aralanmasıyla beklenmeden indiğimde onu bekledim. Koca adımlarıyla yanıma gelmiş, beraber içeriye doğru ilerlemeye başlamıştık. Güvenlikten geçtikten sonra asansöre doğru ilerlemeye başlarken birkaç kişi hoşgeldiniz efendim cümleleriyle yanımızdan geçip gitmişti.
Buradaki kadınların evdeki kurallardan daha fazla kuralcı olduklarını gördüğümde şaşırmadan edemedim. Kısacık etekler ve topuklular gözlerimin büyümesine neden olmuştu. Bu adamın kıyafetlerle derdi neydi gerçekten bilmiyordum. Elbet bir gün sormaya cesaretim olacaktı.
Asansöre geçtiğimizde 9. numaraya basarak geri çekildi. Bir kısmı camdan oluşan asansör koyu tonlardan oluşuyordu. Yukarı çıkan asansör bir anlığına içimi tuhaf ederken belli etmemeye çalıştım. Küçük bir sesle açılan kapının ardından önde o olmak üzere arkasından çıktım. Geniş omuzlarından önümü göremezken, sağ sola bakışlar ata ata ilerlemeye devam ettim. Siyah renkteki kapıyı araladığında bakışlarım kapının pervazında yazan isme takıldı.
Amministratore delegato / CEO
KORHAN FRANCO
Soyadını ilk defa bugün öğrenmiştim. Zaten patronumun kişiliği hakkında pek fikrim yoktu. Giydiği kıyafetlerden dolayı tarzını öğrenmiş, sevip sevmediği şeyler yavaştan öğrenmeye başlamıştım.
Odadan içeriye girdiğimizde ardımızdan kapıyı kapattım. Öylece kapının yanında beklemeye başladığımda çok sürmeden kapı tıklatıldı. Korhan Bey'in emriyle kadın girdiğinde toplantının olduğunu bildirdi. İçimden ofladım. O toplantıya girecekse ben burada ne yapacaktım?
Kadın odadan çıktığında ikimiz odada tekrardan yalnız kaldık. Bakışları bana kaydığında derin bir nefes aldım. Yanıma doğru adımlayarak ulaştığında kafamı kaldırıp baktım. Büyük elleri yanağımı kavradığında dudaklarımı alnıma bastırdı. Bir şey yapamadım, sustum. Gözlerim öpüşüyle kısa süreli kapanmıştı.
"Sen burada bekle, toplantıdan sonra burada olacağım."
Tepkisiz kaldım. Aklım hala alnıma değen dudaklarındayken dikkatimi ona vermekte zorlanmıştım. Bir cevap bekler gibi baktı ama istediğini alamayınca tenini benden çekerek uzaklaştı. Kapıdan çıkıp gittiğinde bakışlarımı daha önce yapamadığım için gözlerimi odada gezdirmeye başladım. Büyük bir odaydı. Kendi odası gibi koyu tonlardan oluşuyordu. Kahve ve siyah ağırlıktaydı. Yine büyük bir çalışma masası vardı, üzerindekiler düzenli bir şekilde yerleştirilmişti. Birkaç tablo duvarları süslerken koltuk takımı boydan boya camın önün yerleştirilmişti. Odanın içerisinde ayriyeten iki tane daha kapı bulunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÇİFT GÖZ
ChickLitDerin bir nefes alarak odasına girdiğimde, elimdeki ütülü kıyafetleri yatağa bırakmak için adımlayacaktım ki ardımdan kapının kapanmasıyla korktum. Oda karanlık bir hal aldığında arkamı döndüm ve karartıyla karşılaştım. Boğazımdan akıp giden sıvını...