Bölüm şarkısı yine Mabel Matiz - Aşkım Gülüm (Bu şarkıyı bu hikayenin şarkısı ilan ediyorum.)
"Yeniden evlenelim demek."
Dizlerime yasladığım başımı hızla kaldırdım.
"Ne dediğinin farkında mısın sen?" tek kaşını kaldırarak başını salladı.
"Hiç olmadığım kadar." derin bir nefes almak istedim ama sanki çarklar boğazıma dizilmişte, her nefese kanata kanata yol veriyordu. Her zaman yalabildiğim bu basit iş bile artık ne kadar da zordu.
"Böyle bir şey olursa, sakladıklarımız açığa çıkar. Korkmuyor musun?" normal evliliklerde boşanma olduğu takdirde, kadın başka biriyle gerçek bir evlilik yapıp boşanmadığı müddetçe eski eşiyle evlenemezdi. Ama bizim evliliğimiz normal değildi ve aramızda herhangi bir cinsi münasebet yoktu. Bu yüzden başka biriyle evlenmeden de, yine nikah kıyabilirdik ama bu kez de Cüneyd'in bana dokunmamış olması, faniler arasında yayılırdı. Gerçi yakın çevremizdekiler ve bizimle ilgilenen emniyet mensupları bu durumu biliyorlardı fakat, durum yine de faniler arasında kargaşa yaratırdı.
Cüneyd böyle bir şeyi nasıl göze alırdı? Üstelik macun olayı yüzünden, sırrı verdim diye beni evden kovmuş, kendisini de söylentilerden uzak tutabilmek için çilehaneye kapatmışken...
"Artık değil."
"Ne değişti?" sorum karşısında dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı. Başı duvara yaslı, gözleri boşluktaydı.
"Cüneyd." sanki kendisinden değil de bir başkasından bahsediyordu.
"Bana dar gelecek dünyan peki? O genişledi mi?" sesimdeki alay elle tutulur biçimdeydi. Bırakırken çok bahanesi vardı. Şimdi hangi birinin üzerini kapatabilirdi ki?
Dudaklarından olumsuzluk bildiren bir nida koptu.
"O daha da daraldı. Meğer olan genişlik seninleymiş. Ben sana yaklaştıkça, arş da arza yaklaşır olmuş. Şimdi içim, dışım kuru bir kabuk. " ah bu gözyaşları, her biri kirpiklerime tırmanmış, onun her lafıyla oradan aşağıya salıyorlardı kendilerini.
Bir süre sessiz kaldık.
"Kıymaz o bana dedim." boşluktaki bakışları yine bana döndü. Anlamaz bakışlar atınca, devam ettim. "Annemle kavga ettiğimizi söylediğim gün... Cüneyd kıymaz bana dedim." gözlerini yere indiren bu kez oydu.
"Niye kıydın bana Cüneyd?" susmak istemiyordum artık içimde ne varsa dışarıya çıksın da rahatlayayım istiyordum.
"Ben babamdan bile kaçıp, sana sığınırken. Sana olan güvenime, inancıma, sevgime nasıl kıydın?" bilsin istedim. Yanan sadece o değildi. Ben de yandım, şimdi ise yandığım yerden kırıldım... Görsün istedim, derdim sadece kimsesizlik değildi; onun beni hapsettiği onsuzluk da vardı.
Başını yerden kaldırıp, dolu gözleriyle baktı yüzüme.
"İstemiyorsun sandım. Hep gitmek, kaçmaktı derdin. Kurtul istedim." sadece bana değil, kendine de derdini anlatmaya çalışıyordu sanki.
"Kaderden kaçılır mı?"
"Kederinim sandım." aklıma gelen anıyla gülümsedim buruk bir şekilde.
"Söküğü tamir etsek de, dikişin izi kalıyormuş demek ki." omuzlarımı silkeledim hafifçe. "Belki de benim acemi terziliğimdendir."
"Ne sökmemeyi biliyorum, ne de tamir ederken yardım edebiliyorum. Her şeyde cambaz olan dilim, senin karşında lâl." gözlerini yine gözlerime dikti. "Belki de benim acemi Mecnun'luğumdandır." başımı arkamadaki kapıya yaslayıp, gözlerimi kapattım. Bunu fırsat bilen gözyaşlarım çoktan öncekilerin izini takip etmeye başlamışlardı bile.
"Affedemiyorum." bu kez hıçkırmaya başladım. Başımı tekrar dizlerime yasladım. Hıçkırıklarımla birlikte omuzlarım sarsılıyordu.
"Senin canın sağ olsun." onun sesindeki buğuyu da çok net duyuyordum.
Biraz olsun sakinleştiğimde, yaklaşan ayak seslerini duyunca hızla elimle yüzümü temizledim ve ayaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Balık
FanfictionKızıl Goncalar 2. sezondan itibaren, özellikle cünzey içerikli yazılacaktır.